Seongwoo denen çocukla tanışalı, daha doğrusu onun Daehwi'nin sınıfına yapmaya başladığı espriler bir hafta önce başlamıştı. Her seferinde kendine daha çok soğutuyordu sınıftakileri. Ve o, sadece bu sınıfa espri yapmak için geliyor gibi görünüyordu. En azından sınıf böyle biliyordu.
Ve Daehwi her seferinde nedensizce Daniel'ı izliyordu. Onun tepkilerine bakıyordu. Zaten yaşına göre büyük gösteriyordu ve bu da onu daha sert kılıyordu. Ama normal zamanlarda öyle değildi.. Arkadaşlarıyla takılırken tatlı ve samimi oluyordu. Bu iki özellik duruma göre sürekli yer değiştiriyordu Daniel'ın üstünde..
Daehwi de o hafta içinde Jinyoung ile çok az konuşmuştu. Bu onu her ne kadar üzse de bunun kendi için daha iyi olduğunu düşünmeye başlamıştı. Bir süre Jinyoung'la hiç konuşmayarak onu unutacağını düşünüyordu. Ve o 'bir süre' çok uzun bir zamandı..
Unutmak için başka yöntemler de düşünmüştü çocukcağız.. Jinyoung'dan tiksinse, ondan nefret etse de unutacağını düşünüyordu.. Halbuki bilmiyordu ki bu iş çok zordu..
Derslerini ve teneffüslerini bunları düşünmek için harcıyordu, ve o hafta içerisinde çok durgun olmuştu. Neredeyse kimseyle konuşmamıştı. Sadece Guanlin ile konuşup dertleşmişti. Tek arkadaşı o gibiydi zaten..
Bunları yaparken kalbi acımıyor değildi. Ama aşkını çok saçma buluyordu. İmkansızı seçmişti.. Hyung'una aşık olmuştu.. Ve bu yüzden kendinden nefret ediyordu. Fazla fazla nefret ediyordu.. Bunu her ne kadar ailesine belli etmemeye çalışsa da bazen başaramıyordu.. Ailesi de, ergenlikte olduğu içindir, neyip geçiyordu..
--
Ve iki hafta geçmişti Jinyoung' sız.. Ve Daehwi de acı çekiyordu. Onun için bu çok zordu. Jinyoung da onu arayıp sormuyordu. Çünkü o, Daehwi'yi görmüş, ama onun tek kalmak istediğini düşünüp gitmemişti.. Ama illaki gidicekti yanına.. Çünkü merak ediyordu küçüğünü..
Daehwi teneffüs'ü sabırsızlıkla beklerken bir şeylerle oyalanmaya çalışıyordu. Son 5 dakikaydı ve Daehwi'nin tuvaleti gelmişti. Normalde olsa yerinde duramaz, kıvrınır durdurdu ama sınıfta olduğu, ve rezil olmak istemediği için dişlerini sıkarak bekliyordu.
Zil çaldığında Daehwi hızlıca sırasından kalkmış ve kapıya ulaşmıştı ki hoca ödev vereceğini söylemişti ve kimsenin sınıftan çıkmamasını söylemişti. Daehwi içinden şansına lanetler okurken hoca ödevleri vermişti. Daehwi hocadan izin alıp kendini koridora attığında birkaç kişi ona bakmıştı. Daehwi onları aldırmamış ve tuvalete koşmuştu. Tuvalete girdiğinde etrafına bakıp boş bir tuvalet kabinine girmişti hemen.
Ve Daehwi o zaman anlamıştı onun da orada olduğunu.. Kalorifere yaslanmış, telefonuyla bir şeyler yapıyordu. Elleri hızlı hareket ettiğine göre biriyle mesajlaşıyordu.. Ve Daehwi, bunların hepsini birkaç sanşye içinde gördüp anlamıştı..
İşini bitirip tuvalet kalbininden çıktığında o hala oradaydı.. Ve hala mesajlaşıyordu.. Daehwi'yi görmemişti henüz. Ve Daehwi bu sefer merakına yenik düşmemiş, ellerini yıkayıp tuvaletten çıkmıştı. Sınıfına gittiğinde telefonunu eline aldı ve Guanlin'e mesaj atmak için.
Daehwi: Guanlin?
(tek tik)
Sanırım derstesin..
Teneffüse girince bana mesaj at, olur mu?
Telefonunu kaptıp sıranın köşesine koydu ve dudak büzerek sırasına bir şeyler karalamaya başladı.
Gözüne güneş delince hemen gözünü kapadı ve tek gözü ile etrafa bakındı ama ona güneş gelecek bir açı yoktu. Telefonuna baktığında oradan yansıdığını fark etti. Ve birkaç çizik daha.. 'Ama ben telefonumu hiç düşürmedim ki?' diye düşündü Daehwi fakat çok sürmeden nedenini anlamıştı. Düşürmüştü.
Anılar gözünde canlanınca o günki kırıldığı anı getirdi aklına ve yüzünü buruşturarak kestirip attı.
Başını sıraya dayadı ve gözlerini kapadı. Son duyduğu şey ise koridordan gelen bir bağırtıydı.
"Lan Jihoon bu şehre mi gelcek??"
~~~~~~
Eğer mesaj yerlerinde aralarda çok fazla boşluk varsa sorry, burdan düzeltemiyorum..
Ve umarım güzel yazmışımdır. Hiç içime sinmiyor da..
Her ne kadar az oy olsa da bol bol oy vermenizi umutla bekliyor olacağım.
Jinhwi ile kalın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Offended-Jinhwi
Fanfictionİkisi de birbirine baktı bir süre. Hatta zil çalana kadar öyle kaldılar. Yaklaşık 4,5 dakika. Onlar için öyle miydi peki bu 4,5 dakika? Onlar için zaman durmuştu. İkisi de o 4,5 dakikada yüzlerindeki her bir dokuyu ezberleyecek kadar derin ve fazla...