27. Bölüme Hoş Geldiniz🌷
İstek bölüm geldi🌷Sizler isteyin ben yazarım🌷
Bu bölüm özel olarak bol yorum rica ediyorum. Beni kırmayacağınızı biliyor ve hepinize şimdiden teşekkür ediyorum.🌷
Multimedyadaki müziğimizi sevgili arkadaşım @iyibirokurrr gönderdi. Birlikte dinledik ve ben o kadar beğendim ki. O kadar uydu ki bölüme. Sonbahar kahvelerimiz hazırsa müziğimizi tıklayalım. Bölüm sizlerin keyifle okuyun🌷
Cama vuran yağmur damlaları eşliğinde derin ve sessiz alınan nefesler vardı. Zeynep, uzandığı dudakları öperken karşılık alamasa da, bundan dolayı canı yansa da, titreyen elleriyle daha da sardı Kerem'in omuzlarını.
Kerem, ne olduğunu anlamadan sonbahar gözlüsünün dudaklarını sunmasıyla hareketsiz, tepkisiz kaldı. Dudaklarından başlayan sıcaklık, tüm bedenini, ruhunu kaplarken, Zeynep'in ısrarla öpmesine karşılık veremiyordu.
Sevdiğiydi...
Uğruna gözünü kırpmadan öleceği, yalan da söylese inanacağı, ölene kadar başkasını sevmeyeceğine kalbinin ant içtiğiydi. Az önce yaşanan çirkin olaydan sonra böyle bir şey yapmasını anlamlandıramıyordu. Zeynep'e yapılan çirkin konuşmayı hazmedememesi bir tarafa başka şeyler de vardı... Dudaklarını esir alan sıcak dudakları sonuna kadar arzulasa da öpemiyordu. Uğruna yansa da karşılık veremiyordu ama sevdiği yanına gelip böyle öperken... Titreyen elleri ensesinden sımsıkı sarmışken... Sıcak nefesi ciğerlerine dolup taşarken... Bir kadın bir erkeği neden öperdi? Ya da bir erkeği bir şey hissetmeden öper miydi? Hele de bu kadın Zeynep'se... Hele de bu kadın hayallerini taçlandıran sonbahar gözlüsüyse... Böyle sıcak, böyle yumuşak, narin ve kırılgan...
Ve böyle istekli...
Kalbi titrerken, yıllar önceki o kokusunu duyup içindeki feryadı bastırdı. O yeter ki yaşasın dediği kadın yaşıyor, yanında ve karısı... Kalbi hızla çarpmaya başlarken, yanlarına düşüp kalan elleriyle belini kavradı önce. Sonra kendine çekip öpmeye başladı. Çölde susuz kalmışçasına kana kana... Karanlıkta yıllarca kalan birinin güneşi ilk gördüğünde alışmak için, gözlerini sımsıkı kapattığı gibi kapattı gözlerini. Hayal mi gerçek mi bilmediği şu ânı doya doya yaşarken, belinden daha da kavrayıp tek hamlede aynaya dayadı. Bir eli belini kavrarken, diğer eli şu ânın gerçekliğini teyit etmek istercesine sımsıkı kavrayarak omzuna, oradan saçlarının arasına geldi. Kendine sunulan sıcak dudakları daha da çekerken içine, Zeynep'in karşılığının daha da istekli olmasıyla onun nefesini soluyup; dilini dudaklarının arasından kaydırıp daha da sardı. Zeynep'in verdiği sesli nefes ruhunu sarmaşık gibi boydan boya sararken aldığı sesli nefesle birlikte elleri sevdiği kadının ensesini buldu. Öpmesi hırsını düşürmeden daha yumuşak bir hale gelince Zeynep'in ellerini saçlarının arasında gezdirmeye başlamasıyla hayal ve gerçeği ayırt etmeye başladı. Dili, sevdiğinin tüm tadını yayarken bedenine, kalbindeki sakin ama deli çarpıntı da artmaya başladı. Eli, Zeynep'in saçlarının arasından geçip kendine çekerken, duyduğu küçük inilti ve öptüğü kadının sımsıkı sarılması gerçekle yüzleşmesine sebep oldu.
Hayal değildi... Gerçekti...
Hayal bile etmediğini yaşıyordu, hem de dolu dizgin. Dudaklarını çekti içine, tekrar çekti, tekrar ve tekrar... Her çektiğinde karşılığını fazlasıyla alırken; eli Zeynep'i boynunu, oradan yüzünü buldu. Eline değen ıslaklık öpmesini yumuşatırken, kalbini kızgın demir gibi dağladı. Çekilmeye çalıştı ama Zeynep arzuyla öpüşünü derinleştirirken bu mümkün değildi. Karşıladığı diline aynıyla karşılık verirken artık Zeynep kendini neden öptü, niye yanında, umurunda değildi. Umurunda olan tek şey, sevdiğinin deli gibi çarpan kalbinin sesi, onun ruhuna hayat veren, soluduğu nefesiydi. Arzu, bir virüs gibi ikisinin de damarlarında dolaşıp artarken, düşüncelerini daha ileriye götürdü. Kerem, kendine hakim olamayacağını anlayıp sevdiğinin dudaklarını bir nefes gibi içine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonbahar Rüzgarları
RomanceÖlümün mevsimidir sonbahar... Sonbaharda seçeneği yoktur yaprağın, dökülmekten başka. Sararmak, dökülmek, sonrası ölüm... Tıpkı insanın ölümü gibi. Ben de tıpkı o sarı yapraklar gibi meçhule savrulurken rastladım ona. Bu kez önümde seçeneğim vardı...