- Bekle... Neredeyim ben ? Burası neresi ve nasıl geld- İMDAT !
Sesim bomboş olan alanda yankı yapmıştı. Anlık bir panikle bağırmış ve etrafıma dehşet içinde bakınmaya başlamıştım. Burası bomboş görünüyordu. Sadece küçük bir kısmını görebildiğim alanda da düşündüğüm kadarıyla kimse yoktu. Endişeyle başımı çevirmeye devam ettim ve etrafıma bakındım. Hâlâ kimseyi göremiyordum.
- KİMSE YOK MU
Sesim yeniden yankı yapıp bana geri dönmüştü. Sanki terk edilmiş bir yerde gibiydim. Ya da uzay boşluğunda. Korkudan kalbim göğsümden fırlayacakmış gibi atıyordu ve tüylerim diken diken olmuştu. Başımdan aşağı kaynar suların döküldüğünü hissedebiliyordum. Kafam çok karışıktı ve çaresiz hissediyordum.
Neler oluyordu ? Ben neden olması gerektiği gibi sapasağlam ve kendi yatağımda uyanmam gerekirden başımda ve sırtımda korkunç bir ağrıyla bu tuhaf yerde uyanmıştım ? Bu bir rüya olsaydı şu ana kadar uyanmam gerekirdi. Acaba delirmiş miydim, şizofren olmuştum belki de.
Bulunduğum yerden ayrılmaya ve çevremi biraz gözlemleye karar verip bir adım atmamla beraber bembeyaz olan bölge tamamen siyaha dönmüştü. Az önce beyaz olan renginden dolayı seçemediğim ortamın derinliği şu an belli oluyordu. İçinde bulunduğum yer sandığımdan daha küçüktü. Yani en azından ben az önce uçsuz bucaksız bir boşlukta olduğumu düşünüyordum.
Duvarlardaki çevrelerinde kırmızı lazer süzmeleri olan altıgen şeklindeki parça desenlerin bir kısmı nokta nokta renklenerek kırmızıya döndü ve tıpkı oyunu ilk açtığımda bilgisayar ekranına olduğu gibi oyunun ismini oluşturdu. Siktir. Sadece koca bir siktir.
Daha da çok korkmaya başlamıştım şu an tam olarak ne yapmam gerekiyordu ? Bağırarak sesimi duyuramıyordum buradan çıkmam gerekiyordu. Buradan nasıl çıkacaktım ? Bana kalırsa lanetli bir rol üstlenme oyununun içine hapsolmak için fazla genç ve yakışıklıydım.
- İMDAT KİMSE YOK M-
Ben yardım için bağırırken birden gözümün önünde bir lazer hüzmesi çaktı ve gözlerimi ani kamaşma yüzünden yumdum. Gözlerimi geri açtığımda karşımda bir kaç kişi vardı. Işıktan dolayı kararan gözlerimi bir iki kere daha kırpıştırdıktan sonra karşımdaki bulanık silüetler netleşmişti. Mum gibi dümdüz bir şekilde sıraya dizilmişlerdi. Hiçbirini tanımıyordum. Bu insanlar kimdi burada ne işleri vardı veya acaba onlar da mı benim gibi oyunun içine mi hapsolmuştu diye düşünüyordum ki kendimi onları sayarken bulmuştum. Altı kişi.
- Yoongi biraz sakin ol.
- Bekle sen benim adımı nas-
Sıraya dizilmiş olan altı kişiden biri bana bakarak konuştu. Ortamın siyahlığına rağmen üzerlerine vuran ışık onları detaylı bir şekilde görmemi sağlıyordu. Hafif buğday tenliydi ve kalp şeklinde ince dudaklara sahipti. Yüzü hiç tanıdık değildi ve onunla daha önce tanıştığımı da düşünmüyordum. Ama bu kişiler şüphesiz oyundaki oyunculardı.
- Bu önemli değil. Korkmana gerek yok oyunun içine falan hapsolmadın. Uyandığında normale döneceksin.
Tamam belki de çok fazla bilim kurgu filmi izliyordum. Çünkü bu şu ana kadar gördüğüm en tuhaf ve saçma rüya olabilirdi. Cidden ne klişe. Video oyununun içine hapsolmak ha ? Sanırım cidden de oyunlarla kafamı bozmuştum. Gerçi buna benzer bir senaryo geçenlerde izlediğim bir animede de vardı. Evet evet. Psikolojimi bozmuştum. Bunun rüya olduğu gerçeğiyle beynimi tatmin etmek için kolumu çimdikledim. Ama kolumu çimdiklememle acıyla tıslamam ve elimi hızlıca çekmem bir oldu. Canım yanmıştı ? Sızlayan kolumu ovuşturarak karşımda bana tuhaf tuhaf bakan çocuğa döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LӨVΣ GΛMΣ - Jjk+Myg
FanfictionBizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Love Game'e hoşgeldiniz Bay Min Yoongi... İyi eğlenceler. -Bu ficteki olaylar asla direkt olarak idollere zarar verme, tecavüz, hakaret etme vs. amaçlı değildir kişiler sadece fic senaryosuna göre karakter...