18.BÖLÜM

411 56 4
                                    

Eylemden
Görevin başarısız olması gerçekten sinirlerimi bozmuştu.
Yani ben görev için bunu kabul ettim.
Biz orada adamı oyalamak zorundaydık diğerleri de dosyaları alacak daha sonra adam kaçmadan geleceklerdi .
Ama Mehmet adamlarını uyarlamış zaten.
Bizi odaya aldıktan sonra adamlar ondan komut alıncaya kadar bekleyecek.
Komutu alınca çoğu dosyalarla kaçacak diğerleride bizimkileri halledecekti.
Bizi de öldürmeyip acı çekmemizi sağlayacaktı.
Bunları sağ kalan birkaç adamın sorgusuna girip öğrenmiştim.
Kendimi ancak böyle düşünmeden alıkoyabiliyordum.
Yoksa o anlar gözümün önünden gitmiyordu...
Fethi'nin gözyaşları gitmiyordu...
O Mehmet denen pisliğin son yaptığı hakikaten yakmıştı canımı.
Çok fazla canım acıyordu..
Bir de aklıma yine o düşmüştü.
Daha minicikken öldürdüğüm Bebeğim zaten neredeyse hiç unutmadığım aklıma daha da baskı uyguluyordu ...
Gerçekten fazlaca vicdan azabı çekiyordum..
Çok fazla hemde...
Zaten cezasını çekiyordum...
Benim çocuğumun olması binde bir ihtimaldi...
O bindebir ihtimalde beni bulmayacağına göre.
İmkansızdı birdaha anne olmam.
Zaten imkanı olsaydı bugünden sonra çok fazla korkardım..
Yani eğer o pislikten bir parça taşırsam..
Bu sefer kıyamazdım ona ve ondan bir parça bütün hayatımda olurdu..
Fethi bu haberle yıkılırdı sanırım...
Yani böyle bir durumda ne yapılırdı ki ?
Gerçekten kötüydüm.
Tek yapabildiğim ağlamaktı çok fazla ağlamaktı.
Biraz olsun rahatlamak istiyordum.
Bende arka bahçeden yavaş adımlarla Fethi ile birlikte olan odamıza doğru ilerlerdim.
Odaya girince dolabıma yöneldim.
Fethi yatakta uzanmış uyuyordu.
Kışlaya geri geldikten sonra sinir krizi geçirmişti.
Sakinleştirici yapıp uyutmuşlardı.
Gerçekten acı çekiyorduk ikimizde.
Ama o zordu Çok zordu hemde .
Hem o pisliğin gözünün önünde bana off gerçekten söyleyemiyordum bile bunu nasıl yaşıdığımı ben bile anlamamıştım.
Nasıl hala hayatta olduğumu bende bilmiyordum.
Birden odaya gelme amacımı aklıma getirip direk dolabıma yöneldim.
İçinde bulunan kasayı açıp
Sadece ateşin ne olduğunu bildiği o ceketi çıkarıp üstüme geçirdim.
Üstüme giyer giymez gözlerimden yaşların boynuma doğru usul bir yol çizdiğini anladım.
Huzur buluyordum bu ceketi giyince.
Oldukça eski olan yavaş yavaş rutubet kokmaya başlayan ceket babamın kokusunu kaybetmeye başlamıştı.
Üzüyordu bu beni.
Çünkü huzur bulduğum iki kokuyuda bugün yavaş yavaş kaybediyordum.
Gözlerim Yatağında yavaşça kıpırdanan Fethi'ye kaydı.
Gözlerini açmaya çalışınca gerçekten şapşal gibi durdu.
İstemeden de olsa hafif bir gülümseme yayıldı dudaklarıma.
Benim güldüğümü görünce oda zorla açmaya çalıştığı gözlerini bir anda açıp kendini çıkması için çok fazla zorladığı gamzelerini önüme serdi.

F:Güldün mü Sen?

E:Sende bu halini görsen gülerdin.

F:Sen kendine bak bence.
Üzerinde 5 beden büyük bir erkek ceketiyle çok normal gözüktüğün söylenemez.
Hakikaten nereden çıktı o ceket?

E:Babamın ceketiydi.
Bunu giyince küçükken olduğu gibi beni kocaman sarıp Herşey İyi Olacak Diyecek gibi geliyor.

F:İlk defa ailenle ilgili Bir şey soracam sana Bu kadar bir hakkım vardır herhalde.

E:Sor bakalım .

F:Babanda annen gibi seni yetimhaneye bırakmadı mı ?
Niye Annene bu kadar öfkeliyken babanı bu kadar özlüyorsun.

E:Annem hiçbir zaman beni sevmemişti ki.
Hani her annenin söylediği bir şey vardır her kavga ettiklerinde çocuklarına.
Sütümü helal etmem derler.
Annem onu söyleyemezdi mesela bana.
Beni istemiyormuş annem.
Ben doğduğumda açlıktan ölmem için sütünü dahi içirmemiş.
Babamda annemden çekinir hep .
Yani öyle kılıbık olduğundan değil.
Onu o kadar çok seviyordu ki Annem onu terk edecek diye birşey söyleyemiyordu.
Güzel Sevdiğinden yani.
Neyse işte dediğim gibi annem bana süt vermez babamda annemden gizli bana mama verip beslermiş.
5 yaşına kadar ailemle kaldım ben.
O 5 yılın zaten 2 yılı yok bende.
Diğerleride bölük pörçük hep.
Mesela dolapta kalan son gofreti yedim diye annem beni tam yarım saat sopayla dövmüştü.
Ben o anı sadece annemin elleri ve küçük kızın attığı çığlıklar olarak hatırlıyorum.
O beni dövmekten yorulunca birde azar işitirdim babam gelene kadar.
Neden birde biliyor musun ?
Beni döverken elleri acımış.
Babam gelince ona ilk defa koşup sarılamadım o gece .
Vücudum o kadar ağrıyordu ki sadece göz pınarlarım ağlayarak çalıştığını gösteriyordu.
Babam gelip vücuduma bakınca sarıldı sadece kokusunu çektim içime ciğerlerime doldurdum hepsini.
İlk defa o gece ezberledim babamın kokusunu sonra bir daha unutmadım.
Asker olunca ailemi aradım çok fazla aradım.
En son bulduğumda İşte Selin'i öğrendim.
Annemi gördüm ilk defa acımıştı bana babamın 6 yıl önce intihar ettiğini söylerken.
Babamın benim için bıraktığı mektubu saklamış birde bu ceketi verdi bana .
İşte babamdan kalan tek şeyler.
Babam mektupta kısaca onu af etmemi çok pişman olduğunu çok fazla vicdan azabı çektiğini daha fazla anneme ve benim acıma dayanamayacağını yazmış.
Baya uzun olan mektup 43 sayfaydı neredeyse .
Benim onunla geçirdiğim 5 yılı yazmış.
Babam...O da beni sevdiği için öldü...Ama annem hiçbir zaman sevmedi beni...Hiçbir zaman da sevmeyecek.
Biliyor musun Fethi ?

F:Neyi ?

E:Hani hep senin kokunu çok sevdiğimi onda huzur bulduğumu söylüyorum ya.
Senin kokun aynı babam gibi Fethi..
Gül ve Leylak sanki birbirleri ile dans ediyor gibi nazik bir uyumla karışmış birbirine insana huzuru gerçekten yaşatıyor.
Ama şimdi...
Hem babamın kokusu...
Hem senin kokun...Yavaş Yavaş terk ediyor beni Fethi...
Ne yapıcağım ben ?

F:Benim terk ettiğimi kim söyledi ki ?

E:Doğru ben seni bıraktım demi ?

F:Yalnız Eylem Hanım biz 1-2 ay önce bir söz verdik birbirimize o hastane odasında.

Kalkıp yanıma oturdu usulca .
Elleri titreye titreye ellerime geldi.
Sanki her dokunuşu bana o herifi hatırlatacak diye korkuyordu .
Elimi eline alınca yavaşça ismini kazıdığım kolumun üzerindeki kazağı sıyırdı .
Onun ismi haricinde gördüğü yara izlerini iyileştirmek ister gibi hafifçe okşuyordu .Canımı yakmaktan korkuyordu adeta .
Ben böyle güzel seven bir adamı nasıl bırakabilecektim.

F:Şimdi beni iyi dinle Eylem hanım.
Ben o gün buraya ismini kazırken sana sözler verdim.
Bu kalp senden başkasına  atmayacak .
Bu gamzeler senden başkasına çıkmayacak.
Bu kafada senden başka bir isim yankılanmayacak.

Bunları söylerken elimi önce Kalbine sonra gamzesinin olduğu yere ve şakaklarına getirmişti sırasıyla
Derin bir nefes aldı Fethi ciddi birşey söyleyecek gibiydi.

F:Eylem ben seni şimdi çok iyi anlıyorum .
Ama ben sözümü tutarım her ne olursa olsun.
Ben seni terk etmem.
Edemem zaten.
Bu yüzüğü şimdi takmak istemiyorsan takma.
Ama bu yüzüğü ben hep şu parmağında görücem.
Ve sen hazır olduğun an ben bu yüzüğü o parmağına takıcam.
İşte o zaman benim hatunum olacaksın.
Hiç kimse hiç birşey Hiç bir olay bunu bozamayacak .
Anladın mı beni ?

E:Sana son kez seni Seviyorum diyebilir miyim ?

F:Bende Seni Seviyorum "Gece Gözlüm "
Biliyor musun ben seni Evren gibi seviyorum.
Evren o kadar büyük ki Yüzmilyarlar havada uçuşuyor evrende bulunan galaksi sayısını söylerken .
Benim sevgimde sana işte bu kadar büyük.
Birde şöyle düşünüyoruz.
O galaksilerin herbirinde Dünya gibi hayata elverişli küçücük kaç milyar Yaşam Belirtisi olan yer buluruz ?
Sonsuza kadar gider .
Bu Dünya'daki yaşama sevincim biterse bende ikimizede yetecek sonsuz yaşam gücüm var.
Senin sevgin var Sen varsın Sen. ❤

Aşka Küskünler  "EyFet"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin