Thomas ne kadar kendisini zorlasa da başarılı olamadı. Adamlar onu sıkıca kavramışlardı ve odasına götürüyorlardı. Biri kapıyı açtıktan sonra Thomas'ın cebindeki kartı aldı. Ardından açılan oda kapısından içeriye onu attılar.
Yere düşmenin etkisiyle acıyan dizlerini ovuşturup onlara döndü. Adamlar, kapı girişinde sinsice gülümseyerek bekliyorlardı. Thomas yerinden kalktığı gibi onlara doğru ilerledi ama adamlardan biri duruşunu hiç bozmadan onu göğsünden ittirip tekrardan yere attı. Bundan eğleniyor gibi bir hâli vardı.
Diğeri de kapıyı kapattı. Tek çıkış yolu da kapanmıştı artık. Tekrardan yerinden kalktı ve kapıya doğru ilerledi, onu orda yalnız başına bırakan adamların ardından, bağırıp cama sertçe vurmaya başladı.
"Nasıl bu kadar taş kalpli olabiliyorsunuz! Geceleri nasıl yatıyorsunuz!?"
Bağırışının ardından iki adamında kahkahası duyuldu. Ardından biri cevap verdi.
"Bebek gibi..."
...
Kısa bir yürüyüşün ardından, herkesin toplandığı yere gelmiştim. Büyükçe bir kalabalık vardı ve herkes tek bir yöne bakıyordu, odak noktaları tekti. Adımlarımı hızlandırıp yanlarına vardığımda, ilk yanıma gelen Alby'di.
Elini omzuma koydu ama bir şey söylemedi, bakışlarından iyi bir şey olmadığı belliydi. Bir süre ona baktıktan sonra, konuşmayacağını anlayıp kalabalığı araladım.
Çimlerin üzerinde beti benzi atmış koşuculardan birini görmeyi beklemiyordum. Bu çocuğu çoğu kez Newt ve Minho'yu yolcu ederken, beraberlerinde götürürken görmüştüm.
En başta ona bir şey olduğunu düşündüm çünkü geldiğimden beri canlı olduğuna dair herhangi bir faaliyet, göstermemişti. Öldüğünü, Alby'nin de onu bana göstermek istemediği için böyle davrandığını düşünmeye başlamıştım ki göğsünün hareket ettiğini fark ettim.
Çocuğa bir şey olmadığı için hafiften sevinsem de içim rahat değildi. İçimden bir ses, daha kötü olan bir şeyin habercisiydi.
"Burda ne oldu?" diye sorabildim ancak. Bilmediğin bir durumda nasıl tepki verilir bilemiyordum.
"Minho bir Istırap Veren'in saldırısına uğramış ve yaralanmış." Newt'in sesinin geldiği yöne doğru baktım. Her sabah Labirent'e girmeden önceki gibi hazırlanmıştı. Durumun aciliyeti kendini hemen belli ediyordu. Yanıma geldiğinde ancak elinde tuttuklarını fark edebilmiştim. İğne ve iplik...
Tanrım, Minho'nun başına ne gelmişti de durum bu kadar vahimdi? Kalbimin, korkudan deli gibi attığını hissetmemle beraber elimi göğsüme bastırdım ve sertçe yutkundum.
...
Thomas, odanın kapısı açıldığında havalandırma kapağıyla uğraşmakla meşguldü.
"Tom! Ne yaptığını sanıyorsun sen!?" Teresa'nın keskin sesiyle, irkilip kapağı kapattı.
"Burda ne arıyorsun?"
"Seni içeride göremedim. Cezalandırıldığını söylediler. Tanrı aşkına, yine ne yaptın?"
"Teresa, ne zaman İSYAN'ın kölesi olmayı bırakacaksın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Labirent: Denek A4
FanfictionBu bildiğiniz diğer Labirent kurguları gibi değil; bir kız var evet ama kız İsyan'a ait değil, mesleği koşucu değil, bir ağabeyi var ama ondan ayrı değil... Kitap sıradan değil, okuduğunuzda bam başka bir kitap olduğunu düşüneceğiniz bir kitap... L...