34. Bölüm Sonbahar'ın Son Günü

3.8K 618 441
                                    

15 bölümlük hikayemizin 34. Bölümüne hoş geldiniz🌷🙄


Bu bölümü okuyunca bir oh çekeceğinize eminim🌷Artık hikayemiz toparlanıyor aralara o güzel isteklerinizi katacağım🌷Bazılarınızın beklentinizi karşıyalamadığım için üzgünüm planımın dışına çıkmayacağım. Böyle devam edecek🌷



Bu bölüm tamamen ZeyKer. Başka kimse yok. Artık biraz böyle okuyacağız. Bu bölüm ilk bombamız patlıyor diğer bombalar patlayana kadar mutluluk okuyacağız. Sonrası biraz değişecek🌷




Multimedyamız ilk bölümle aynı. Sonbahar Rüzgarları enstrümantali var ve o kadar güzel ki🌷


Sonbahar Rüzgarları kahvelerimiz hazır biliyorum. Müziğimizi açalım kahveler elimizde bölüm sizlerin. Keyifle okuyun.🌷



Yorum yapmayanlar sizlerden rica ediyorum. Bu bölüm sizlerden bol yorum bekliyorum🙌🏻






Kapısını hızla açıp odasından rüzgar gibi çıktı. Sesli nefesleri her adımda sıklaşırken gözleri öfkesinden dolayı kan çanağı gibiydi. Merdivenleri hızla inip doğrudan bahçeye yöneldi. Sonbaharın son günü deli gibi yağan yağmura aldırmadan bahçeye çıktı. Ne soğuk etkiliyordu ne yağmur...


İçi yanıyordu...


Hem de cayır cayır... Kalbi dengesini kaybetmiş gibi çarpıyordu ve tüm dengesi altüst olmuştu. Az önceki görüntüler gözlerinin önünden gitmiyor; izledikçe kalbindeki yangın bağrına vuruyor, oradan gözlerine, nefesine, tüm bedenine... Delirmiş gibi bakan gözleriyle bahçeyi hızla tarayıp aradığını görünce kıpkırmızı olmuş gözlerle baktı. Hiç durmadan yürüyüp duvara dayalı olan baltayı tek hamlede kavradı. Sımsıkı tutup kendine hissettiği öfkeden güç alarak yarım kalan duvara baktı. Öfkeyle soluyup duvarın yanına giderken, çakan şimşek soğuk ve yağmur vız geliyordu. Baltayı sımsıkı tutuyor, yarısı yıkık duvara bakıyordu. Gözlerinden yaşlar akmaya başladı az önceki görüntüler arasında. Böyle hissedeceği hiç aklına gelmezdi. Kerem'i sevdiğini kendine itiraf ettiği günden beri o sevgi kalbine dolup taşıyordu. Tek taraflı sevse de seviyordu... O sevmese de seviyordu. Sevgisinin bittiğini bilse de onu Rengin'le görmek o kadar koymuştu ki... Rengin'in onu saplantı derecesinde sevdiğini bilmese böyle olmayacağını biliyordu. Şu an kalbi öyle ağrıyordu ki... Yüzünden akıp giden yağmurlara karışan gözyaşları dudaklarından firar eden hıçkırığa karıştı. Kerem'in kendine olan o bakışlarını düşündü. Öyle sevgi doluydu ki... Ya şimdi...? Şimdi boş ve soğuktu ama kendisi...?



Kerem'i öyle seviyordu ki...



Ona olan sevgisini ne kelimelere dökebilirdi ne de yazıya. Onun sevgisi anlatılmaz yaşanırdı. Bakışına aşık olduğu adam... Bakışına, gülüşüne, ses tonuna... Her zerresine aşık olduğu sevdiği adam... Yine kendinde kalan itiraf kalbinin hızla çarpmasına sebep olurken, yüksek sesli boğuk bir feryat savruldu dudaklarından. Zayıf kollarıyla baltayı kaldırıp duvara ilk hamlesini indirdi. Kolundaki amansız acıyı umursamadan bir kez daha vurdu. Tekrar vurdu, dudaklarından dökülen acı ve nefret nidasıyla birlikte.



Sonbahar RüzgarlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin