Yeni bölüm geldi
Umarım beğenirsiniz
Oy vermeyi unutmayın
Sizi seviyorum iyi okumalar
HAZAL'DAN DEVAM
Boş hastane koridorunda bir o yana bir bu yana giderken ilayda'ya Nazan teyze'yi kaybettiğimizi nasıl söyleyeceğimizi düşünüyordum.
iki gündür buradaydık ve bir şekilde oyalıyorduk.
ama artık daha fazla dayanamayacağım sanırım.
şu an iyi gözüküyor ama konu Nazan teyzeye gelince ağlamaya başlıyor murat odada bile durmuyor dışarıya çıkıyor Ezgi de her zaman ki gibi arkasından çıkıyor ve Meriç ise her zaman ki gibi sadece izliyor.
şu an ise hiç bir şey den habersiz bir şekilde masum masum uyuyor.
Durup kafamı arkamdaki duvara dayadım.
Ezgi ve Murat tekrardan bir araya gelmişti bu çok güzel bir haberdi.
Murat Nazan teyzenin ölmesine mi üzülse Ezgiye tekrardan kavuştuğu için sevinse mi anlayamamış bir durumda gibi ifadesizce oturmuştu ama gözlerinin dolduğunu da görebiliyordum.
ezgi ise çaresizce başını Murat'ın omzuna koymuş bir şey bile söyleyemiyordu. Meriç ise sigara içmeye çıkacağını söyleyip çıkmıştı.
Karşımda ki camdan içeriye tekrardan baktığımda gözlerim tekrardan dolmuştu. ilayda için artık ağlamayacağımıza söz vermiştik.
kimse'nin önünde ağlamak istemediğim için tuvalete gideceğim diye hemen Murat ve ezgi'nin yanından ayrıldım.
Tuvaletin kapısını açınca kapıya yaslanıp yere çöktüm ellerimi yüzüme koyup usulca ağlamaya başladım.
Çok yorulmuştum sıkılmıştım her şey aniden olmuştu. Bunalmıştım dışarıdan ne kadar güçlü görünmeye çalışsam da kendimi içten içe güçsüz hissediyordum.
Bacaklarımı karnıma çekebildiğim kadar çekip başımı dizlerime yasladım ve ağlamaya başladım.
Ne kadar öyle kaldım bilmiyorum ama kapının önünde bir sesler duyunca aynanın karşısına geçip yüzümü yıkadım.
kendimi incelediğimde 3 gündür üzerimde mahvolmuş kıyafetlere baktım bir kaç parça şey çantamda vardı ama bunun için önce Meriç'i bulmam gerekiyordu çünkü çantam arabadaydı.
Kendimi tuvaletten dışarıya attığım sırada arka cebimdeki telefonu cebimden çıkardığımda 3 cevapsız arama vardı.
biri Murattan diğer ikisi Meriçtendi. Hemen Meriç'i geri aradığımda ilk çalışta açtı. "Efendim" dedim.
"Neredesin Hazal" diye sordu. "Hiç tuvaletteydim" diye cevap verdim. "yarım saattir mi" diye sorunca şaşırmıştım yarım saattir tuvalette miydim.
"Neyse boşver şimdi sen neredesin" diye sordum. "bahçedeyim gel" dediği an bir şey dememe fırsat vermeden telefonu kapattı.
Bahçeye çıktığımda bankta tek başına oturmuş sigara içen bir adet Meriç gördüm. Yanına ilerleyip "Arabanın anahtarını verir misin?" diye sordum ürkekçe.
"Neden nereye gideceksin"
"kıyafet alacağım kaç gündür bu kıyafetlerleyim" dediğimde ayağa kalıp "yürü" dedi ifadesiz tavrıyla bir şey söylemeden onu takip ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RENKLİ SAYFALAR
Teen Fiction-KESİT- "Senin gibi birinden hoşlandığıma inanmıyorum sen de Mete de bunun hesabını vereceksiniz" dediğinde gözümden bir yaş daha düştü. "Ağlayarak da kendini acındırma bana" dediğinde ayağa kalkıp bileğimi hızla elinden kurtardım. Meriç'in gözler...