Bölüm 25:"Onu tanıyorum."

1.2K 102 38
                                    

"Ne yapıyorsunuz?"diye sordu, Thomas.

"Bugün Chuck'ın günü. Onu hazırlıyorlar."

"O daha çok küçük değil mi?"

"Üzgünüm Tom,"dedi Teresa, ona doğru dönerken."Ama hafızası silinmeden önce ona veda etmek istersin diye onu sana getirdim."

Thomas hiç bir şey söylemeden eğildi ve Chuck'la boylarını eşitledi. 

"Thomas ben..."

"Korkma küçük adam,"dedi, derin bir nefes aldı."Burdan seni elimden geldiğince korumaya çalışacağım."

"Ya akşamları?"

"Bütün gece uykusuz kalmak zoruna olsam bile..."ona biraz daha sıkı sarıldı."Rachel ve Newt ordalar. Sana benden çok daha iyi bakacaklarından eminim."dedi ve doğrulup durdurduğu ekranda ikisini yakınlaştırırken.

"Onları çok özledim ama beni hatırlamayacaklar."

"Bu sevgiye engel değil."dedi, Teresa'ya doğru bakarken. Sakin gözükmesine rağmen, Thomas onun kıskançlığını hafiften seziyordu.

Teresa, sonunda Chuck'ın elinden tutup onu götürürken Thomas sadece bakmakla yetindi.

...

Gally'e doğru sahte bir sitemle döndüm.

"Neredeyse iki yıldır burdasın, bunlara alışmış olman gerek."

"Benden büyüksün diye üstünlük taslamaya çalışma."dedim, dirseğimi karnına geçirirken.

"Benim küçük kardeşim ne kadar da çabuk sinirleniyor."dedi, yapmacık bir tavırla.

Elinde tuttuğu çekici aldım ve saatlerdir bir şey yapmadan beklediği çivinin karşısına geçtim. 

"Rachel ikimizin de sağlığı için onu bana ver."

"Sen nasıl benim kadar iyi dikiş dikebiliyorsan bende senin kadar iyi çivi çakabilirim."dedim ve beklemeden çekici çivinin üzerine bastırdım.

Ama çekiç düşündüğümün aksine onun baş parmağına denk gelmişti.

"Rachel!"korkuyla düşürdüğüm çekiç ayağımın üzerine düşmüştü. Acının etkisiyle kendimi çığlık atmamaya zorladım. Dişlerimi dudağıma geçirirken gözlerim dolmuştu. 

"Ne oluyor burda?"bize en yakın olan kişi Zart'tı ve olaylara bizden sonra en yakından o şahit olmuştu.

"Bu ikisi bir araya gelince tam bir komedi meydana geliyor."dedi, Zart'ın yanında çalışan yeni çaylak. 

Ona dil çıkarıp Zart'a doğru döndüm.

"Küreğine sarmaşıklar dolanmış."başını küreğine bile çevirmeden küreğini sallamaya başlamıştı, biraz daha şiddetini arttırınca daha yüzünü çeviremeden küreğe doldurduğu gübrenin hepsi Michael'ın-yeni çaylağın-yüzüne gitmişti.

Acımı anında unutup sesli bir biçimde güldüm. Burda daha fazla kalmam bir savaş davetiyesiydi. Adım atmamla birlikte tekrardan ağrıyan ayak parmaklarımın etkisiyle daha fazla dayanamayıp oturup ağladım.

Tekrardan gülme sırası Michael'deydi. 

"Gülme, sanırım baş parmağımı kırdım."

Labirent: Denek A4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin