2.4

2.5K 313 341
                                    


⚫⚪⚫

Önüme uzatılan yüz ellinci çeşit yemekle neredeyse kusacakken başımı zar zor Mark'a çevirdim.

“Mark yeter artık!” dedim hırsla tuttuğu çubuğu iteklerken “Bu gidişle eve on beş kilo almış olarak gideceğim.”

Gözleri yine yanaklarıma takılırken sinirle ofladı “Ama seni böyle solgun gördükçe üzülüyorum.” Masanın üzerinden uzanıp yanaklarımı sıkmasıyla yüzünde bir gülümseme oluşmuştu “Sanki hayat enerjim senin yanaklarınmış gibi, inanamıyorum.”

“Asıl ben inanamıyorum.” dedim kahkaha atmaya yakınken ”Yanaklarımın bu kadar etkili olduğunu bilmiyordum.”

Mark konuşmaya devam edecekken bulunduğumuz restoranta baktım “Ama artık boşuna para harcamayı bırakmalıyız çünkü daha satın almamız gereken şeyler var.”

Kaşları çatılırken tabağı önüne bırakıp dikkatle bana baktı “Ne alacağız?”

Yüzünün alacağı şok ifadesini daha dikkatli incelemek için ona yaklaştım “Malum artık senin odanda kalacağımdan.” Mark'ın gözleri irileşip içtiği su boğazında kalırken suyu sandalyeye fırlatıp bana doğru eğildi “Ne?!”

“Yani istemiyorsan tabii beraber kalmayabiliriz.” Gülümsemesi heyecanlı yüzüne oturduğunda ben de güldüm, telaşlı olduğunda gerçekten tatlı oluyordu “Saçmalama,tabii ki istiyorum.”

“Mark şey.” Konuşmadan mahcup bir şekilde başımı öne eğince Mark'ın meraklı ifadeleri ve ardından da elimi tutması sıra gelmişti “Ne oldu?”

“Benim kaldığım odaya bir sürü çiçek koysak.” Mark rahatlarken ben hâlâ çekiniyordum, ondan sürekli bir şeyler istiyordum “Söz veriyorum hepsine ben bakacağım.”

Mark elimi daha sıkı tutarken baş parmağının elimde çizdiği dairelerinin beni rahatlatması beni dehşete düşürmüştü, en ufak temasında hem duygusal hem de fiziksel olarak bir rahatlama içerisinde oluyordum.

“Alalım ama beraber bakacağız.” Sandalyesini kalkmak için biraz geri çektiğinde masanın başında dikilen kızı görmemle kaşlarım çatılmıştı çünkü gözlerinin odağı Mark'tı.

”Gerçekten sensin.” Kızın sevinçli sesine karşı Mark da gülümsediğinde ikisi sarılmıştı.

Sadece sarılmışlardı ve ben neden kötü hissediyordum kızın kim olduğunu söylemesi gerekmiyor muydu?

“Mi Na.” dedi kız bana elini uzatırken “Mark'ın arkadaşıyım.”

Mark gergince bana bakarken ben pek de samimi olmayan bir gülümsemeyle derin bir nefes aldım “Eski sevgilisi değil misin?”

“Ah.” dedi kız kaşlarını kaldırırken “Bu sıfata gerek yoktu ikimiz de bir aptallık olarak görüyoruz.”

Mark'ı aptal olarak mı görüyordu, kaşlarım aniden sinirle çatılırken Mark bunu fark etmiş gibi hızlıca yanıma gelip tek kolunu belime sardı.

“Donghyuck.” dedi beni kıza işaret ederken “Sevgilim.”

Kızın gözlerinde gördüğüm sevgi beni şoka uğratsa da neşeyle bize yaklaştı “İnanamıyorum Mark.” dedi hızla ve ben ne kadar güzel olduğunu fark ettim, beni küçümseyebilecek kadar güzeldi “O çok tatlı.”

Yere eğilen yüzüm kalkarken kıza baktım, söylediğinde samimiydi beklediğimin aksine gerçekten iyi biri gibi duruyordu “Bir ara kesinlikle bize gelmelisiniz.” dedi hâlâ gülümserken, iyimserdi “Anneannem onu çok sevecektir.”

how to train your donghyuck | markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin