Bölüm-35

25.4K 1K 80
                                    

İzmir'e geldiğimde, çantamı alarak otobüsten indim. Etrafıma bakmaya başladım. İzmir bazıları için Cennet iken benim için Cehennem'di. Ve ben şimdi Cehennemimde yanmaya geldim.

Derin bir nefes alıp, yürümeye başladım.Her yer olduğu gibiydi birkaç şey dışında değişen birşey yoktu. Yorulduğumu hissedip yoldan bir taksi durdurdum ve bindim. Şöför bana bakıp adres istedi. Hazır mıydım? O iğrenç eve gitmeye. Ama yapmam lağzım. Şöföre adresi verip, yola koyuldum. Kafamı cama koydum ,dışarıyı izlemeye ve kalbimin yerinden çıkacak kadar atmasını dinledim.

Eve geldiğimde parayı uzatıp, taksiden indim. Korkuyordum. Tekrar bu evi görmekten, eski anıların tekrar ortaya çıkmasından ölesiye korkuyordum. Buna hazır değildim ama olmalıydım. Kapının önüne geldiğimde duraksadım.

Yapamam tekrar o iğrenç anılara, hatıralara ve kalbimdeki yaraların tekrar kanamasına hazır değilim. Bu anıları unutmam aylar aldı ama hatırlamak bir an.

Derin bir nefes aldım. Evet Esin yapabilirsin. Hayır yapamam. Yaparsın. Hadi ama Esin o cesur, Asi kız nerde? Sadece şu aptal evden ve anılardan mı korkuyorsun?!Tamam kahretsin yapacağım.

İç sesimle kavgaya son verip kapıya biraz daha yanaştığımda kafama dank etti.Benim anahtarım yada kapıyı çaldığımda kapıyı açacak biri yoktu ki! İyide ben eve nasıl gireceğim?

Düşün Esin düşün. Nasıl eve girebilirim? Buldum posta kutusu! Bu evden kaçtığım zaman anahtarımı oraya saklamıştım. Posta kutusuna doğru koştum ve eskimiş, tozlanmış anahtarımı aldım.

Aynı titrek adımlarla kapıya doğru ilerledim. Anahtarı deliğe soktum ve çevirdim. Kapı açıldığında o toz kokusu burnuma doldu.

Kapıyı açtım ve içeri girdim. Evin eski olmasından dolayı bastığım yerler gıcırdıyordu. Kapıyı kapatıp, salona geçtiğimde ise hiçbir şey değişmemişti. Herşey aynı yerinde duruyordu ve kirliydi. Anılar beynime hucum ederken, gözlerim dolmaya başlamıştı bile.

(Esin 10 yaşında iken)

-Ceyda!

Babam ablama bağırınca hemen yatağımdan kalktım.Sanırım babam yine ablama kızıyordu.Korkulu ve telaşlı bir biçimde aşağı babamın yanına indim. Yine gözleri ateş saçıyordu. Ablam ise onun önünde durmuş, kafası eğik bir şekilde ağlıyordu. Gözleri beni görünce korkuyla açıldı ve bana kaş göz yapıp, odama çıkmamı söyledi.

Ama onu babamla yalnız bırakamazdım. Babam aniden ablama tokat atınca hemen yanına gittim.

-Ona vurma baba!!

Dedim ağlayarak. Ama babam bu durum karşısında koca bir kahkağa attı. Ama içten değil yapmacıktı.

-Benim işime karışma Esin! Sıra sanada gelecek.

Onu takmadan, ablamı yerden kaldırdım. Onu koltuğa oturttum ve ona sarıldım.

Babam bize bakıp hızla yanımıza geldi. Beni kolumdan tutup, karşıma dikildi.

-Benim işime karışmamanı söyledim sana!!

Dedi ve bana tokat attı. Yanağım acıyordu. Bu babamın bana ilk vuruşuydu. Canımı yanıyordu ama babam beni aldırış etmeden tekrar vurmaya devam etti.

-Yeter artık vurma!!

dedim ağlayarak. Göz yaşlarım durmadan akıyordu. Ablama baktığımda ağlayarak bizi izliyordu. Ama yardım etmiyordu.

Belki bir umutla elimi uzattım. Ablam elime baktı ve tam yanıma gelecekken annem ablamı geri çekip, yukarı çıkardı. Yalnız bıraktılar beni.

Asi KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin