ŞEHRİN GÖLGESİNDE
《○8. BÖLÜM: KARMAŞIK İŞLER○》
"Aynı götüme benzedin."
Gözlerimi kısarak komidinin üzerine sabitlediğim telefona döndüm. Nesil, salak bir gülümseme ile bana bakarken ekrana doğru yaklaştım.
"Hayır, çok şık kanka." diyerek araya girdi, Naz. Leyla da mırıldanarak onu onaylarken öylece onlara bakmaya devam ettim.
"Aman," dedim, omuz silkeleyip tekrar aynaya dönerken. "Neyse ne."
Üzerime geçirdiğim siyah bustiyerin yamuk duran yakasını düzeltip makyajımın son dokunuşlarını hallettim. Konser olacağını bildiğim için biraz abartmış olabilirdim fakat buna gerçekten ihtiyacım vardı.
Telefonu elime alarak görüntülü konuştuğum kızlara baktım. "Hazırım."
"Alev gibi kadınsın." derken göz kırptı, Naz. Sırıttım.
"Dikkat et kendine."
Leyla'ya bakarken başımı salladım. "Tamam, anne."
Gözlerini devirdi. "Ciddiyim, Alara. Ottan boktan kavga çıkartıp duruyorlar, olaysız geçer mi sence? O kadar kalabalık bir de." dedi, Leyla tek kaşını kaldırmış bana bakarken.
"Haklı," dedi, Nesil. "Öyle nefes alınır mı diye adam dövüyorlar."
"Tamam, tamam." dedim gülerken. "Dikkat ederim."
"Zahmet oldu mal." diyerek tip tip bakan Nesil'e dil çıkarttım.
"Çıkıyorum ben." Yatağın üstündeki çantamı aldım. "Gelince yazarım."
Kızlar hep bir ağızdan veda sözleri söyleyip tekrardan dikkat etmem için uyarıda bulundular. Telefonu kapatıp çantama attım ve odadan çıktım. Akın, salonda oturmuş kitap okuyordu. Topuklu ayakkabıların sesiyle başını kaldırıp bana bakarken kaşları havaya kalktı.
"Ülkü ile konsere gidiyorum." dedim, karşısında dikilirken. "Gelmek ister misin?"
Başını iki yana salladı. "Kız kıza takılın siz."
"Pekâlâ. O zaman görüşürüz?"
"Görüşürüz." Gülümsedim ve kapıya doğru ilerlerken adımı seslenmesi ile ona doğru döndüm. "Dikkat et, telefonun açık olsun."
Başımı sallayarak çantamı havaya kaldırdım. "Benimle."
Tekrar kafası ile onaylarken arkamı döndüm ve koşar adımlarla evden çıktım. Karşı binanın duvarına yaslanmış Ülkü, açılan kapıyla beraber ayrılarak bıkkınca bana baktı. Sırıtmadan edemedim.
"Gelmeseydin, ağaç olma razıydım ben." derken, kırmızı bir huysuz şirindi. Başımı hafifçe eğerek sırıttım. Sert duruşunun altında öylesine yumuşak ve sevgi dolu bir insan vardı ki, gördükten sonra sevgi dolmuştum.
Yanağından bir makas almamla bir adım geri çekildim. "Yakıyorsunuz, Ülkü Hanım."
Bakışlarım üzerinde gezindi. Askılı bir mini elbise giymiş, beline beyaz gömlek bağlamıştı. Ayağındaki dolgu topuklu ayakkabılar minyon duruşunu yok ederek olgunluk katmıştı. Dudaklarını kaplayan bordo bir ruj, kahverengi gözlerini daha da karanlık hâle getiren simsiyah makyajı ile tam bir gotikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehrin Gölgesinde
Chick-LitBir şehir düşünün; bütün bildiğiniz kuralların yok olduğunu. Bambaşka bir dünya, bütün kuralları yıkan ve başkaldırışın sembolü olan Yankı Şehri; hayatının en büyük darbesini yiyen genç kıza yuva olur. Gerçi yuva olan şehrin gölgesindeki bilinmezlik...