Sırasında uyuyordu Daehwi. Kolları sırasının üstünde, kafasını koyabileceği bir şekilde bükmüştü. Tam olarak uyuduğu söylenemezdi, ama dalıp duruyordu. Kimseyle konuşmak istemiyordu. Yanlız kalmak istiyordu ama okula gelmek zorundaydı.
Kulağına gelen zil sesiyle kafasını kollarına iyice sokuşturdu. 'Ne vardı biraz daha yatsam?!' diye düşündü. Gözleri dolmuştu. Her şeyin üst üste gelmesi onu yoruyordu. Her şeye patlayacak hale geliyordu, içindekiler birike birike...
Gözlerini fark ettirmeden sildi ve başınu kaldırdı. Kafasını kaşıdı ve kitabını aldı. Çok sevdiği romanını hala bitirememişti. Şuan ayılması için ona ihtiyacı vardı. Kaldığı sayfayı açtı ve okumaya başladı.
~~~~~
Tüm gün boyunca her tenefüs uyumuştu. Kimseyle konuşmamıştı. Çıkışta eşyalarını yavaşça toplamaya başladı. Solgun bir şekilde çantasını koluna taktı ve sınıftan çıktı.
Bahçede çıkış kapısına doğru yürüyordu. Hafif rüzgar ediyordu ve saçlarını bozuyordu.
"Daehwi!"
Yutkundu Daehwi. Şuan onu hiç istemiyordu. Yanına gelmesini istemiyordu.
"Beni beklesene Daehwi!"
Jinyoung onun arkasından koşuyordu. Ama Daehwi onu şu durumda istemiyordu. Eve gitmek istiyordu sadece.
Adımlarını hızlandırdığında kolundan tutuldu ve çevrildi. Dengesi bozuldu Daehwi'nin. Jinyoung onu tuttu ve dengede durmasını sağladı.
"Neden beklemiyorsun Daehwi? Bağırıyorum ama cevap vermiyorsun. Neler oluyor?"
Daehwi gözlerinin dolmaması için dua ediyor ve kendini sıkıyordu. Bu işe yarıyordu da. Jinyoung'ın karşısında birazcık da olsa güçlü duruyordu sanki (?)
"Daehwi? Cevap verir misin lütfen?"
Daehwi omuz silkti ve döndü. Yürümeye yelteniyordu ki Jinyoung onu kolundan tuttu.
"Hyung! Bıraksana, gitmem lazım"
"Benimle düzgün konuşmadan olmaz"
Boşta olan elini Jinyoung'ın eline getirdi. Elinden kurtulamaya çalışıyordu ama olmuyordu. Güçsüz olduğu için kendine küfretti.
"Hyun-"
Arama sesleri susmalarına sebep olmuştu. Daehwi bunu fırsat bilip uzaklaştı bir-iki adım.
"Hyung, fark ettin mi bilmem ama telefonun çalıyor"
"Şuan bakamam"
Dudak büzdü Daehwi. Telefonu montundaydı. Jinyoung'a yaklaşarak bir hışımla hala çalan telefonu eline aldı.
"Açmamı ister misin?"
Daha ekrana bakmadan, telefonun ekrarnını Jinyoung'a döndürmüş, görmesini sağlıyordu.
Jinyoung'ın endişeli gözükmesi ile şaşırmıştı. Açmayı planlamıyordu oysaki
Telefonu kendine çevirip baktığında durdu. İstemeden durdu.
'I love you' yazıyordu klasik bir şekilde. Burukça gülümsedi.
"Uğğ önemli biriymişş. Hemen aç, bekletme sakın!"
Dedi ve telefonu Jinyoung'a verdi. Ona el sallayarak arkasını döndü. Döndüğü gibi göz yaşları akmaya başlamıştı. İyice hızlandı. Sadece eve gidip odasına kapanmak, ağlamak istiyordu..
~~~~~~~~
Uğğğğğğğ
Ben daha fazla boş yapmadan gidiyorum
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruuum~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Offended-Jinhwi
Fanfictionİkisi de birbirine baktı bir süre. Hatta zil çalana kadar öyle kaldılar. Yaklaşık 4,5 dakika. Onlar için öyle miydi peki bu 4,5 dakika? Onlar için zaman durmuştu. İkisi de o 4,5 dakikada yüzlerindeki her bir dokuyu ezberleyecek kadar derin ve fazla...