Ben Meriç Kaya. O herkesin dilinde dönüp dolanan Şizofren. Şizofren değilim kafamdakileri açıklayamıyor, dilimin ucuna getiremiyorum. İnsanlar beni anlamıyor ya da anlamak istemiyor. İnsanlara güvenmezdim insanlar da bana güvenmezdi.nAma ben her ro...
Bölüm sakin tatlı hoş, çok denk gelmezsiniz benim yazdığım sakin bölümlere ;) Bence diğer bölüme kendinizi hazırlayın adaya hangi isim veda ediyooo acaba bol kaoslu ayol...susmam gerek.
Hehehhehe bence hemen okumaya başlayın çünkü bölüm Meriç'in ağzından :)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
40.Bölüm.
~ Meriç Derin Kaya ~
6 saat yirmi iki dakikadır hiç uyumamıştım.
Saat sabahın yedisine gelirken etraf hala karanlık sayılırdı.
Gözlerimi ovuşturup ön aynadan arka koltukta uyuya kalan Pera'ya baktım.
Hala üzerindeki kanlı gömlek ileydi.
Yan bir şekilde yatmış elini üzerine yaslandığı kolunun altına yerleştirmişti.
Üşüyordu.
Dudaklarımı yalayıp yutkunarak ön koltuğun üzerindeki kalın mavi renkli içi pamuklu olan ceketimi, arabayı durdurmadan elimi arka koltuğa uzatarak Pera'nın üzerini örttüm.
Elimi geri çekerek uzayan sakallarıma dokundum.
Zihnimi tamamen toplamam gerekiyordu.
Zihnimi toparlamadan önce az önce içime bir yangın gibi düşen merakıma yenilerek, arabayı biraz daha kaldırımın kenarına çekerek durdurdum.
Saatlerdir aynı pozisyonda uyuyor, ya uymuyorsa?
Emniyet kemerimi çözüp vücudumu tamamen arka koltuğa döndürerek hissettiğim gerginlik ile işaret ve orta parmağımı Pera'nın çenesinin biraz altına getirerek nabzını yokladım.
Atıyordu.
"Uyuyormuş." Sadece kendim duyabileceğim bir fısıltı şeklinde konuştuğumda geri önüme dönerek, emniyet kemerimi takıp arabayı tekrar çalıştırdım.