0.6

3.1K 375 391
                                    


⚫⚪⚫

"Sen neden bir şeyler almıyorsun Donghyuck?" İnsanlarla dolu kafeye bakarken Yukhei'e döndüm "Param yok."

Mark gözlerini devirdiği gibi menüyü önüme ittirdi "Saçmalamayı bırak da bir şey iste." Kafamı olumsuz anlamda sallayıp bana yaklaştırdığı menüyü geri ittirdim "Zaten evinde kalıyorum bir de paranı yemeyeceğim."

Sert tavrımdan olsa gerek elini masaya koyup biraz bana doğru eğildi, amacı neydi bilmiyordum ama insanlarla konuşurken göz teması kurmaya çok dikkat ediyordu "Ben de böyle yapacağını düşünüyordum."

"Ve senin için bir şey yaptım." Yüzüm asılırken ellerim sandalyeye sabitlenmişti, o bana yardım ettikçe ona olan borcum daha da artırıyordu, ikinci beni korkutan şey ise hiç bir karşılık gütmeden ödeyecek durumda olmadığımı bile bile bana yardım etmesiydi.

"Sana iş ayarladım." Gözlerim irileşirken sadece ona bakakalmıştım "Aslında beni ders çalıştırman karşılığında sana para vermeyi düşündüm." derken sırıtarak bana baktı "Ama daha fazla yardım edersem gece yatarken kapını kilitlemeyi bırak arkasına masa sandalye dayayacağını düşünüyorum."

Ondan ürküp kapıyı kilitliyor olmamı anlamış olmasına karşı mahcup bir şekilde başımı eğerken bir yanda haklı olduğumu biliyordum, sonuçta tanımadığım biriyle aynı evde yaşıyordum.

"Hayır benimle aynı evde kalsan anlarım." Yukhei'in dalga geçen sesi kulağıma ulaştığında ayağa kalkıp Mark'ın yanaklarını sıkan Yukhei'e gülmekten kendimi alamamıştım "Bunun neyine kapını kilitliyorsun, şuna bak."

Yanaklarını daha da çekiştirmeye çalıştığında Mark sinirle onun ellerini yanağından çekip attı, Yukhei benim Mark'ın yanındayken daha rahat olmamı sağlıyordu.

Yukhei ve Mark'ın siparişleri geldiğinde Mark da çantasından kitaplarını çıkıyordu.

"Bugün bu sayfalara bakmamız gerekiyor?" dedikten sonra elindeki kitabı uzattı "Bir göz atmak ister misin?"

Omzumu silkerek kitabı almak için bir çaba göstermedim "Gerek yok." dediğimde yanımda yabani gibi pastasına gömülen Yukhei'i takmamaya çalışıyordum "Bildiğime eminim."

Mark gözlerini devirip ukalalığıma gülse de haklı olduğumu düşünüyor olmalı ki kitabı yanına koyup çatalı eline aldı.

"Yemek ister misin?" Bana uzattığı onun çatalına bakarken kafamı iki yana salladım "Zararlı."

"Öldürmez." dedi gülerek, pastaya zehirmiş gibi davranmam onu şaşırtmış olmalıydı "Eğer bir şey olsaydı bu gerizekalı çoktan diğer taraftaydı."

Yukhei kendisine gerizekalı denildiğini duyunca gülerek peçetesini eline aldı "Son sınavda seni geçtiğimi unutuyorsun Mark." Mark'ın kahkahası kafeye yayılırken gülüşlerinin arasında ona vurmaya çalıştı "O sınava ben girmedim bile aptal."

"Sonuç olarak ben geçmiş oluyorum." Mark birbirine bastırdığı dudaklarıyla gülmesini bastırırken çatalıyla pastadan bir parça aldı ve bana doğru uzattı.

"Bir ye bak eminim seveceksindir." Bıkkınlıkla bana uzattığı çatala yaklaştığımda pastayı ağzıma almamla ikisinin de beklentili yüzü bana dönmüştü "Eğer cheesecake de sevmezsen insan olmadığını düşüneceğim."

how to train your donghyuck | markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin