"Daehwi neden gözlerin şiş?"
Deminden beri ardı ardına gelen sorulara karşı sadece dudaklarını dişliyordu Daehwi. Jinyoung'sa onun bu haline hiç alışık değildi ve gözleri küçük olan Daehwi i'nin şişkinlik yüzünden daha da küçülmesi onu üzüyordu. Merak etmişti, neler olduğunu, arkadaşının neden bu hallere geldiğini merak etmişti. Soruyordu ama yanıt almıyordu.
"Ağladın mı?"
Daehwi'nin bu son sözle gözleri dolarken Jinyoung bunu hemen fark etmiş ve çekiştirerek tuvalete götürmüştü. Tuvaletin sonuna karar gidip en arkadaki kabine girmesini sağlamış, kendisi de arkasında girip kabinin kapısını kilitlemişti.
"Daehwi bana neler olduğunu söyleyecek misin?"
Dedi fısıltıyla, tuvalete birilerinin girdiğini duyarak. Daehwi'nin kalbi olduğu durumu idrak edince hızlanmaya başlarken sadece yere bakıyordu. Aynı zamanda da kalbine küfretmeyi unutmuyordu. Ama karşısında saçları dağınık, endişeyle ve merakla bakan gözler, siyah dar pantolonunun üstünde belinin biraz aşağısına kadar gelen beyaz bir gömlekle duran Jinyoung'ı görünce ufacık kalbinin atışları göğüs kafesini delicek kadar artıyordu. Ve bir kez daha onu bu kadar çok sevdiği için içinden kendine küfürler savurdu.
"Daehwi şöyle yapma, lütfen bana söyler misin? Neden ağladın? Kim üzdü seni?"
Sadece dudağını dişlemekle yetindi Daehwi. Ona ne söyleyeceğini bilmiyordu. Gelip de 'Sevdiğin kişi gelebilirmiş ona kalbim kırıldı' diyemezdi. Aklına hiçbir bahane gelmiyordu. Sadece şuan tek isteği onları ayıracak bir şeyin gelmesiydi.
5 dakika olmuştu ama hala yoktu. Onları ayıracak bir şey yoktu. Jinyoung karşısındaki bedene merakla ve sabırla bakarken karşısındaki beden gözlerini yerden bir saniye olsun çekmiyordu. Jinyoung dayanamayıp, ne sert ne de yumuşak bir şekilde karşısındaki bedenin çenesinden tutup kendisine bakmasını sağladı. Aralarındaki mesafenin az olduğunu umursamıyordu. Ama karşısındaki beden öyle değildi. Kafasını kaldırdığı an onunla bu kadar yakın olmak zaten zıvanada olan kalbinin göğüs kafesini delip geçmesine neden oluyordu. Yapamazdı. Onunla bu yakınlıkta konuşamazdı. Kollarını zorlukla kaldırıp önündeki bedeni itti. Önündeki beden birkaç santim ondan uzaklaştığında biraz daha rahatlamıştı.
"S-sadece.."
Şimdi diyecek bir bahane arıyordu. Karşısındaki onu bekleyen meraklı gözlerse o konuşacak diye daha çok açılmış ve dikkatini daha çok vermişti. Daehwi ne yapacağını bilmiyordu. Evine gidip çığlıklar atmak istiyordu sadece. Nedenini bilmeden atmak istediği çığlıkları içinde yaşıyordu şu an. Başının dönmeye başladığını hissettiğinde Jinyoung'a tutunup başını karşısındakinin göğsüne gömdü ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Karşısındaki beden ilk şaşırmış bir şekilde kaldıysa da beyni kısa sürede olanları idrak etmiş, ve yüzünü göğsüne yaslamış hıçkırarak ağlayan bedenin beline dolamıştı ellerini.
"J-Jinyoung.." dedi hıçkırıklarının arasında. "Ş-şuan k-konuşabilecek gibi d-değilim.. S-sonra konuşsak, h-hatta hiç konuşmasak?"
Jinyoung dayanamıyordu. Göğsünde ağlayan bu minik bedene kıyamıyordu. Onun ağlaması en son istediği, hatta hiç istemediği bir şeydi ama şu an ona sarılarak ağlıyordu. Kollarını sıkılaştırdı ve başını ağlayan bedenin omzuna koydu. Uzun bir süre.. Daehwi sakinleşene kadar öyle durdular. Jinyoung minik bedenin sakinleşmesini beklerken minik bedenin bu halde durdukları yüzünden daha çok çıldırdığının farkında değildi..
~~~~~
Ya bana farklı yazmışım gibi geldiii. Normalde böyle yazmıyordum benn
Ama bu anlatımım benim hoşuma gitti sizin?
Bölümü uzatacaktım ama burada bırakmak daha mantıklı geldi
Umarım beğenmişsinizdiirrr. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyor olacağım. Sizleri seviyorum~
Jinhwi ile kalın♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Offended-Jinhwi
Fanfictionİkisi de birbirine baktı bir süre. Hatta zil çalana kadar öyle kaldılar. Yaklaşık 4,5 dakika. Onlar için öyle miydi peki bu 4,5 dakika? Onlar için zaman durmuştu. İkisi de o 4,5 dakikada yüzlerindeki her bir dokuyu ezberleyecek kadar derin ve fazla...