Jimin: Başımıza gelen her olay bir şeyleri fark etmemize yarıyor.
Jin: Neden yoongi'nin bu kadar rahat olduğunu anlamış olduk.
Namjoon: Neden üstümüzün aranmayacağına emin olduğunu...
Jimin: Ve neden gerçekten aranmadığını.
Namjoon: Planı kuran bu yüzden oydu değil mi? Planı istediği gibi kurdu ki kolyca yakalanacaktık.
Jin: Bü yüzden aşağı inenin kendisi olmasını istedi. Tam bir hayal kırıklığı.
Üyeler her zamankinin aksine bu sefer bodrum kattaki taştan bir hücreye kapatışmışlardı. Hücre parmaklıklarla kapatılmıştı. Herhangi bir teknolojik veya bilgisayara bağlı koruması yoktu. Kimse bilgisayar dehası olan Hoseok'un bir şeyleri konrol etmeyeceğinden emin olamadığı için sıradan, anahtarla açılan bir hücreye kapatmışlardı. Demir ve taştan oluşan hücrenin içi de bomboştu. Oturmaları için bir oturak veya sandalye bile yoktu. Her biri yere oturup sırtını duvara vermişti.
Namjoon en köşeye geçmiş ve dizlerini kendine çekmişti. Başı ellerinin arasında bir biçimde oturuyordu. Dışarıdan bakan herhangi biri bile içinin cayır cayır yandığını anlayabilirdi.
Hoseok kendini bütün üyelerden soyutlamış ve parmaklıkların yanına oturup sırtını duvara yaslamıştı. Kaçmak için bir çaba göstermemişti ve kimseyle konuşmamıştı. Sorulan sorulara bile cevap vermemişti.
Jimin, Yoongi'nin neden bunu yapmayı seçtiğini düşünüp duruyor ve ürettiği teorileri diğerlerine anlatıp duruyordu.
Jungkook ve Jin ise Taehyung'a üzülüyorlardı. Başarmaya çalıştıkları şeyin bir anda yerle bir olduğuna şahit olmuşlardı ve bunu düşünmek bile onları yıprarıyordu.
Namjoon kimsenin derdiyle ilgilenecek durumda değildi. Kardeşinin geldiği durum ve güvendiği birinin ihaneti onu çoktan paramparça etmişti. Fakat Jin, Namjoon kadar Hoseok'un da acılar içinde olduğunun farkındaydı. Bu yüzden onunla konuşmak için yanına ilerledi.
Jin: Konuşmak istemediğini biliyorum Hoseok. Konuşmaya gücünün yetmediğini de. Ama hepimiz yıkılırsak tekrar ayağa kalkamayız. Güçlü kalmalıyız.
Hoseok: Bu yaşadığım bütün travmalardan daha ağırdı Hyung.
Jin, Hoseok'un aniden konuşmasına şaşırmıştı. Ama sonunda içini açtığı için az da olsa sevinmişti.
Hoseok: Madem bunu yapacaktı neden beni daha önce kurtardı o zaman? Neden onu kurtaracağımı söyleyip güven yarattı? Çok ihanet yaşadım elbette. Ufak bir çocukken bile sevgiyi hiç hissetmedim, ne olduğunu bilmedim. Bu yüzden kendimi güçlü sanardım. Değilmişim. Yıllar sonra birine güvendiğimde ise bu oluyor. Sonunda biriyle anlaşabildiğimi sandığımda bana bunu yapıyor.
Hoseok'un içi öfke ve hayal kırıklığı ile dolu olduğundan cümlelerini düzgünce kurmakta zorluk çekiyordu.
Jin: Hoseok, İlk gün asabi ve nefret dolu davranıyordum. Hatırlıyorsun değil mi? çok geçmedi. Hepimiz öyle davranıyorduk. Sürekli tartışıp birbirinize nefret yağdırıyorduk. Birimizin bize ettiği laflara alınıyor ve sinirleniyorduk. Kısa zaman içinde size alıştım. Hepimiz birbirimize alıştık. Zamanla birbirimizin laflarına alınmamaya başladık. Her kötü sözün ardında biraz da olsa sevgi olduğunu hissettik. Hiçbirimiz kabul etmesek de buna eminim. Hepimiz acılar içinde yaşamaya mahkum kalmış güçlü görünümlü güçsüz insanlardık ve diğer yaralıların yanında kendimizi iyi hissettik. Kendi çetem dağıldıktan sonra çok acı çektim ve bir daha bir grupla olmayacağıma yemin ettim. Ama sizle tanıştıktan kısa bir süre sonra bu fikirden vazgeçtim çünkü fark ettim, biz birbirimize yararlıyız. Yoongi'nin bir planı vardır belki. Hemen umudunu kaybetme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♠︎ BANGTAN SQUAD
Fiksi Penggemar[+18 Yetişkin içerik | Smut Ve Argo İçerir.] 【Bx B】 & 【BxG】 Korenin en büyük Mafya örgütü Bighit, yeni askerler bulmak için kore'nin en asıllı suçlularının kapatıldığı yüksek korumalı bir hapishaneye 2 dedektif yollar. Bu 2 yasadışı çalışan dedekt...