"Bunu yaptığınıza inanamıyorum!"
"Tom, sakinleş lütfen."
"Beni tutma, Teresa!" Teresa'nın onu tutan kolunu ittirdi ve Ava'nın karşısında dikildi."Toplantıda sadece onu deneyeceğiniz kararını almıştınız, onu sokmayacaktınız!"
Ava'nın yanında bulunan -ve Thomas'ın dün akşam kavga ettiği adam-lafa karıştı.
"Bazen plana sadık kalmadan ilerlemek zorunda kalırız. Kız, arkadaşlarını bir türlü bırakmadığı için bunu yapmak zorundaydık."
"Hayır değildiniz! Neredeyse bir saat sizin emrinizde koştu ve onu hiçbir gerekçe yokken, bu duruma soktunuz!"
"Sen bu işe karışma, sadece on altı yaşındasın."
"Şimdi ya tedaviyi yollarsınız ya da siz ne kadar karşı çıkarsanız çıkın ben yollarım!"
"Thomas haklı, Gerhard," Ava sonunda sessizliğini bozmuştu. "Toplantıda, kızın sokulacağına dair bir karar almamıştık," ardından yavaşça Thomas'a döndü. "Arkadaşın için tedaviyi yollayabilirsin,Thomas."
...
Büyükçe bir binaya bizi getirmişlerdi. Ülkenin geri kalanına karşın burası gayet sağlam ve kusursuzdu. Araçtan indirilmemizle beraber, herkesi birbirinden ayırmışlardı. Sammy'nin yüzüne dolu gözlerimle son kez bakmıştım. Aynı bizim gibi ayrıldıkları için ağlayan başka kardeşlerde vardı.
Binaya girmemizle beraber, birkaç doktor önlüklü insan, karşımıza gelmişlerdi. Hepsinin yüzünde; takındıkları sahte bir gülümseme ve keskin bakışlar vardı. Ortada bulunan doktor, bakışlarını biraz daha yumuşatarak kalın ama yumuşak ses tonuyla konuştu.
"İSYAN'a hoşgeldiniz. Burada geri kalan yaşantınızı bizimle beraber, dış dünyadan uzakta sürdüreceksiniz."
Son söylediği cümlede tüylerim diken diken oldu. Sonsuza kadar burda, dışarıda olanlardan uzakta yaşayacaktık. Ama ne uğruna?
Tekrardan ayrılmamız üzerine beni ve birkaç çocuğu yanına alan doktor, sessizliğini bozarak konuştu.
"Öncelikle size birkaç küçük test yapacağız ve yeni isimler vereceğiz. Artık her yerde bu ismi kullanacaksınız, eski adınızı unutun. İlk birkaç gün zorlayıcı olsa da sonradan alışacaksınız, sonuçta bir süreden sonra ondan başka bir şeyiniz kalmayacak."söylediği sözler, o kadar robotik ve zorlayıcıydı ki ister istemez korkabiliyordu insan...
Koca koridoru sessizce geçtik. Kimsenin konuşacak cesareti yoktu, benimde öyle... Şu an yanımda Sammy'nin olmasını ne kadar isterdim... Yanımda olup bana sarılmasını ve desteklemesini... Dolan gözlerimi, küçük ellerimle sildim. Burda güçsüz birine pek yer yok gibiydi.
Ağlamak bir güçsüzlük belirtisi değildir...
Koridorun sonunda, doktor tarafından açılan kapıdan içeriye girdik. Üzerimizde deney yapmaya hemen başlayacaklardı anlaşılan...
Doktor, yüzünü bize doğru dönerek yine aynı ses tonuyla konuştu.
"Yanınıza birazdan birkaç arkadaş gelip sırasıyla sizi benim yanıma getirecekler. Burda bekleyin."
Gidişiyle beraber, kızmamasını umarak yere oturdum ve dizlerimi karnıma doğru çekip yanağımı yasladım.
"Korkuyor musun?"önümden gelen, kibar erkek sesine rağmen duruşumu bozmadan sessizce bekledim. "Korkma, sadece birkaç damla kan alacaklar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Labirent: Denek A4
FanfictionBu bildiğiniz diğer Labirent kurguları gibi değil; bir kız var evet ama kız İsyan'a ait değil, mesleği koşucu değil, bir ağabeyi var ama ondan ayrı değil... Kitap sıradan değil, okuduğunuzda bam başka bir kitap olduğunu düşüneceğiniz bir kitap... L...