Esin'in Ağzından:Ama şimdi ne yapacağım? İzmir'de mi kalacağım? Yoksa İstanbul'a geri mi döneceğim?
Eve giderken yolumu değiştirip, en yakın markete girdim. Eğer o evde kalacaksam kendime iyi bakmak zorundayım.
Elime sepeti aldım ve önüme gelen herşeyi sepete koydum. Nede olsa kredi kartı kullanıyorum. En önemliside ödemelerin hepsini o sürtük annem yapıyor. Koca bir kahkağa atıp önüme döndüm. Oh be evde bekleyen bir ablanın olmaması ne kadar güzel birşey. Özgürüm.
Kasaya geldiğimde parayı ödeyip, aldıklarımı poşetlere koydum.Daha sonra bütün poşetleri alıp, marketten çıktım. Çok ağırlar ya...
Önüme gelen ilk taksiyi durdurup, bindim. Adresi verip yola koyuldum. Ama hala içim rahat değildi. Acaba ablam ne yapıyor? Yada Kuzey?
Kuzey'e çok kızgınım; onu özlüyorum ama gelsin istemiyorum. Mesaj atsın ama konuşmak istemiyorum. Deliler gibi sesini duymak istiyorum ama aramak istemiyorum. Umrumda değil ama aklıma gelince kalbimde ki o sızıyı yok edemiyorum. Sevmek mi acaba bu? Unutmak mı yoksa yavaş yavaş? Bilmiyorum.
En önemliside Tuna. Şu an bana bütün küfürleri saydırdığına eminim. Şu an yanımda olmasını çok isterdim ama her isteğim olmuyor.
Telefonumu açıp, gelen aramalara baktım. 360 tane cevapsız arama mı?! Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Araya kişilere baktım ablam, Kuzey, Aslı ve Tuna. Şimdi hiç onlara açıklama yapmakla uğraşamam. Telefonu geri çantama koyup, dışarıya bakmaya başladım.
Eve geldiğimde şöföre parayı verdim ve poşetleri elime alarak taksiden indim. Cebimden zar zor anahtarı çıkarıp, eve girdim. Poşetleri alıp, mutfağa girdim. Hepsini yerine yerleştirdim ve salona girdim. Temizlik malzemelerini alıp her yeri temizlemeye konuldum.
Her yeri temizledikten sonra pislik babamın odasına girdim. Dolabını açıp, elbiselerini çöp torbasına koymaya başladım. Onun iğrenç kıyafetlerine fazla dokunmamak için özen gösteriyorum.Elbiseleri torbaya koyduktan sonra duvardaki fotoğraflar ilgimi çekti. Hiçbirinde de gülümsememiştim. Ne acı ama?!
Sinirle yerimden kalkıp, fotoğrafları toplamaya başladım. Onları ayrı bir poşete koydum. İlk olarak elbiseleri dışarı çıkıp, çöp tenekesine attım. O adama ait hiçbir şeyin kalmasını istemiyorum. Tekrar eve döndüğümde fotoğrafları aldım ve banyoya girdim. Hepsini küvete koydum. Daha sonra elime bir kibrit alıp, yaktım. Fotoğrafların üstüne ateşi atıp hepsini yanmasını izledim. İğrenç geçmişim ve hatıralarım. Artık onları görmek değil, hatırlamak bile istemiyorum. Fotoğraflar kül olunca küveti temizlemeye başladım.
Burada işim kalmayınca mutfağa geri döndüm. Dolabı açıp, bakmaya başladım. Herşeyi almıştım marketten ama tek sorun var ben yemek yapmayı bilmiyorum. Ama deneyebilirim yada kim uğraşacak yemek yapmakla ya?! Koca bir of çekip salona girdim. Telefonu elime alıp, pizza siparişi verdim. Şu an o kadar açım ki hepsini tek başıma yiyebilirim. Bu son olaylar canımı çok sıktı zaten.Sonra koltuğa gömülüp televizyon izlemeye başladım. Yaşasın Scooby Doo var.
Kapı çalınca yerimden kalktım ve kapıya doğru yürümeye başladım.. Pizzacı ne çabukta gelmişti. Şaşırdım doğrusu. Kapıyı açtım ama gelen pizzacı değildi. Kuzey'di. Onun burada ne işi var? Bu evin adresini nereden biliyor?! Onu görmek istemiyorum. Babası yüzünden iğreç acılar çekmiştim zaten.
-Neden buradasın?
Dedim onu umursamamaya çalışırken. Ayrıca yüzüne bakmamaya özen gösteriyordum. Ona karşı hiçbir şey olmamış gibi davranamam. Onun babası beni neredeyse öldürecekti ama ben buna rağmen hala Kuzey'i sevecek kadar aptalım. Bence aşk tam bir aptallık.
-Senin için buradayım.
Bende ona o depoda bu sözü söylemiştim. "Senin için buradayım."
Hafifçe Kuzey'in göremeyeceği şekilde sırıttım. Sonra tekrar ona döndüm. Yorgun ve bitkin gözüküyordu yüzü. Benim için bu hale gelmişti ama hiç umursamıyorum bile, beter olsun.
-Sana ihtiyacım yok gidebilirsin.
Dedim ve kapıyı yüzüne kapatacakken Kuzey kapıyı sertçe tuttu ve kapatmamı engelledi.
-Senin sorunun ne ya defolup gitsene buradan, babanın yaptıkları bitti şimdi de sen mi başladın?!!
Kuzey hızla içeri girip, kapıyı kapattı. Gözlerini sinirli bir biçimde bana dikti. Buna hakkı yok ki! Ben ona kötü bir şey yapmadım. Onu sevdiğim içinde bana söz geçirmeyi düşünmesin bile. Ben sevdiğim insanları bile takmam bazen.
-Yeter Esin! Bıktım senin bu asi tavırlarından! İnsanları kendinden hep uzaklıştırıyorsun. Buraya gelirken İzmir'deki arkadaşlarını, aileni yada beni hiç mi düşünmedin! İnsanları üzmekten zevk mi alıyorsun?!!
Dedi Kuzey bağırarak. Söylediklerinde haklı mıydı? Tabiki de hayır! Tamam insanları üzmeyi seviyorum ama her neyse işte... Buraya bana bunları söylemek için mi geldi?
-Yaşadıklarımı bilmeden yargılama beni!
Dedim çünkü çektiklerim benim yaşım için çok büyük şeylerdi. Ve bunu ona göstereceğim.Kuzey'in kolundan tutup salona, babamın beni hep dövdüğü yere götürdüm.
-Buraya bak Kuzey! O pislik babam beni hep burada dövdü ve kimse bana yardım etmedi. Bir umutla elimi uzattım ama kimse bana yardım etmedi!!
Kuzey'in hafiften gözleri doldu. Ama hayır daha hiçbir şey görmedi. Tekrar kolundan tutup odama çıkardım. Kapıyı açıp, içeri girdiğimde her zaman babamdan saklandığım dolabımın yanını gösterdim.
-Burası benim babamdan kaçıp, saklandığım yer, yaralarımı tek başıma sardığım yer. Sen dışarıda koşup, eğlenirken ben burada acılarım ve yalnızlığımla tek başımaydım. Ne yanımda ablam vardı ne de beni teselli edecek annem!!
Dedim bağırarak.Göz yaşlarım çoktan yanaklarımdan süzülüyordu.
-Ben özür dilerim.
-Dileme!
Kuzey bana üzgün gözlerle bakarken tişörtümü çıkardım.
-Ne yapıyorsun Esin?
Elimle vücumdaki yaralarımın izlerini gösterdim.
-Bak bu izler bana her zaman geçmişimi, üzüntümü hatırlatıyor. Bunları her gördüğümde acılarım tekrar gün yüzüne çıkıyor.! Ve sen bana insanları üzdüğümü söylüyorsun ya BENİM üzüntüm ne olacak?!!
Yavaşca yere oturup, dizlerimi kendime çektim. Artık ağlamam hıçkırıklara dönüşmüştü.
Kuzey yanıma gelip, bana sımsıkı sarıldı. Sanki hiç bırakmayacak gibi. Ama biliyordum ki beni bırakacaktı. Herkes gibi oda gidecek güvenimi boşa çıkaracaktı. Benim en kötü hikayemi en güvendiğim insanlar yazdı. Bende kolarımı onun boynuna doladım ve göz yaşlarımla tişörtünü ıslatmaya başladım.
Bir süre böyle kaldıktan sonra Kuzey beni kucağına alıp, yatağıma yatırdı. Kendiside çok sürmeden yanıma gelip uzandı ve kollarıyla bana sarılarak üstümü örttü.
- Seni asla bırakmayacağım Asi Kız.
Hayır yalan söylüyor, oda herkes gibi beni bırakıp, gidecek. En zor anımda yanımda olmayacak.
Kısa olduğunun farkındaym arkadaşlar özür dilerim ama dğer bölüm acayp uzun oldu.
+50 oy ve +20 yorum istiyorum arkadaşlar. Sizi sewiyorum. ♥♥ :-D

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi Kız
Teen FictionHayatı boyunca ailesinin şiddetine mağruz kalmış bir kız. Hayat onu bu hale koydu ASİ haline.