Jungkook: Bunu yapmak zorunda değilim!
Taehyung kafasını kaldırmadan elini yukarı kaldırdı ve işaret parmağıyla 'bir dakika daha' anlamında işaret verdi.
Jungkook: Lanet olsun!
Önceki gece içkiyi fazla kaçıran ve pek dayanıklı olmayan Taehyung sabahına kendini iyi hissetmemişti. Taehyung ile salonda uyuyakalan bir diğer üye de Jungkook olduğu için ona yardıma Jungkook gitmek zorunda kalmıştı. Taehyung kusarken Jungkook da omuzlarından tutuyor ve ona destek oluyor ara sıra da sırtını sıvazlıyordu.
Taehyung kusmaktan yorulduğunda kafasını klozetten uzaklaştırdı ve yere oturdu.
Jungkook: Bitti mi artık?
Taehyung konuşamayacak kadar bitkin düştüğünden boş boş Jungkook'a bakmakla yetindi. Ağzını silmek istediğinde kısa kollu tişört giydiği için el bileklerine silebildi. Bunu gören Jungkook suratını ekşitti ve etrafta peçete arandı.
Taehyung: Yok.
Jungkook: Ne?
Taehyung: Peçete yok...
Jungkook: O zaman kendi pisliğinde boğulacaksın gibi gözüküyor.
Taehyung bitkin suratını yere eğdi ve el bileklerinin haline baktı. Jungkook tiksinen bakışlarını Taehyung'tan uzaklaştırdı. Derin bir nefes aldı ve gönülsüzce tişörtünü çıkardı.
Jungkook: Berbat durumdasın.
Jungkook çıkardığı tişörtü temizlenmesi için Taehyung'un kucağına attı ve kapıya doğru yürüdü. Ancak tam gideceği sırada Taehyung bileğinden tuttu ve geri çekti.
Taehyung: Gitme.
Jungkook: Bu iğrençliğe daha ne kadar katlanmak zorundayım?
Jungkook, Taehyung'a kızgın bakışlar atarken Taehyung'un bakışları oldukça acınasıydı ve gittikçe değişiyordu. Artık acınası değildi. Şimdi daha tuhaf bakıyordu. Jungkook bu bakışlara anlam verememişti ki Taehyung konuştu:
Taehyung: Jungkook..
Jungkook merakla beklerken Taehyung geriye doğru ani bir hareket yaptı ve kafasını klozete geri eğdi. Jungkook şimdi bakışların anlamını çözmüştü. İç çekti ve Taehyung'un omuzlarına ellerini geri koydu.
Yoongi: Hey sen iyi misin- Öh!
Yoongi'nin merakla içeri girmesi ve aniden kendini geri atması bir oldu.
Jungkook: Hyung, Taehyung'un yanında durabilir misin?
Yoongi: Benden neden canımı istiyorsun? Bu kokuda yaşayamam!
Jungkook: Ama durumu kötü.
Yoongi: Umrumda değil. Ben öleceğime o ölsün!
Yoongi tişörtüyle burnunu kapattıktan sonra salona doğru koştu. Koşarken masaya çarptı ve Jin'in hediyesini yere düşürdü. Yere düşen mumluğun sesine Namjoon uyandı ve uyuyakalmış olduğu üçlü koltukta korkuyla sıçradı.
Namjoon'un orada olduğunu bilmeyen Yoongi, aniden doğrulmasıyla korktu ve geriye savruldu.
Yoongi: AAH!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♠︎ BANGTAN SQUAD
Fanfiction[+18 Yetişkin içerik | Smut Ve Argo İçerir.] 【Bx B】 & 【BxG】 Korenin en büyük Mafya örgütü Bighit, yeni askerler bulmak için kore'nin en asıllı suçlularının kapatıldığı yüksek korumalı bir hapishaneye 2 dedektif yollar. Bu 2 yasadışı çalışan dedekt...