26. Bölüme hoş geldiniz🌷
Stiletto özel istek bölümden sonra sizlerin istediği diğer özel bölümler ardı ardına gelmeye başlayacak. Bu bölüm de onlardan biri.
Meleğim ve Badisebam siz istediniz ben de yazdım🌷
Olayları sıra sıra işlerken aralarına aşkı serpiştireceğiz. Bu bölüm, eskilerden gelen bir kızın esas oğlanımıza saplantısını anlattı. Saplantı deyince sanki bizim kızımız daha ağır basacak gibi. Bölüm hakkında fazla ipucu vermeden konuşmayı kesiyorum.
Multimedyada Barış Manço'dan Harika bir enstrümantal var. Açarak okursanız çok sevinirim. Sonbahar bitti kış mevsiminde geçsek de Sonbahar kahvelerimizi alalım. Bölüm sizlerin keyifle okuyun🌷
Kerem'in elini cesaret almak istercesine sıkıp ona döndü. Onun şüpheli bakışlarına tedirgin ifadesiyle cevap verirken sorduğu soruyla kalbinin derinlerden sızladığını hissetti."İyi görünmüyorsun. Hemen gidebiliriz."
Yüzüne buruk bir tebessümle yayıldı. Bir zatürre geçirmişti sadece. Neden bu kadar endişeleniyordu ki...? Neden hemen yüzü değişiyordu? Elini sıktı yavaşça.
"İyiyim ben. Ama sen istemiyorsan gidebiliriz."
Kerem bir an duraksayıp, daldı sonbahar hüznü dolan gözlere. Sözlerini anlamaya çalıştı. Sanki bu kez anlamıştı, evet tam olarak anlamıştı. Kalbi seğirirken kendine gelip belli belirsiz gülümsedi.
"Sen iyiysen sorun değil."
İkisi de hüzün dolan gözlerle birbirlerine bakarken yüzlerindeki ifade acı kaplıydı. Acı burukluk...
"Hoş geldiniz."
Duydukları sesle aynı anda dönüp baktılar konuşan kişiye. Rengin'in bakışları ikisi arasında gidip geliyor derin nefesler alıyordu. En son, gözleri Kerem de takılı kaldı. Acı dolu bir ifade oluşurken yüzünde, elini uzattı.
"Hoş geldin Kerem."
Kerem, elini uzatıp "hoş buldum" derken az önceki andan çıkamamıştı daha. Zeynep, bakışlarını Rengin'den çekip Kerem'e baktı. O zaman bu kızın anlattıklarıyla; Kerem'in, şimdi, ona bakışını karşılaştırdı. Hiçbir şey anlamayınca bakışları Rengin'i buldu. Onun bakışları ürpertirken, birden eski haline bürünüp aynen onun gibi gülümsedi. Rengin'in bakışları hâlâ birbirini bırakmayan ellerine bir an değip tekrar Zeynep'e odaklandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonbahar Rüzgarları
RomansaÖlümün mevsimidir sonbahar... Sonbaharda seçeneği yoktur yaprağın, dökülmekten başka. Sararmak, dökülmek, sonrası ölüm... Tıpkı insanın ölümü gibi. Ben de tıpkı o sarı yapraklar gibi meçhule savrulurken rastladım ona. Bu kez önümde seçeneğim vardı...