Hello! Bu sınır işine bir kaç hikayemde son verdim. Bundan sonra bu hikayeme yeni bölümler her 'Pazartesi' gelecektir. Umarım bölümü beğenirsiniz, iyi okumalar 💜💜💜💜💜💜💜
Yeni Bölüm: Pazartesi günü gelecektir 💜
Bölümün Yayınlanma Tarihi: 25/02/2019
-Şimdiki Zaman-
Tarih: 21/02/2019
Alesya Haktan
Bazen düşünüyorum, eğer aşkımı içime atsaydım neler olacağını düşünüyordum.
Yine oradan oraya savrulur muyduk? Yoksa birbirimize her zamankinden daha çok mu birlik olurduk?
Her zaman kendime milyonlarca soru soruyorum, ne ben kendime sorduğum soruları cevaplayabiliyordum. Ne de sorularım kelimelere dökülerek, etrafımdaki insanların kulaklarına giderek bir cevap arayışına girişiyordu.
Yoruluyordum...
Gerçek anlamda yoruluyordum...
Hani upuzun bir yokuşu çıkarken yavaş yavaş nefesiniz kesilir, ayaklarınız uyuşur ve bedeniniz sizi taşıyamayacak bir hale gelir ya. İşte onun gibi oluyordum, sanki sonsuz bir yokuşa çıkıyormuşum gibiyim, sonunu görüyorum ama bir türlü sona ulaşamıyorum.
İşin bir diğer garip tarafıysa, yokuşu çıkmak ne kadar yorucu olsa da inmesi bir o kadar güzel ve rahat oluyordu.
Hayatlarımızda böyle değil mi? Her zaman yokuş aşağı ineceğimizi düşünürüz oysa yokuşu çıkmadan, aşağıya inemeyiz.
Belki pes ederiz, pes edersek daha fazla çıkmamıza gerek kalmaz. Yorulduğumuz noktada durur, yavaşça diğer tarafa doğru dönüp, çıkmakla uğraştığımız o yokuşu hiçbir emek harcamadan ineriz.
Pes ettim...
Defalarca ama defalarca pes ettim...
Ve bu pes etmemin sonunda iki seçeneğim vardı. Ya o yokuşu inip, tekrar baştan başlayacaktım ya da yokuşun sağ tarafında, ışıl ışıl parlayan ışığı takip ederek dünyadaki hayatıma bir son verecektim.
Defalarca ama defalarca o ışığı takip etmeye çalıştım, tam ışığa tutunacağımı sandığım anda ışık yerini tekrar o yokuşa bıraktı.
Sonu gözüken ama bir türlü sonuna ulaşamadığım yokuşa.
Bir kaç kez tekrar çıkmayı denedim ama sonuç yine aynıydı, yine pes ederek arkamı dönüp sağ taraftaki ışığı takip ettim.
Ta ki Türkiye'ye dönene kadar.
Türkiye'ye döndüğümde sonunda kendime bir çeki düzen vererek o yokuşu tüm yorulmalarıma, tüm pes etmelerime rağmen çıktım ve sonuna ulaştım.
Sonunda ne vardı biliyor musunuz?
Onlar vardı...
Simsiyah takım elbiselerinin içinde, her zamankinden on kat daha yakışıklı bir şekilde onlar karşımda duruyordu. Hepsinin yüzünde, aşık olduğum gülümsemeleri vardı. En çokta onun gülümsemesinde takılı kalmıştım, tavşan dişleri, ince dudakları, keskin yüz atları, ışık gibi parlayan gözleri ve dağınık siyah saçları.
Kalbim ona baktıkça acıyordu ama bir yandan da hızlı hızlı atıyordu, çünkü aşkım hala tazeydi. Çünkü, aşkımın önüne henüz geçmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savrulan Sevgi | BTS | ✔️
FanfictionTAMAMLANDI ✔️ Büyümüştük, hepimiz beraber iç içe büyümüş olsak da hepimiz oradan oraya savrulmuştuk. Onları yavaş yavaş kaybederek bir başıma kalmıştım, onlarla her gün karşılaştığım halde yüzüme dahi bakmıyorlardı. Oysa, bir şey yapmamıştım ki...