Hayatımın her tarafı eksikti. Kendimi tam anlamıyla eksik hissediyorum. Kendimi hiç bir yere ait hissetmiyorum. Babam şerefsizi yüzünde hayatım bok gibiydi. Annemde artık yok. İstediğim bu değil miydi zaten? Annemim defolup, gitmesi.
Sıramın üzerinde duran çantamı alıp, sınıftan çıktım. Okulda kimse yoktu, koridor ve sınıflar bomboştu. Bu beni biraz ürkütüyor. Okuldan çıkacakken arkamdan gelek ayak seslerini duydum. Ama bu sefer merakıma yenilip gidipte bakmayacağım. Ayak sesleri hızlanınca hafiften korkmaya başladım. Cesaret edipte arkama bakamıyordum bile. En son merakıma yenilip ardıma baktığımda psikopat patronum beni kaçırmıştı. Ah ben ve iğrenç hayatım.
Bende adımlarımı hızlandırıp, okuldan çıktım. Birinin kolumdan tutmasıyla olduğum yerde kaldım. Dönüp arkama baktığımda Tuna'yı görünce rahat bir nefes aldım. Öküz neden sesizce geliyor ki?!
-Esin konuşabilir miyiz?
Kaşlarımı soru sorar bir biçimde kaldırıp, Tuna'ya baktım. Biri bu salağa küstüğümúzü anlatsın. Küçümseyici bakışlarla Tuna'ya baktım.
-Ne konuşacağız? Benimle olan dostluğunu sürtük biri için bozduğunu mu? Yoksa ablama olan aşkının koca bir yalan olduğunu mu?
Tunu başını yere eğdi. Hep üzgün olduğunda böyle yapar. Onu çok iyi tanıdığımı sanardım ama çok yanılmışım. O tam bir şerefsiz.
-Ben üzgünüm. İrem o kadar Ceyda'ya benziyordu ki ona baktığımda Ceyda'yı görür gibi oldum. Ceyda'nın yerini doldurur sandım!
Tuna'nın yanağından göz yaşları süzülmeye başladı. İlk defa bir erkeğin ağladığına şahit oluyorum. Bu çok kötü değil, güçsüzlük. Erkeklerin ağlamasından nefret ederim ve örneği tam karşımda duruyordu. Ve ben ne yapacağımı bilmiyorum.Onu affetmek istiyorum diğer yandanda ne hali varsa görsün demek istiyorum.
-Ben çok üzgünüm. Senin gibi arkadaşı kaybedecek kadar salağım, Esin.
-Evet sen tam bir salaksın.
Dedim hafiften sırıtarak. Tuna kafasına kaldırıp, bana baktı bende hemen eski ciddi halime geri döndüm.
-Hayır salak değil aptalım hatta daha fazlasıyım. Ben hatamı anladım Esin. İrem'le ayrıldık, o Ceyda'nın yarısı bile olamaz.
Yarısı mı? Tırnağının ucu bile olmaz o sürtük. Hatta karşılaştırma bile yapılamaz. Hem artık Tuna hatasını anlamış daha fazla uzatmanın anlamı yok.
-Beni affettin mi?
Dedi Tuna umutla. Kafamı kaldırıp düşünür gibi yaptım. Aslında ben insanlara 2.bir şans vermem. Çünkü insanlar değişmez, değişemez. Tuna'ya olan güvenim sıfırken tekrar ona nasıl güvenebilirim? Ama Tuna'nın suçu yok o sadece onu asla sevmeyecek kişiye aşıktı, ablama. Ayrıca İrem gerçektende ablama çok benziyordu.
-Bak Tuna, bilmiyorum. Sana tekrar nasıl güveneceğim? Nasıl sana sırlarımı anlatacağım?
-Haklısın. Ben senin gibi bir dostu haketmiyorum.
Dedi Tuna ve arkasını dönüp, yürümeye başladı. Tam arkasından gidecekken telefonum çaldı tamda zamanı. Telefonu umursamadan Tuna'nı yanına gidip, karşısına dikildim.
-Tamam tamam seni affettim aptal aşık.
Tuna 32 diş gülümseyip, bana sarıldı. Bende ona gülümseyip kollarımı boynuna doladım. Bize bakan Kuzey'i görünce gülümsemem soldu ve hemen Tuna'dan ayrıldım.
-Aptal aşık ne Esin ya?
-Ablama aşık olacak kadar aptalsın çünkü Tuna.
Kafamı tekrar Kuzey'in olduğu tarafa çevirdiğimde çoktan gitmişti. Telefonum çalınca çantamdan çıkarıp açtım. Ablam arıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi Kız
Teen FictionHayatı boyunca ailesinin şiddetine mağruz kalmış bir kız. Hayat onu bu hale koydu ASİ haline.