Gözleri kayarak yere süzülen İrem'in bedeni toprakla buluştuğunda Gülce bir an hareketsiz kaldı. Bilal ateş eden Dila Hanımın üzerine atılıp onu etkisiz hale getirirken Cantuğ "İrem..." diye haykırarak koşarak büyük bir korkuyla yanına geldi. Yere düşen bedenini usulca kucağına çekerek "İrem, yapma, ne olur yapma." Diyerek yalvarıyordu.
Gülce girdiği şoktan çıkarak yanı başında Cantuğ'un kucağında kesik kesik nefes alan arkadaşına gözyaşları ile bakarken "Sakın İrem, sakın uyuma, aklından bile geçirme." Diyerek onun elini tutarken canından can kopuyordu. Ciğeri parçalanıyordu.
Hasan koşarak yanlarına geldiğinde İrem'in sırtından vurulduğunu, kurşunun girişinin olduğunu ama çıkışının olmadığını gördüğü an Allah kahretsin diyerek hemen telefonuna sarıldı. 112 Acil servisi ararken elleri titriyordu. Bağıra çağıra ambulans isterken, kızın babası yaşının vermiş olduğu güçle nefes nefese kızının başına geldi. "Kızım." diyerek feryat eden adam elini kalbinin üzerine götürdü. Boran bulunduğu yerden kalkmaya çalışsa da aşiretin adamları ona izin vermiyordu. Daha düne kadar emrinde olan adamlar şimdi ona düşmanmış gibi bakıyorlardı.
Sevdiği kadının kolları arasında kanlar içinde olması Cantuğ'un tüm direncini kırıp atmıştı.
"Bunu bana yapamazsın İrem, beni bırakıp gidemezsin. Daha seninle ne yaşadık ki? Bu haksızlığı bize yapmaya hakkın yok." Diye veryansın ediyordu. . İrem onun canının yandığı için böyle konuştuğunu biliyordu.
"Söz verdim ben sana İrem, bizim hikâyemiz mutlu sonla bitecek, bizim hikâyemizin sonu karagüle bulanmayacak." Diye haykırdı. Kız adamın yüzünü avuçları arasına aldı. Gücü yettiğince canının acısını hissettirmemek adına burukça tebessüm etti.
"Sen..." dedi nefesi kesilir gibi oldu.
"Dur, konuşma, yorma kendini, kurtulacaksın, şimdi ambulans gelecek, iyileşeceksin."
"Üzülme, eğer geri dönmezsem sakın üzülme." Dedi tekrar nefesi acıdan kesildi. Dudağının kenarından kan sızmaya başladığında adamın ciğeri parçalanırcasına acılar içinde kıvranmaya başladı.
"Konuşma, veda eder gibi sözler sarf etme. Yapma, yorma kendini. Ne olur sevdam yapma bunu bana, yarım bırakma beni."
"Ben... " dedi gözleri hafiften kayar gibi oldu ve tekrar güçlükle açtı. " Seni çok sevdim, hep sevdim." Dedi ve gözleri kayıp giderken bir anda bilincini yitirdi.
Cantuğ onun bu sözleri karşısında gözleri irileşti. "Yok, yok olmaz, olamaz, İrem..." diye genç kızın bedeni kucağındayken yeri göğü inleten feryadıyla başını gökyüzüne kaldırdı. "İrem bunu bana yapma." Diye haykırdığında tüm yürekleri titretmemişti.
Gülce kızın ellerine kapaklanmış hıçkırıklara boğulmuştu. Kızın babası yere çökmüş başı önünde omuzları sarsılarak hıçkırıklarla ağlıyordu. Hasan İrem'in bilinçsizce yatan bedenini Cantuğ'un kollarında gördüğünde telefonla konuşmasını yarım bıraktı ve sesi kesildi. Eli yavaşça yanına düştü. Yıllardır sırf o yaşasın, özgür olsun diye verdikleri mücadele böyle mi bitmişti? Kader onu mutluluğa kavuştukları son dönemeçte acımasızca ellerinden mi almıştı? Bu hikâye burada böylelikle biter miydi? Hasan'ın başı çaresizlikten önüne düşmüştü. Feryatlar, isyanlar, hıçkırıklar gökyüzünün karanlığına yükselirken herkesin yüreğinde derin bir korku ve can yakan acı vardı. Zaman kayıpların zamanı mıydı? Yürekler buna dayanır mıydı? Bunca mücadele mutluluk yerine ölümü mü hak etmişti?
Not: Finalimizin son bir kısmı kaldı. Onu da en kısa zamanda yazıp yayınlayacağım. O güne kadar hikayemizin okunma sayısının artması için sizlerden büyük bir destek bekliyorum :) Beni yalnız bırakmayacağınızı, sesimi birilerine duyurmam için yardım edeceğinizi umut ediyorum. Kalemimi seven sizler sevecek tüm insanlara ulaşmamda bana yardımcı olmanızı ümit ediyorum." Kitap olacak mı?" sorusuna genel bir yanıt vermek istiyorum. Yayınevleri için önemli olan tek nokta okunma sayısı ;) ve okuyucunun kitap olarak görmek istediklerini bizzat sosyal medyadan kendilerine belirtmelerini istiyorlar. ;) Sadece ben değil kitap olmasını istediğiniz tüm hikayeleri onlara instagramdan mesajlar atarak bildirebilirsiniz. Hadi size iyi geceler ya da iyi sabahlar ;D Malum saat sabahın 05.09'u olmuş :D yeniden görüşene kadar sevgiyle kalın :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haksızlık Değil Mi?#TAMAMLANDI#
RomanceCantuğ "Bir adamın yokluğu kadını suskunlaştırıp dilini sözsüz bırakıyorsa, bir kadının yokluğu adama yatağında sevdiği kadının tek bir saç telini aratıyorsa, işte orası sözün bittiği, kelimelerin tüm anlamını yitirdiği, sebeplerin aranmadığı aşk di...