İyi okumalar umarım beğenmişsinizdir.
Oy vermeyi unutmayın !!
↓↓↓↓↓↓↓
Ne seni unutmak gibi bir çaba var yüreğimde, ne de aşkımı körükleyen bir rüzgâr, ne seni görmeden durabilecek kadar güçlüyüm, ne de kaybetmeye dayanacak kalbim var.
Murat'ın anlattıklarıyla şok olmuştum.
Ezgi böyle bir şey yapmazdı yapamazdı.
öyle bir şey olsaydı kesinlikle anlatacağından emindim.Murat ezgiyi ilk defa instagram da bir ünlünün canlı yayınında yorum yapınca görmüştü murat ezgiye isek atıp tanışmak istemiş ve yaklaşık 3 ay sonra da çıkmaya başlamışlar.
Ama murat mesafeye dayanamayıp kalkıp istanbula gitmiş ve yaklaşık 5 ay boyunca orada kalmış ama bir gün murat ezginin evine gidince evinden yabancı bir adamın çıktığını görmüş ve ezgiye kim olduğunu sorunca da onu aldattığını söylemiş.
Murat inanmayıp o adamı bulmaya karar vermiş adamı bulup ona sormuş o da ezgi ile aynı şeyleri söyleyince murat ezgi ile iletişimini kesip Ankaraya geri dönmüş.
Ezgi ilk hafta pişman olduğuna dair mesajlar atmış ama murat hiç cevap vermemiş.
Ezgi'nin böyle bir şey yapmayacağını biliyordum yani murat gözleri ile görmemişti sonuçta.
Bu olayın altında bir şey vardı ve ben bunu bulacaktım
Murat her şeyi anlattıktan sonra cam kenarından öylece dışarıyı seyrediyordum bir şey diyemiyordum sadece izliyordum.
Aniden kapı açılınca camın yansımasından kapıya baktım Meriç "Nerede kaldın" dedi
arkamı dönünce elinde iki kahve bardağı vardı. "hiç sonradan inmek istemedim arayamadım da numaran yoktu" dedim ve murat'ın yanına geçip oturdum
ifadesiz bir şekilde bakıyordu Meriç "al şunu " diyerek telefonunu uzattı.
Bir telefona bir de ona baktım sonra "tamam" dedim ve alıp numaramı tuşladım.
Kaydetmeden ona verdim kenardaki sehpa'nın üstüne koyduğu kahveleri aldım birini murat a uzatıp "bir şeyler iç" dedim.
Elimdeki karton bardaklardan birini alıp içmeye başladı.
Meriç ifadesizce bakıyordu. bir şey olduğunu anlamış gibi "Hazal bi dışarıya gelirmisin?" diye sordu.
murat'a dönünce kahvesini yudumlayıp Meriç'e baktı. yerimden kalkıp kahvemi demin aldığım sehpa'nın üzerine geri koydum.
meriç dışarı çıkınca ben de arkasından çıktım. Meriç hastane koridorlarında ki sandalyelerden birine oturdu ben de yanına oturup "evet" dedim efendim diye sorarcasına
"Ne konuştunuz" diye sorup ellerini önünde birleştirdi. önüme dönüp göz göze gelmemeye çalışıp "hiç öyle" dedim.
Hafif gülme sesini duyabiliyordum "yalan söylemeyi bile beceremiyorsun" diye cevap verdi.
Sonra aniden ciddi bir şekilde "anlat" dedi
Anlatmam gerekiyor mu bilmiyorum ama anlatmadan önce ezgi ile konuşmam gerektiğini biliyordum.
Cevap bile vermeden yanından kalıp koridorda yürümeye başladım. Meriç de arkamdan gelip kolumu tuttu "Hazal" dedi uyarı dolu bir sesle.
"Anlatacak mısın?" diye tekrar aynı soruyu yöneltince "ezgi ile konuşacağım" dedim ve kolumu çekip bahçeye yürümeye başladım Meriç de yanımda geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RENKLİ SAYFALAR
Teen Fiction-KESİT- "Senin gibi birinden hoşlandığıma inanmıyorum sen de Mete de bunun hesabını vereceksiniz" dediğinde gözümden bir yaş daha düştü. "Ağlayarak da kendini acındırma bana" dediğinde ayağa kalkıp bileğimi hızla elinden kurtardım. Meriç'in gözler...