4.2

1.7K 247 195
                                    


⚫⚪⚫ Mark'tan

Parmaklarım defterin üzerinde gezindiğinde arkamı dönüp son bir kez Yukhei ve diğerlerinin oturduğu yere baktım.

Jeno, Jaemin, Yuta hyung, Donghyuck'ın abisi ve Taeyong hyung hepsi gelmişti.

Beklediğimin aksine Jaehyun hyung bana hiçbir şey dememiş bağırmamıştı, geldiği gibi sadece sarılmıştı ve sonra da saçlarımı okşamıştı.

Donghyuck içerideyken bunu söylemem ne kadar doğru bilmiyorum ama rahatlamıştım, abimmiş gibi hissettirmişti.

“Artık okuyacaksan okumalısın.” Önüme konulan kahve bardağına öylece baktığımda Yuta hyung dişlerini gösterecek şekilde içten bir gülümsemeyle bana baktı “Donghyuck uyanana kadar okumuş olmazsan sonra bir daha bu defteri eline bile alabileceğini sanmıyorum.”

Yüzümde elimde olmadan yerini alan gülümsemeyi dudaklarımı birbirine bastırarak zapt ettiğimde gözlerim deftere kaydı, bunu anladığı an o da hızla geri gitmişti zaten.

Elimi kapağına sertçe koyduğum gibi derin bir nefes alarak açtım. Defterdr yazanların içimi rahatlatıp rahatlatmayacağını bilmiyordum, belki benden nefret ettiğini yazmıştı ki bu da muhtemel bir seçenekti.

Gözlerim kağıda düştüğünde ilk sayfada sadece öylesine çizdiği şeyler olduğunu gördüm. Eline ne geldiyse kedi, köpek, çiçek hepsini sıkıştırarak çizmişti.

Bu sefer gerçekten gülümseyip arka sayfayı çevirdim. Ona bu defteri verdiğim için mutlu olduğunu ama benim ona bu kadar yardım etmemden dolayı benden şüphelendiğini yazmıştı.

Son sayfalara bakmanın daha çok fayda getireceğini anlayınca sayfaları hızlı hızlı çevirdim.

Sayfaların yanına 'Mark çok konuşmamdan hoşlanmıyor.' ve ya 'Mark karpuzu çok sever.' gibi notlar almıştı.

Bu sevimliliğiyle gözlerimi onun yattığı odaya diktim “Uyansan çok güzel olur çiçeğim.”

O kadar güzeldi ki ona nasıl sesleneceğimi bile bazen şaşırıyordum,  güneş gibi parlıyordu ama aynı zamanda bir çiçekti, bunu ne kadar hareketli olsa bile yanında olan zarifliğinden çıkarabiliyordum.

Bir iki sayfayı daha çevirdiğimde üzerimde tatlı bir telaş vardı, sanki Donghyuck uyanacak ve onun defterini karıştırdığımı görecekmiş gibi hızlıca bakmaya çalışıyordum.

Çevirdiğim sayfada gördüğüm 'Mark'ı seviyorum.' cümlesi gözlerimin sonuna kadar açılmasına neden olurken boğazıma oturan yumrunun gitmesi için yutkundum.

Onu ilk öptüğüm gün yazdığı cümlelerdi ama beni sevdiği çarpraz bir şekilde sayfanın en ucunda yazıyordu. Sonradan eklenmiş gibiydi.

Kaşlarım çatık bir şekilde saf bir merakla diğer sayfaları çevirdiğimde yine bütün gün boyunca olduğu gibi gözlerime yaşların dolduğunu hissettim tüm sayfalara beni sevdiğini yazmıştı.

Daha boş olan sayfaların kenarına bile bu notu iliştirmiş hatta defterin son sayfasında da kendi adımı bir kaç kez görmüştüm.

how to train your donghyuck | markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin