⚫⚪⚫ Biraz geç oldu sanki ama neyse işte yb bebeklerim dhjsgMark'ın neşeli kahkahası kulağıma geldiğinde dudaklarım memnun bir şekilde gerindi.
Rahat hissediyordum sonuç olarak da vücudumdaki serotonin üretiminin düzene girdiğini hissediyordum.
Bu benim mutlu olmamı sağladığında yarım ağız bir gülümsemeyle başını omzuma yaslamış olan Mark'a baktım.
Yukhei evde değildi ve biz beraber oturarak film izliyorduk.
“Yanlış anlama.” dedim gülüşüne dikkatlice bakarken “Gülmen hoşuma gidiyor ama.”
“Neden bu sahnede bu kadar eğlendin ki?” Tek kolunu belime sararken sahneyi biraz geriye sardırdı yine sahne gözümün önünden geçerken Mark deli gibi gülmeye başlamıştı.
“Ama bu komik değil.” Ciddi yüzüme karşı gözlerini devirdiğini gördüğümde ellerini karnımda hissetmiştim.
Elleri karnımda dolaşmaya ve gıdıklamaya başladığında kendimi gülmekten alamamıştım.
Tebessüm eden yüzümde kahkahalar belirirken bir süre sonra gülmekten nefes alamaz hâle gelmiştim.
“Bak işte.” dedi gözlerini yüzüme dikmişken “Ne kadar güzel gülüyorsun.”
Gülüşüm yüzümde donarken bu sefer daha samimi bir şekilde gözlerim kısılmıştı “Gerçekten mi?”
“Gerçekten güzelim.” Sanki bir bebekmişim de beni neşelendirmek istiyormuş gibi burnunu boynuma sürtünce yüzüm iyice mutlu bir hâl almıştı.
Bu aralar çok fazla gülmek,kahkaha ve mutluluk kelimesini kullanıyordum, Mark ile olmak bana iyi gelmişti.
Bana değer veriyordu,hayatımda ilk defa bir insanın hayatında önem arzediyordum.
“Teşekkür ederim Donghyuck.” Kaşlarım daha da kalktığında artık ne diyeceğimi bilemiyordum “Bana şans verdiğin için.”
Ona sıkıca sarılıp başını boynuma gömmesini sağladım “Asıl benim teşekkür etmem gerek.‘ dedim hızla “Bana iyi geliyorsun.”
Filmi ikimiz de izlemezken sadece öylesine sarılıyorduk “Yurt dışına çıkmak ister misin?”
Gözlerim şaşkınlıkla aralanırken ona baktım “Ne?”
“Tabii şimdi değil, üniversitede işim bittiğinde, bir iki ay sonra.” o çoktan planı kafasında yapmış gibi duruyordu “Belki İspanya'ya gideriz.”
Gözleri hevesle bana doğru dönerken saçları saklanıyordu ve vuran güneşle beraber gerçekten güzel bir manzara ortaya çıkıyordu.
“Sen ne dersin?” Bakışlarım mahcup bir şekilde önüme dönerken gülmeye çalıştım “İş bulabilirsem neden olmasın.”
Mark'ın konuştuğu kafe bizden bir haber alamadıkları için yeni bir çalışanı çoktan almıştı. Bile bile ayağıma gelen fırsatı tepmiştim.
“Donghyuck sağlığın yerinde ama yine de çalışman tehlikeli olabilir.” Hafif sinirle omzuna vurdum “İyi de böyle ölene kadar hep seninle olamam ya.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
how to train your donghyuck | markhyuck
Fanfiction"Ona birinin yardım etmesi gerekiyordu ve şüphe yok ki ihtiyacı olan yardım Mark Lee tarafından gelecekti." #1jaehyun #1doyoung #1donghyuck #1taeyong #1renjun #1taeil #1jaemin #1johnny #1winwin #1jeno #2nctu #2nct127 #3nct