1.6

2.8K 332 309
                                    


⚪⚫⚪

“Hava soğuk.” Sırtıma serilen örtüyle gözlerim Mark'a doğru kayarken o banktan dolanıp yanıma oturdu.

“Ne?” dedi gülmeye çalışarak “Umarım seni bulamayacağımı falan düşünmedim.”

Dudaklarımda istemsiz bir gülümseme oluştuğunda o yanımda olduğu için biraz olsun iyi hissetmiştim.

Ne olursa olsun, etrafımda Mark gibi biri olduğu için çok minnettardım.

“Gerçekten,Donghyuck.” dedi bu sefer biraz sinir ve sitemle “Evden öyle koşarak çıkarken ne düşünüyordun?”

“Ya seni bulamasaydım?” Bakışları bana döndüğünde ben de oturduğum bankta yönümü biraz ona çevirdim.

“Bulacağını biliyordum.” dediğimde kaşları havalanmıştı “Sana ihtiyacım olduğu her zaman yanımda oldun çünkü.”

Gözleri biraz irileşirken kendisini işaret etti “Bana mı?” derken hâlâ inanamıyor gibiydi “Neden bana ihtiyacın olsun ki?”

Bankta ona yaklaşırken kollarımı beline sardım “Çünkü sana sarılmak bana iyi geliyor Mark.”

Yüzüm göğsüne gömülmüşken hızlanmış kalp atışlarını duyabiliyordum “İyi hissetmeme yardımcı oluyor.”

Sırtımda ellerini hissettiğimde akmaya başlayacak olan göz yaşlarımı tutmaya çalışıyordum.

“Benim babam olmayabilir değil mi?” Kafamı kaldırıp Mark'ın gözlerine baktığımda başıyla beni onayladı.

“Kendimiz gidip sonucu da bizzat görene kadar inanmayacağız.” derken gözlerimin dolduğunu hissediyordum “Tamam mı,Donghyuck?”

Başımı belli belirsiz salladığımda aklımda o kadar çok fikir vardı ki ne diyeceğimi bilmiyordum.

“Peki bu doğruysa ne yapacağım?” Kaşları bir şeye sinirlenmiş gibi çatılırken yanağıma doğru yol alan gözyaşlarını yavaşça sildi “Ne demek ne yapacağım?” dedi hızla “Beraber yapacağız.”

Gözlerim umutla ona doğru bakarken yüzünde biraz endişeli ama yine de hisli bir gülümseme oluştu “Sen ne yapmak istersen onu yapacağız.” Ona olan bakışlarımın şu an nasıl bir hayranlık içerdiğini tahmin edebiliyordum “Yalnız olmayacaksın.”

Bir anda önüme dönerken sırtımı onun koluna doğru yasladım “Okurken dünyada hep kötü şeyler olduğuna inanmak istemiyordum.” Elim örtüyle oynamaya başladığında derin bir nefes aldım, bu aralar konuşmamı zorlaştıracak çok şey oluyordu.

“Bu kadar savaşın, şiddetin, kirliliğin arasında güzel şeylerin olması benim en büyük umudumdu Mark.” Merakla beni dinliyordu, zaten ne zaman bir şey anlatsam her zaman tüm dikkati bende oluyordu.

“Şimdi ne düşünüyorsun?” Gözlerim onun gözlerine doğru giderken üşüyen ellerimi anında birbirine sürttüm “Şanslı olduğumu.” dedim hızla.

“Neden?” Bu kadar açık konuşmak beni gerse de ona karşı biraz daha yakın olmaya karar verdim “Evine daldığım kişi sendin.”

Ona uzak davranmam nankörlük oluyordu,bana iyi davranmasından ille benden bir şey istediğini çıkarmayı çok uzun süre önce bırakmıştım.

“Eğer sen olmasaydın bırak bu hâlde olmayı yaşayabileceğimi bile düşünemezdim.” Mark'ın nefesini saçlarıma yakın hissettiğimde başının yine başımın üstünde fark ettim, son zamanlarda çok fazla yakınlaşıyorduk.

how to train your donghyuck | markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin