-Teşekkür ederim.
Tuna şaşkınlıkla yattığı yerden kalkıp, bana bakmaya başladı.
-B-bana teşekkür ettin.
Doğal olarak buna inanamaması normaldi.Şimdi Tuna'nın ağzına laf olmamak için birşeyler yapmam lağzım. Evvet inkar edeceğim.
-Yoo yanlış duymuşsun, Teşekkür felan etmedim sana.
-Evet ettin.
-Hayır etmedim.
dedim sesimi yükselterek.
-İnkar etme Esin.
-Ahh kapat bu konuyu.
-Tamam Esin.
dedi mızmızlanarak. İşte kazanan yine benim. Yattığım yerden doğrularak Tuna'ya bakmaya başladım.
-Geç oldu gidelim mi?
-Ya biraz daha duralım.
-Olmaz hadi.
Tabi onun evinde kızgın bir ablası yok. Şu an evde ablamın sinirden deliriyordur.
-Off tamam Esin.
dedi küçük çocuklar gibi mızmızlanarak. Tuna ayağa kalkıp, benide kalkmam için yardım etti. Ayağa kalkıp üstüme baktım. Islak olduğum için kumlar üzerime yapışmış. Olamaz...
Tuna ise az ilerde telefonla konuşuyordu. Bende ablamı arasam iyi olacak. Hava karardı ve beni merak eder. Tuna telefonunu kapatıp, arka cebine koydu ve yanıma geldi.
-Emir az sonra, bizi almaya gelecek.
-Tuna ablamı arayıp, geç kalacağımı söyler misin?
-Neden sen aramıyorsun?
dedi imalı bir ses tonuyla. Ondan birşeyler saklamak istemiyorum. Çünkü o benim en iyi dostum.
-Biraz tartıştıkta.
-Esin durumumu biliyosun. Ben konuşamam.
Tuna'da haklı ablamı tam unutmaya çalışırken, onunla tekrar konuşması kötü bir fikir. En iyisi ben aramalıyım. Çantamdan telefonumu bulup, rehbere girdim ve ablamı bulup, arama tuşuna bastım. Ablam ilk çalışta açtı. Buda demek oluyor ki "Sen bittin Esin."
-Abla?
-Esin neredesin sen?!!
diye bağırmaya başladı, telefonu kulağımdan uzaklaştırdım. Yoksa kulak zarım patlayabilir. Tuna ise bu halime bakıp, gülmeye başladı.
-Abla biraz geç kalacağım.
-Neden? Şu an neredesin? Yanında kim var?
Ahh ablam ve klasik 5N1K soruları işte.
-Tuna ile birlikteyim.Eve gelince açıklarım.
dedim ve hemen telefonumu kapatıp, çantama attım.
-Neden kavga ettiniz?
-Boşver.
dedim Tuna'yı geçiştirerek.
-Arkadaş olduğumuzu sanıyordum.
-Zaten arkadaşız.
-Tamam.
dedi en soğuk sesiyle. Alınmıştı çocuk işte.
-Of tamam anlatacağım.
dedim, bir taşın üstüne oturarak. Tuna'ya bakıp yanımı gösterdim. Oda beni bekletmeden yanıma oturdu. Bende ona olan biten herşeyi anlatmaya başladım. Anlattıklarım karşısında yüzü şekilden şekile girdi. Bazı anlarda bana iğrenç birşeymişim gibi baktı. Bu beni biraz kırdı. Tamam yaptıklarımla övünmüyorum ama... Boşverin...
-Ablanın hiçbir suçu yok Esin.
dedi anlattıklarım bitince. Ona ne diyebilirdim ki!
Haklıydı.
Arkamızdan araba farlarının ışığını görünce Emir'in geldiğini anladık. Emir arabadan inip gülerek yanımıza geldi.
-Bu haliniz ne?!
dedi gülüşlerinin ardından. Tuna ile ikimiz üstümüze bakınca gülmeye başladık. Evet gerçekten berbat bir haldeyiz.
-Hadi gidelim artık.
Emir'i onaylayıp arabaya bindik. Tuna ile Emir ön tarafta, bende arka tarafta oturdum. Kafamı cama koyup dışarıyı izlemeye konuldum.
Gerçekten ablama yada başkalarına yaptığım şeyler asilik değil, iğrençlikti. Kendimden tiksinmeye başladım. Babamın yaptığı iğrençliklere kızarken bunu kendim yapıyordum. Şimdi benim ondan ne farkım kaldı ki?! Barış abiye kızıp, ablama patlamam saçmalıktı.
Kısa bir yolculuktan sonra Emir'in seslenişi ile kendime geldim.
-Geldik Esin.
-Yarın görüşürüz.
dedim ve arabadan indim. Hızlıca kapıyı açıp, içeri girdim. Her yerin ışıkları kapalıydı. Demek ki herkes uyumuş. Ses çıkarmadan merdivenleri çıktım ve odama girdim. Odamın ışığını yakınca birden önüme ablam çıktı. Ona şimdi ne söyleyecektim? Yaptığım salaklığı mı yada Barış abiye söylediklerimi mi?
Galiba özür dilemenin sırası geldi.
Hayır sen özür dileyemezsin Esin. Özür dilemek güçsüzler ve ezikler içindir.
Kulaklarımı kapadım. İçimdeki o şeytani sesi susturmaya çalıştım. Bu sefer beni alt edemeyecek.
-Şimdi uyu Esin, yarın konuşuruz.
dedi ablam üzgün bir sesle ardından da odamdan çıktı.
Uyumak mı?! Kalbim şu an bana isyan ediyor ve gözlerim kapanmamak için direniyordu.Vicdanım hiç rahat değil. Bu durumda kim uyuyabilir ki?!
Saate baktığımda gece 11'e geliyordu. Fazla geç sayılmazdı. Hemen üstümdekileri çıkarıp, temiz birşeyler giydim. Çantamı aldım ve sesizce evden çıktım. Koşarak caddeye çıktım ve taksiye bindim.
Şöföre adresi verip yola koyuldum.
İstediğim yere gelince, parayı verip taksiden indim.Telefonumun fenerini açıp, kırık, yıkılmış binaları geçtim. Can'ın gösterdiği depoya geldiğimde hala deponun ışıkları hala yanıktı. Buda Kuzey'in burada oldığunu gösterir. Yüzümde hafiften bir sırıtış belirdi.
Taşların üstünden geçip, deponun içerisine girdim.Kuzey hala beni farketmemişti. Yavaşça yanına ilerlerken ayağımı birşeye çarpınca, acıyla inledim.
Kuzey sesten dolayı hemen arkasını döndü. Beni görünce ilk önce şaşırdı ama sonra eski sert haline geri döndü.
-Neden buradasın?
dedi soğuk sesiyle. Şu an bana kızgın olduğunu için böyle davranıyor diyerek kendimi yatıştırmaya çalıştım. Şimdi asiliğin zamanı değil. Ayağa kalkıp Kuzey'in gözlerinin içine bakıp konuştum.
-Senin için buradayım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi Kız
Novela JuvenilHayatı boyunca ailesinin şiddetine mağruz kalmış bir kız. Hayat onu bu hale koydu ASİ haline.