(Umarim güzel bir bölüm olmuştur.
Hepinize iyi okumalar )
*****
"Her şeyin güzel olacağına inanmak istiyorum. Yorulsam da bazı yerlerde sendelesem de o yolda yürümek ve o yolu güzelleştirmek için elimden gelen her şeyi yaparken buluyorum kendimi. İnsanın hep gizli bir gücü varmış içinde ortaya çıkınca fark ediyormuşsun..."
Sabah alarmımın çalmasıyla gözlerimi araladım ve yatağıma veda ederek alarmımın başına gidip onu kapatıp banyoya attım kendimi.
Aynadan kendime bakıp günlük rutinlerimi halledip banyodan çıktım dolabımın karşısına geçtim.
Ne giymem gerektiğini bilmiyorum gittiğim okulun bir okul kıyafeti'nin olmaması kötüydü herkes kafasına göre giyinip okula gidiyordu.
Düşünmeyi bırakıp spor giyinsem daha rahat olurum diye düşünüp elime ilk gelen kısa şortumu alıp yatağımın üstüne bıraktım.
Üstüme ise kot şortum ile uyumlu olacağını düşündüğüm açık pembe salaş bir tişörtü de elime alıp yatağımın üzerine fırlattım.
Son olarak beyaz spor ayakkabılarımı da elime alıp hazırlamaya başladım.
Okul için heyecanı mıyım bilmiyorum bunu bu gün okuldan sonra öğrenecektim sanırım, giyinme işini bitirip aynamın karşısına geçtim.
Uzun siyah gür saçlarım hep başıma dert olurlardı. En yakın zamanda kestirmem gerekiyordu Ankara da iken İlayda kestirmeme izin vermiyordu.
Neymiş çok tatlıymış çok yakışıyormuş falan filan hiç fırsat vermiyordu. Saçlarımın da belirli yerlerini düzleştirdim.
Açık bıraktım ve annemle dün alışverişten aldığım föndötenimi suratıma emdirdim.
Dün bütün gün annemle anne kız alışveriş yapmış en sonunda da yemek yiyip eve dönmüştük.
Kahverengi gözlerimi daha da ön plana çıkarmak için rimel sürdüm. Dudaklarımı ise pembe parlatıcımla renklendirip makyajımı bitirdim.
Odamdan çıkıp merdivenlerin başında durup bir şey unuttuğumu hissedip odama döndüm göz gezdirdim ama boşver deyip aşağıya indim.
Annem ve babam birlikte kahvaltı yapıyorlardı "Günaydın" diyerek yanlarına ilerleyip masaya annemin yanına oturdum.
Annem beni süzüp "muhteşem gözüküyorsun" dedi .Annemin yanağına sulu bir öpücük kondurup "teşekkürler melek sultan" dedim ve birlikte kahvaltı yapmaya başladık. Annem "çantan Nerede Hazal" derken çantamı unuttuğumu fark ettim.
Gülerek "unuttum dur hazırlayıp geliyorum" dedim ve masadan kalkıp odama çıktım.
Dolabımdan Beymen sırt çantamı alıp içine birkaç makyaj malzemesi birkaç kalem ve küçük bir defter koydum.
Telefonumdan saate baktığımda derse 32 dakika kaldığını gördüm. Çantamı tek omzuma takip aşağıya indim
Babam da o sırada ayaklanmış "hadi Hazal çıkalım" dedi. "Tamam baba" deyip masaya ilerledim masadan çikolatalı bir kurabiye alıp annemin yanağına tekrardan öpücük kondurup "görüşürüz Matmazel" dedim ve babamı takip ettim.
Dış kapıyı da arkamdan kapatıp babamın Ankara da iken aldığı range Rover markalı siyah arabamıza doğru ilerledim
Ön koltuğa babamın yanına ilerledim ve kapıyı kapattım, babama dönüp "gidelim" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RENKLİ SAYFALAR
Teen Fiction-KESİT- "Senin gibi birinden hoşlandığıma inanmıyorum sen de Mete de bunun hesabını vereceksiniz" dediğinde gözümden bir yaş daha düştü. "Ağlayarak da kendini acındırma bana" dediğinde ayağa kalkıp bileğimi hızla elinden kurtardım. Meriç'in gözler...