"Ayağının ağrıması normal ama acısını çok yoğun hissedersen söyle, seni oturtalım." dedim Newt'e doğru. Bir haftadır deynekle yürüyordu, daha doğrusu sekiyordu.
"Deynekleri bırakıp denememi ister misin?"
"Hayır! Bunu sakın aklından geçirme, daha o seviyeye gelmedin."
"Hadi ama Rachel."
"Olmaz! Bacağın iki farklı yerden kırıldı ve senin onun üstüne bir anda bu kadar gitmemen gerek," odada geriledim ve ondan iyice uzaklaştım. "Şimdi bana doğru yürü."
Yataktan doğrulup deyneklerini aldı. Onlardan destek alarak yataktan kalktı ve kırılan bacağını yavaştan yere bastırdı. Yüzüne baktığımda acıdığını anlamıştım.
"Acıyor ama katlanabilirim."
"Fazla zorlamadan bana doğru yürümeye çalış," başıyla onayladı ve yavaştan yürümeye başladı. "Çok iyi gidiyorsun!"
Şom ağzımı açmamla birlikte, deyneklerinden biri zemine tutunamayıp kaydı. Düşüşünü hafifletmek için öne atıldım ama sert bir şekilde sırtımı yere çarptım.
Newt üstüme düşmüştü ve gülümsüyordu.
"Bunu bilerek yaptın, değil mi?"
"Ne kadar sadık bir sevgili olduğunu test etmek istedim." dedi, dudaklarıma küçük bir öpücük kondururken.
Odamızın kapısı açılıp, içeriye Minho girdiğinde Newt'i üzerimden atamamıştım.
"Sanırım yanlış bir zamanda geldim."
"Hayır, sadece Newt'in yürüme alıştırmalarını yapıyorduk."
"Hoşuna gitmiş gibi duruyor."
"Kapa çeneni, Minho!" Newt'le aynı anda söylemiştik bunu.
Minho gülümsemesini daha sinsi bir biçime büründürdü ve yanımıza gelip Newt'i üzerimden kaldırmada, yardımcı oldu.
"Bir şey mi oldu?"
"Alby, artık hatırladıkların hakkında konuşmamız gerektiğini söylüyor." başımla onu onayladım.
"İki dakikaya, alt kata iniyorum."
Odadan çıkışıyla beraber Newt'i yatağa iyice yatırdım. Terlemişti, eski üstünü alıp anlındaki terleri sildim.
"Her gün hasta olsam bana böyle bakar mısın?" dedi, elini elimin üstüne koyarken.
"Eğer hastalıktan kastın buysa bir dahakine seninle asla konuşmam," derin bir nefes aldım."Bu sefer sağlam bir bahanen olduğu için çok şanslısın."
Avucumu kendisine doğru çevirdi ve öptü.
"Söz veriyorum Meleğim, bir daha böyle bir şey yapmayacağım."
Elimi yanağına götürüp yavaştan okşadım. Yüzünde huzur dolu bir sırıtış belirdi.
"Gitsem iyi olacak." ayağa kalktım ve odadan sessizce çıktım.
"Görüşmeniz düşündüğümden kısa sürdü."dedi Minho, gülümsemeyi hâlâ ihmal etmiyordu.
Gülümsemekle yetindim.
"Kendini nasıl hissediyorsun?"
"Sayende daha iyiyim."
Bir haftada Newt'ten daha iyi gelişme göstermişti. Bu biraz yüreğimi burksa da Minho'nun iradesine hayran kalmıştım.
Çiftlik evinden içeriye girdiğimizde Minho yerine oturmasına rağmen bir yer boştaydı, burası Newt'in yeri olmalıydı...
Benim için ayırdıkları sandalyeye geçtim ve yüzümü onlara döndüm.
"Hazır mısın?"
Alby'i başımla onaylayıp boğazımı temizledim.
"Buraya Labirent Deneyleri diyorlar öncelikle ve bizde İSYAN'ın bir amaçla kullandığı deney fareleriyiz," yüzümü Tava'ya döndüm. "Anlaşılan burası tımarhane benzeri bir yer değil."gülümsedik. Tek farkı onunkisinin daha içten olmasıydı.
"Bir dakika İSYAN'ı nerden biliyorsun? Sana onlar hakkında bit şey söylemedik." dedi Gally.
"Evet, isimlerinin yazılı olduğu kasaları dâhi görmedin."
"Görmeme gerek yok çünkü yaratıcılar anılarımda bu ismi kullanıyorlardı."
"Başka ne hatırlıyorsun?"
"İSYAN'ın bizi sevdiklerimizden ve bir birimizden nasıl ayırdığını hatırlıyorum."
"Ne demek bir birimizden?"
"Bizi iki grupta inceliyorlardı. Minho ve Gally gibileri çok çalıştırıp onlardan az miktarda kan alıyorlardı. Benim gibileri ise az çalıştırıp yaklaşık bir serum dolusu kanı çekiyorlardı."
"Grup adlarını hatırlıyor musun?"
"Hayır ama Minho ve diğerlerinin üzerine çok fazla titriyorlardı. Sanki... Sanki gelecek vadeden bir buluş gibi..."
"Bu neden Gally sokulduğunda tedavisinin hemen ertesi gün geldiğini açıklıyor aslında." dedi Minho.
"Hatırladığın başka bir şey var mı? İSYAN hakkında? Veya buraya konulma amacımız gibi?"
"Seni bu konuda da hayâl kırıklığına uğratacağım Alby ama ne yazık ki sorularının cevabı bende değil..."
"Anlıyorum... Peki bunların dışında hatırladığın bir şey var mı? Her hangi bir şey..."
"Şey... Aslında, sizi hatırlıyorum. On yıla aşkındır birlikte büyüdüğümüz o ortamı ve dostluğumuzu hatırlıyorum," Minho'ya doğru döndüm. "İSYAN koridorlarında koşuşturup çalışanları sinir ettiğimiz zamanları hatırlıyorum. Bize çok fazla kızarlardı ama en büyük eğlencemiz de buydu."
Tava'ya çevirdim başımı."Geceleri yemekhaneden çaldığımız yemekleri aramızda paylaştığımızı hatırlıyorum. Çoğunlukla bize pek bir şey düşmezdi, herkes saldırdığı için."sessizce güldü.
Gözlerim dolmuştu, yıllarımı paylaştığım dostlarımı yanımda ve sağlıklı görmek çok güzel bir histi.
"Birlikte kuralları çiğneyip Fare Adam'ı sinirden deliye döndürdüğümüz zamanları hatırlıyorum. Başta ondan çok korkardım ama sayende korkumu yendim." Alby'e minnettar bir bakış attım.
"Bıçaklarla olan uzmanlığını geliştirmek için deney odalarının altını üstünü getirdiğimiz zamanları hatırlıyorum. Bana dikiş atmayı da sen öğretmiştin, korkudan yırttığın, odanın perdesini diktirirken." Belki Wiston hatırlamıyordu ama içtenlikle gülümsemeyi de ihmal etmemişti.
"Ve beni C grubu zorbalarından koruduğun zamanları hatırlıyorum, çoğunlukla ya yüzlerini dağıtırdın ya da ceza alırdın. Ama onlar için değerli olduğunu bildiğinden zekanı kullanıyordun."
Gally, başını olumlu yönde salladı.
"Çocuklardan birinin burnunu kırdığım için nasıl ağladığını hatırlıyorum, ben de."
"Ve en önemlisi de," bir kez daha boğazımı temizledim."Newt'in dikkatini çekmem için nasıl şekilden şekle girdiğinizi hatırlıyorum."
Aynı anda yükselen sesli bir kahkaha kulaklarımı doldurdu. Gülümserken içimden şu sözleri fısıldadım.
"Böyle yakın dostlarım olduğu için çok şanslıyım."
Ama bu güzel anın da kısa sürede bozulacağını bilmiyordum...
Kısa bir geçiş bölümü ama olaylı bölümlere geçmeden önce arada olması gereken bölümlerden.
Gelecek bölümlerde olmasını istediğiniz veya olacağını düşündüğünüz bir şeyler var mı? Bilmeyi çok isterim doğrusu.
Haftaya uzun bir bölümle görüşürüz Kayran sakinleri💜💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Labirent: Denek A4
FanfictionBu bildiğiniz diğer Labirent kurguları gibi değil; bir kız var evet ama kız İsyan'a ait değil, mesleği koşucu değil, bir ağabeyi var ama ondan ayrı değil... Kitap sıradan değil, okuduğunuzda bam başka bir kitap olduğunu düşüneceğiniz bir kitap... L...