artık her bir bölümde güzel bir söz veya cümle de paylaşacağımiyi okumalar sevgili okurlarım.
''Ben utangaç bir kalbi taşırım geceden. Ben sana aşık olduğumu, ölsem söyleyemem.''
Boş hastane koridorlarında bir o yana bir bu yana gidiyordum. İlayda'ya artık yalan söylemeye katlanamazdım. 3 gündür bir şekilde yalanlar söylüyoruz.
Anlamıyor gibi görünse de bir şeyler karıştırdığımızı anladığından emindim.
Şu an ise kantinde Murat ve Meriç ile oturmuş kahve içiyorduk.
Murat'a dönüp "Murat artık vakti gelmedi mi?" diye sorduğumda kahvesini masaya bırakıp
"Neyin vakti Hazal?" diye cevap verdi.
kaşlarımı kaldırıp "Murat ben İlayda'ya artık yalan söyleyemeyeceğim bunu bilmeye hakkı var" derin bir nefes alıp devam ettim.
"Tamam kötü olacağını biliyorum ama olacaksa eğer hastane de ne olacaksa olsun " dedim ve arkama yaslandım.
Murat cevap vermedi Meriç'e baktığımda ise yine her zaman ki gibi ifadesizce bakıyordu.
O kafasında neler düşündüğünü çok merak etsem de sustum.
Zaten geçen geceden beri utançtan doğru düzgün konuşamıyordum bile Murat ayağa kakıp
"Zaten yarın her şeyi öğrenmiş olacak taburcu oluyor" dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.
Meriçle yalnız kalınca "kalk biz de gidelim " dedim ve İlayda'nın yanına çıktık.
İlayda gün geçtikçe daha iyi oluyordu ama yarın daha kötü olacağını düşününce gözlerimin dolduğunu hissettim.
Ezgi yere oturup başını koltuğa yasladı ve ofladı.
İlayda ve Meriç de telefonla uğraşıyordu Murat nerede bilmiyordum.
İlayda doktor her ne kadar telefonla ilgilenmemesini söylese de dinlemiyordu.
Ben de cam kenarına geçip dışarıyı seyretmeye başladım.
bir süre sonra İlayda "ben ne zaman çıkıyorum buradan ya" dedi ve yatakta doğruldu.
İlayda ya dönüp "Yarın sanırım" dedim ve yatakta yanına oturdum.
İlayda "peki ya annem" deyip telefonu yandaki komodinin üzerine koydu. Cevap vermeyip yanından kakıp kapıya yöneldim.
İlayda da ayağa kakıp
"Neden her annemi sorduğum zaman ya konuyu kapatmaya çalışıyorsunuz ya da benden kaçıyorsunuz"
dediği zaman açtığım kapıyı geri kapatıp ona döndüm.
"Söylesene Hazal ne oldu " dediği zaman kendimi tutamayıp ağlayacağımdan korktuğum için konuşmadım.
ilayda'nın da yüzünden korktuğu belli oluyordu "yoksa anneme bir şey mi oldu?" diye sorduğu zaman Meriç ve ezgi de yanımıza geldi.
zorla da olsa konuşmaya çalıştım "ilayda bak ben nasıl söyleyeceğimi bilm..." dediğim zaman sözümü kesti.
"Anneme ne oldu Hazal?" dedi. Gözleri dolmuştu oysa ki ben ağlamaya bile başlamştım.
Tam o sırada murat odaya girdi "Annem öldü ilayda oldu mu" diye pat diye söyleyince
İlayda şok olmuş bir şekilde "hayır yalan söylüyorsunuz değil mi?" dedi ve geri geri gitmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RENKLİ SAYFALAR
Teen Fiction-KESİT- "Senin gibi birinden hoşlandığıma inanmıyorum sen de Mete de bunun hesabını vereceksiniz" dediğinde gözümden bir yaş daha düştü. "Ağlayarak da kendini acındırma bana" dediğinde ayağa kalkıp bileğimi hızla elinden kurtardım. Meriç'in gözler...