Guanlin: Daehwi???
Daehwi: Efendim?
Guanlin: İyisin değil mi?
Daehwi: Neden sordun?
Guanlin: İçimde kötü bir his var, bilmiyorum
Daehwi: Uhh
AnlıyorumGuanlin: Nasılsın?
Daehwi: İyi diyemeyiz..
Guanlin: Anlat bakalım
Daehwi: Kısaca özetlersek,
Jinyoung başka birini seviyormuşGuanlin: NE
NE
NE
NE
NE
NE
NE
NE
NE
NE
NE
NE
KİMMİŞ?Daehwi: Okuldan çıktığımda beni gördü sanırım
Sonra beni çağırdı ama ben bakmadım
Sonra o da yanıma gelip durdurdu falan
Ben de bırak gitmem lazım falan dedim
Jinyoung'ı bilirsin, inatçı. Öğrenmeden bırakmaz
Ben de tam bıktım ağlıcak duruma geldim, biri aradı
Açsana, dedim
Şuan açamam, dedi
Ben de telefonunu montunun cebinden aldım ve baktığımda..
'I Love You' diye biri arıyordu
Öyle kaydetmiş..Guanlin: Arıyorum, aç tamam mı?
(Görüldü)~~~~~
Birkaç saniye sonra Daehwi'nin telefonu çaldı. Burnunu çekti ve aramayı kabul etti.
"Alo, Daehwi?"
Guanlin'in sesinden telaşlığı olduğu apaçık bir şekilde belli oluyordu. Hıçkırdı Daehwi..
"Yah, ağlıyorsun. Daehwi, ağlama, demeyi çok isterdim ama diyemem. Neden yanında değilim ben yha. Sarılıp ağlardık birlikte"
Guanlin'in derin bir iç çekişi ile Daehwi gözlerindeki yaşları sildi, ama hemen yenileri geliyordu.
"Keşke.. Ama yapıcak bir şey yok.."
Dedi burnunu çekerek.
"Annem evde yok. Bu yüzden bu kadar rahatım. Yah! Ne kadar saçma bir insanım! Gel Jinyoung'a aşık ol! Hayatındaki en büyük hatayı yap! Anca ağlarsın sen Daehwi!"
Daehwi'nin kendine söylediği şeyler karşısında bir şey söyleyemedi Guanlin. Yanlış bir şey söylemek istemiyordu. Nasıl motive edebileceğini düşünüyordu.
" Daehwi-ah, bundan sonra Jinyoung'la konuştun mu?"
Kulaklıkla konuştuğu için elleri boştu Daehwi'nin. Yastığını alıp yüzüne bastırdı hıçkırığını saklamak için.
"Neden konuşayım ki? Tamam, tabikide konuşacağım. Yani.. Off bilmiyorum kafam çok karışık şuan. Sadece onunla konuşmak istemiyorum.."
"En azından sinirim ve kırgınlığım geçene kadar!"
Diye devam ettirdi. Guanlin ne söyleyeceğini bilemiyordu. Sıkıntıdan kafasını hafifçe duvara vuruyordu.
"Guanlin, yapma"
"Peki"
Burnunu çekti tekrar. Kalkıp aynasına gitti ve yüzüne baktı.
"Okuldan mı ayrılsam ne?"
Dedi yüzünü incelerken.
"Ayy ağlayınca çok çirkin oluyormuşumm"
"Bak işte bunda saçmalıyorsun Daehwi. Sen ve çirkin olmak. Hah. Benden daha tatlısın"
Daehwi kaşlarını çattı.
"Guanlin sen çok yakışıklı ve tatlısın. Kendini benimle kıyaslamaman gerek"
Karşı taraftan sert bir nefes verme sesi duyuldu.
"Daehwi, bekle"
Dedi ve telefonu kapattı. Ardındansa hemen bir görüntülü arama isteği geldi. Aramayı kabul etti Daehwi. Açıldığında parmağıyla kamerayı kapattı.
"Daehwi, parmağını çek lütfen"
Uflayarak parmağını çekti Daehwi. Yere baktı bu sefer.
"Uff"
Göz ucuyla ekrana baktığında Guanlin'in başını arka tarafa attığını gördü.
"Al bak"
Dedi ve kamerayı düzgünce yüzüne doğru tuttu. Guanlin ekrana baktığında gözlerini iyice açtı.
Karşısında ağladığı için hafif gözleri şişmiş, burnu olabildiğince çok kızarmış, burnunu çektiğinde ayrı bir tatlı olan bir Daehwi vardı.
"Uhh, Jinyoung buna nasıl kapılmıyor anlamıyorum"
Daehwi inanmamış bir şekilde Guanlin'e baktı. Gözleri acıdığı için gözlerini kapattı. İki damla süzüldü gözlerinden yanaklarına.
"Bence bu yüzden bana kapılmadı. O çok yakışıklı, bense.."
"Daehwi! Öyle bir şey yok! Kendini kandırma artık! O seni sevmiyorsa kendi suçu, kendi sorunu tamam mı?! Kendini böyle harap etmene hiç gerek yok!"
Daehwi üfledi bu sefer.
"Tamam, sen nasıl dersen öyle olsun"
"Güzel"
Gözlerinden birkaç yaş daha aktı Daehwi'nin. Kalbindeki ağrı doğal olarak gitmiyordu. Canını yakıp duruyordu.
"Ağlama artık lütfen"
Daehwi başını olumlu anlamda sallayıp gözlerini sildi.
"Ee? Bak bir gün Jihoon hyung'un sizin eve gelirse bana haber ver tamam mı? Belki görüntülü ararım, konuşuruz üçümüz"
Deyip göz kırptı Daehwi. Bu ani konu değiştirmesinin sebebi ise aklındakileri unutmaktı.
"Merak etme sen, ben haber veririm"
. . .
Jinyoung: Daehwi?
(görüldü)~~~~~~~~~~~
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyor olacağımm
Jinhwi ile kalın~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Offended-Jinhwi
Fiksi Penggemarİkisi de birbirine baktı bir süre. Hatta zil çalana kadar öyle kaldılar. Yaklaşık 4,5 dakika. Onlar için öyle miydi peki bu 4,5 dakika? Onlar için zaman durmuştu. İkisi de o 4,5 dakikada yüzlerindeki her bir dokuyu ezberleyecek kadar derin ve fazla...