Yerde cenin pozisyonunda uzanıyor ve ellerimle şakaklarıma baskı yapıyordum.
Çevremden kimse beni sakinleştirmeyi başaramamıştı ya da yanıma yaklaşmaya cesaret etmişti. Zihnimdeki sesler yoğunlaşmıştı ama aralarından seçebildiğim tek ses Teresa'nınkiydi.
"Özür dilerim Rachel ama beni hatırlamana izin vermem."
Öyle ne kadar kaldığımı bilmiyorum ama sakinleştiğimde etrafımdaki kalabalık pek azalmış sayılmazdı.
Gözlerimi araladığımda gözlerimi rahatsız eden güneşle birlikte tekrar kapatmam bir oldu.
"Rach."mavi gözlü bir gencin sesiyle gözlerimi biraz daha sıkı kapattım. Sesler hala canımı yakıyordu.
Kolumdan tuttu ve ayağa kalktı. Gözlerimi hafiften araladım ve düşmemek için önüme baktım. Çiftlik evine doğru götürüp bir sandalyeye oturttu.
"İyi misin?"
"Neden çığlık attın?"
"Olanların sorumlusu sen misin?"
"Saçmalama!"tanıdık sarışın bir genç, son soruyu soran çocuğun omzuna vurup onu susturdu.
Gözlerim etrafı taradı ama ne Thomas'ı ne de Teresa'yı görebildim.
"Thomas ve Teresa nerde?"
"Bunların sorumlusu onlar mı!?" buraya gelmemde yardımcı olan genç sert bir şekilde sordu."Biliyordum! Geldiklerinden beri huzurumuz kaçtı!"
"Teresa..."sesim çok kuru ve çatallı çıkmıştı. Tava elindeki su dolu bardağı bana uzattı. Suyu boğazımı yakacak kadar hızla kafama diktim. "Bana onu gösterin."
Sarışın İngiliz başını olumlu anlamda salladı ve kolumdan tutup ayağa kaldırdı.
Revire doğru ilerlemeye koyulduk.
"Zarar mı gördü?"
"O değil..."
"Thomas?"
"Kendisini sokturdu, hafızasını geri getirmeye çalıştı."
Bu yaşanan ironiye içimden güldüm.
Birimizin hafızası silinirken diğerinin yerine geliyordu.
İçeri girdiğimizde beklediğim gibi Thomas yatakta ve solgundu ama Teresa... O ise tam tersiydi.
"Teresa?"
Kafasını kaldırdı ve bana baktı.
"Bir sorun mu var?"
"Neden seni hatırlamamı istemedin?"
"Efendim?"gözleri irileşti."B-ben neden bahsettiğini anlamıyorum."
"Teresa,"derin bir nefes aldım. "Geçmişe dair anılarım silinirken senin sesini duydum."
"Ben orda bile değildim!"
"Zaten sesin daha buraya gelmeden beni rahatsız etmeye başlamıştı! Geçmişimde nasıl yer alıyorsun bilmiyorum ama senle temasa geçtiğimden beri başım ağrıyor!"sesim titredi ve gözlerim doldu."Seni hatırlamak umrumda bile değil ama sen benden ailemi çaldın. Onlara ait mutlu anlarımı aldın! Seni hatırlamamı neden istemiyorsun bilmiyorum ama umarım bunun için geçerli bir sebebin vardır!"
"Ben-bir-şey-yapmadım!"dedi her bir kelimenin üstüne basa basa. Yaklaştı ve omzumdan itti.
"Dokunma bana!"kükredim ve aynı şekilde ona karşılık verdim.
Dengesini kaybetti ve geri geri girip sırtını duvara çarptı. Sırtını duvara sertçe vurdu ve odayı anında bir gürültü kapladı.
"Ne kadar da uysal bir kız seçmişsin kendine, Newt."
"En azından ben bir şey saklamıyorum!"
"Ben de öyle!"
"Rachel, gitsek iyi olacak." Newt omzuma dokundu ve beni kendisine doğru döndürdü. Başımı omzuna dayadım ve ağlamaya başladım.
"Bu kadar yeter!"kapı sertçe açıldı ve içeriye tekrardan o genç ve birkaç kişi girdi."Bu ikisini çukura atın!"
Kafamı kaldırdım ve kızaran gözlerimle onlara baktım.
"Ne yapıyorsun! Yetki benim elimde!"diye bağardı Newt.
"O Alby ölmeden önceydi!"kızı kolundan tuttu ve bu sırada iki kişi Thomas'ı yataktan kaldırıp götürmeye başladılar.
"Alby..."
Bu isim tanıdık geldiği kadar uzaktı. Hafızamdan silinmiş biri olmalıydı. Hayatımda etkisi bu kadar mı büyüktü ki silinmişti?
"Siz de mi Jeff, Clint!?"
Sarışın ve siyahi olan çocuklara baktım. Ya onlar? Onları neden hatırlamıyordum?
Yutkundum ve onları götürüşlerini izledim. Newt ne kadar karşı çıkarsa çıksın Teresa o kadar sakin davranıyordu. Bunun sorumlusu ben mi yoksa kendisi mi olduğunu düşünmeden edemedim.
"Yeter artık Gally! Onları buraya getir! Thomas yaralı ve Teresa burda kalmalı, söyleyecek şeyleri var!"ona doğru yürüdü ama Gally koca elleriyle onu göğsünden itti. Newt dengesini kaybetti ve düşmekten son anda kurtulup yatağın köşesine tutundu.
Eğildim ve onu yerden kaldırırken başımı Gally'e çevirdim.
"Üzgünüm Rach."
...
"Planı olan var mı?"dedi, Minho.
"Aslında..."Jeff olduğunu tahmin ettiğim ve sonradan aramıza katılan çocuk konuştu."Teresa baygınken Labirent'in tek çıkışımız olduğuna dair bir şeyler mırıldanmıştı."
"Peki bundan emin misin?"
"Bilmiyorum ama sen Thomas'la bulduğunuz geçitten bahsettikten sonra bana mantıklı geldi."
"Katılıyorum."dedi Tava.
"Her şekilde tehlikeli ama burda bekleyerek ölmekten daha iyi."dedi Newt, dudaklarıyla oynarken.
Gözler yavaşça bana doğru döndü.
"Ya sen?"dedi Minho.
"Gally'e karşı gelmeye hazır mısın?"
Yutkundum ve başımı olumlu anlamda salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Labirent: Denek A4
FanfictionBu bildiğiniz diğer Labirent kurguları gibi değil; bir kız var evet ama kız İsyan'a ait değil, mesleği koşucu değil, bir ağabeyi var ama ondan ayrı değil... Kitap sıradan değil, okuduğunuzda bam başka bir kitap olduğunu düşüneceğiniz bir kitap... L...