15 bölümlük hikayemizin 36. bölümüne hoş geldiniz🌷🙄🤛🏻
Hikaye bitene kadar kendimi rencide etmeye devam edeceğim. En fazla 15 bölüm derken acaba ne içmiştim🙄
Multimedyada çok güzel bir şarkı var. Deniz Seki "Aşk Öyle Bir Büyü'ki" demiş çok da güzel söylemiş. Açarak dinlemenizi tavsiye ediyorum🌷
Bu bölümün müziği için vaktini harcayan "Badisebacanım'a çok teşekkür ediyorum. Onun bulduğu şarkılar diğer bölümlerde karşımıza çıkacak.
Ben bu bölümü sana ithaf ediyorum güzel insan. Badisebacanım bölüm senin. Umarım beğenirsin umarım moralinin düzelmesine bir katkım olur.🌷🥰🤗
Ve ikinci ithaf🤗 Canım bükücüm Gülten iyi ki doğdun. Artık 18 oldun. Ailenle birlikte sağlıklı huzurlu güzel yıllar diliyorum. Seni seviyorum🌷Bölüm aynı zamanda senin canım. Keyifle oku🥰
Değerli yorumlarınızı bekliyorum🌷
Kerem, vurgun yemiş misali olduğu yerde kalırken, gözlerini kapayıp açtı. Zeynep'in üzerinde gelinlik, teninden mis gibi buram buram yayılan leylak kokulu parfümü, buğulu sonbahar gözleri ve az önce söylediği sözler... Kendine gelmeye çalışırken, ağır ağır yanına gidip inanamayan gözlerle baktı, ellerini dudaklarına götürüp buğulu sonbahar gözlerine baktı.
"Ben, senin tarafından sevilmeden çok önce, seni kalbime kabul ettim. Hayatıma, kalbime gerçekten hoş geldin kalbimin sahibi."
Zeynep, sevinçle nefes alırken buğulu gözlerinden akan bir damla yaş yanağından süzüldü. Kerem'in ellerini dudağına götürüp çekti, acıyla gülümserken ağlamamak için dudaklarını bastırdı.
"Seni o kadar çok seviyorum ki. Beni sahibi yaptığın o kalbinden ne olursa olsun gitmem."
Kerem, sevgi dolu gözlerle bakarken duyduğu sözlerle kalbi deli gibi çarpmaya başladı. Sevdiği kadının sonbahar gözlerinden akan yaşa parmağını değdirip yavaşça eğildi. Dudaklarına sıcak bir dokunuş bırakıp çekildi.
"Ne olursa olsun gitmene izin vermem. Zeynep seni çok seviyorum."
Sarılıp dudaklarını su misali içine çekerken aldığı karşılıkla sımsıkı sarıldı. Sonbaharın son saati, birbirini seven iki kişi... Kerem, sahiplenircesine öptüğü dudakların arasından dilini kaydırırken öpmesi tutkuya bulandı. Sevdiğinin sıcak nefesini, teniyle bütünleşmiş mis gibi leylak kokusunu içine çekerken yavaşça çekildi. Hasretle sonbahar gözlüsüne bakarken burnuna bir öpücük bırakıp ağır adımlarla gidip ışığı kapattı. Elektrik düğmesinin kapanma sesi Zeynep'in ürpermesine sebep olurken gözlerini kapattı. Ellerini sıkıp açıyor hızlı nefesler alıyordu. Kerem'in ayak sesi yaklaşınca nefesini tuttu. Ensesinde hissettiği sıcak nefes, titremesine sebep olurken boynunda hissettiği sıcak dudakların etkisiyle gözlerini açtı, yavaşça. Belini saran ellerin üzerine elini koyup başını Kerem'e dayadı. Hissettiği duygunun adını bilmese de huzur kapladı her yanını.
Yavaşça dönüp Kerem'le yüz yüze gelince heyecanlı bir tebessüm belirdi yüzünde. Kerem, aldığı o gülümsemeyle kendinden geçerken sevdiğinin dudaklarına kapandı tekrar. Sımsıkı sararken, eli gelinliğin fermuarını buldu. Fermuarı tamamen indirdiğinde, Zeynep'in; Kerem'in, omuzlarında olan elleri titremeye başladı. Yavaşça çekilip sevdiği adamın gözlerine baktı. Heyecanlı nefesi ve korkusuna zıt Kerem'e yaşattığı o ilk geceyi hatırlayıp sessizce "seni seviyorum" dedikten sonra dudaklarına uzandı. Kerem'in ceketinin yakalarından tutup kollarından sıyrılmasına sebep olurken heyecanı deli gibi arttı. Yaptığına kendi de inanamazken tutkuyla dolup taşan yeşillere kilitlendi. Başındaki duvağın yumuşacık yere düşme sesini duydu. Kalbi daha da hızlı çarparken gelinlik omuzlarından sıyrıldı. Heyecanla gözlerini kapattı, titrek nefesler alırken ayakları yerden kesildi. Gözlerini açmaya korkuyor kalbi deli gibi çarpıyordu. Sırtı yatakla buluştuğu an gözlerini açtı. Boğazı kupkuru, heyecanı zirvede... Aşkla baktığı gözlerde kaybolurken dudakları tekrar esir alındı. Titreyen parmakları sevdiği adamın gömleğinin düğmelerini tek tek açtı. Kerem'in gömleğini bir hamlede çıkarmasını izlerken kalp çarpıntısı dolu dizgin artmaya devam ediyordu. Kerem, yüzüne doğru eğilince sıcak nefesini soluyup ellerini çıplak sırtına sardı. Dudaklarını sundu sevdiğine... Sıcacık dudaklarını aralayıp bir nefes gibi içine çekerken derin bir soluk aldı. Sıcak dudaklar boynuna inerken ilk kez tattığı başka duyguların esareti altına girdi. Çamaşırının askısı omzundan kayarken kendini bıraktı tamamen. Nefesleri kısık bir çığlığı andırırken sevildiğini duyduğu adamın kulağına fısıldadığı sözlerle kendinden geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonbahar Rüzgarları
RomantizmÖlümün mevsimidir sonbahar... Sonbaharda seçeneği yoktur yaprağın, dökülmekten başka. Sararmak, dökülmek, sonrası ölüm... Tıpkı insanın ölümü gibi. Ben de tıpkı o sarı yapraklar gibi meçhule savrulurken rastladım ona. Bu kez önümde seçeneğim vardı...