ŞEHRİN GÖLGESİNDE
《○ 14. BÖLÜM: DÖVME○>
Bir yalnızlık üstüme çöküyor zamansız
Çoğu zaman, kaçamadanTavana diktiğim bakışlarım, yumruk yaptığım elimin arasında parçalara ayrılmış kâğıda kaydı. Avucumu açmadım, görmesem bile orada olan şeyi çok iyi biliyordum.
Ne çabuk geçti yıllar? Ne çabuk bitti her şey?
Hayallerini ne çabuk astın?Buruk bir tebessüm yer edindi dudaklarımda. Hayal mi? Onlarla beraber kendimi de asmıştım, ölmemiştim henüz; can çekişiyordum.
Ölümüm ansız olmayacaktı fakat çevremdeki herkes sanki beklemiyormuş gibi şaşıracak, yazık diyecek ve iki gün ağlayıp unutacaktı.
Farkındasın kendine zararın
Herkese var da neden kendine yok yararın?
Nedir kararın? Nedir kararın?
Acele etmen gerek çünkü kalmadı çok zamanınUzandığım yerden aniden kalktım. Elimdeki fotoğrafı bir hışımla fırlattım ve bakışlarım, son ses şarkı çalan hoparlörlere kaydı. Titreşen bas, yüksek sesten gelen acıyla beraber kanımı kaynatıyordu.
Az önceki aceleci hareketlerim yerini yavaş hareketlere bıraktı: Oturduğum yerden usulca kalktım, aynanın karşısına dikildim ve yansımama baktım. O sırada şarkının sözleri tekrar yankılandı kulaklarımda, düşüncelerime sert bir darbe vurmuştu.
Bekledim, belki birisi bana laf anlatır
Dostum çünkü hala gülmekten usanmadımDudaklarım usulca kıvrıldı. İçimdeki yangına rağmen maskemi taktım, mutlu hâlime büründüm. Tarağı elime aldım ve şarkının beni etkisi altına almasına izin verirken usulca saçlarımı taradım.
Hayatımda kalıcı olan tek şey dövmelerim
Belki tükenmiş bir kalem, ikiye bölünür anca
Gözlerimden düşenlerin cesetlerine basarak
Yürümek mi istiyorsun? Bence defol koşarakAklıma gelen şeyle duraksadım. Yüzümdeki gülümseme daha da büyüdü, gözlerimde şimşekler çaktı.
Solgun ve uykusuzluktan ötürü mor gözaltlarımı hızla makyajla kapatırken şarkı bitti, yerini başka bir parçaya bıraktı. Düşüncelerim melodinin önüne geçti, birden her şeye sağır oldum. Sadece makyajımı yaptım.
Üzerime deri bir tayt ve siyah kazağımı geçirdim. Yüksek sesli şarkıyı kapatarak odadan çıktım. Bugün izin günümdü. Normalde insanlar kendine zaman ayırır, bir şeyler yapar ya da haftanın yorgunluğunu atardı; ben ise kaybolmuş benliğimi arama derdine düşmüştüm.
Akın'ın bıraktığı kahvaltıya diktim bakışlarımı. Her sabah yemem için bırakır, hiçbir zaman yemeden kaldırırdım. Gün geçtikçe zayıflayan bedenim de bunun kanıtıydı.
Kahvaltılıkları hızlıca topladım. Bulaşıkları makineye attım ve en sonunda evden çıkarak buz gibi havayı soludum. Titrek bir nefesle gülümsedim. Soğuk iyi geliyordu.
Ellerimi ceplerime koydum, paytak adımlarım yörüngesini bilmeden ilerlerken boynumu üzerimdeki kabanıma adeta gömerek öylece yürüyordum. Gittiğim yerin pek de önemi yoktu, düşüncelerim benimle olduğu sürece her yer ızdırap doluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehrin Gölgesinde
ChickLitBir şehir düşünün; bütün bildiğiniz kuralların yok olduğunu. Bambaşka bir dünya, bütün kuralları yıkan ve başkaldırışın sembolü olan Yankı Şehri; hayatının en büyük darbesini yiyen genç kıza yuva olur. Gerçi yuva olan şehrin gölgesindeki bilinmezlik...