Bölüm 2

1.8K 83 1
                                    

Müzik: Halsey~Without Me

Keyifli okumalar 🌸

Karşımda ki kişi Sinan denen adamdan başkası değildi. Kene gibi yapışmış resmen kurtulamıyorum ! Öfkeyle kaşlarımı çatıp ona doğru ilerleyerek sakin bir tonda "ne işin var burada?" Diye tısladığımda Sinan bu tavırlarıma alışmış gibi pis bir gülüş yerleştirdi yüzüne ,"Siz kaçtıkça ben sizi kovalıyorum Cemre Mertoğlu!" Diye soy ismimi bastırarak söyleyince sinirlerim iyice zıplamıştı . "Sinan bey artık şu birlikte çalışma düşüncesini kafanızdan atın çünkü böyle bir şey asla olmayacak!" Diye kelimelerimi bastırarak söylediğimde Sinan hala boş gözlerle bana bakıyordu, "beni duyuyor musun?" Diye imayla sorduğumda başını olumsuzca salladı , bu küstah hareketi beni daha çok öfkenlendirmişti bu yüzden yüzüne sert bir bakış atıp arabama doğru ilerleyeceğim sırada önüme geçip " ben sizi bıktırana kadar bu şekilde görüşme ayarlayacağım ..." hızla lafını kesip "eğer ki bu şekilde tekrar devam ederseniz sizi haneye tecavüzden şikayet ederim!" Diye ona meydan okuduğumda o hiç aldırış etmeden kaldığı yerden devam etti " emin olun birlikte çalıştığımız sürece ikimizde daha çok güçleneceğiz." Diye cümlesini bitirince ona cevap vermeden arabama binerek büyük bir hızla eve doğru yol aldım.

Yol boyunca o pisliğin küstah hareketleri aklıma geldikçe delirecek gibi oluyordum, Akın olsaydı bunların hiçbiri olmayacaktı , ben kendime ait bir okulda hayatımı sürdürecektim o da bu şirketi yönetecekti ... seni her geçen gün daha çok özlüyorum Akın , keşke gitmeseydin keşke...

Eve geldiğimde neyse ki Berke daha gelmemişti ben de anneme yardım edip sofrayı kurdum zaten oğlumda çoktan gelmişti. Önden gidip kapıyı açtığımda Berke beni görünce büyük bir mutlulukla boynuma atladı "annem erken gelmişsin." Dediğinde yanağına öpücük kondurup "evveeet ! Sırf seni ben karşılayayım diye . " dediğim de Berke düşünceli bir şekilde yanıma oturdu , genelde benden bir şey istemeye çekindiğinde bunu yapardı onu çok iyi tanıyorum kesinlikle istediği bir şey vardı ; "ne istiyorsan çekinmeyerek söyle " diye ona gülerek baktığımda o da çok uzatmadan "anne biliyorum erken diyeceksin ama ben bugün babamın yanına gitmek istiyorum, lütfen kabul et." Diye yalvaran gözlerle bana bakan oğluma karşı güçlü durmak için bakışlarımı hava kaldırıp tekrar o badem gözlere baktım "oğlum babana gitmek istediğinde bana yalvarmana gerek yok sen ne zaman istersen gideriz." Dediğim de Berke sevinçle bana sarılıp "teşekkür ederim anne, ben hemen hazırlanıp geliyorum ." Dedi ve hızla odasına giderken annemin buğulu bakışlarıyla benim bakışlarım kesişti " anne ben bu kadar ağır geçeceğine inanmamıştım meğer ne zormuş bir çocuğu babasız büyütmek ... seni şimdi daha iyi anlıyorum."Diye annemin omzuna başımı yasaladığımda annem ellerini saçlarıma geçirip "bir annenin kaderi neyse kızının kaderi de oymuş derler ... keşke bunları yaşamasaydın kızım inan oğlunu , seni bu halde gördüğümde kahroluyorum."Diye içlenen anneme baktım "anne hayat herkese karşı adil olmuyor maalesef ama sen o zamanlar tektin ama bana bak etrafımda hepiniz varsınız, Berke'ye babalık yapan bir sürü sevdiğim var ben bunları görünce daha çok tutunuyorum hayata ." Dediğim de annem anlıma ufak bir öpücük kondurup kalktı zaten Berke'de gelmişti çoktan "hadi anne!" Diye heyecanla bana bakan oğluma gülüp "önce yemek yiyeceğiz daha sonra yol çıkarız ." Dedim o da zaten hiç karşı çıkmadan hızla masaya koştu. Sanırım babasının yanına gitmek için ben ikiletmeden hızlı hızlı yedi ve hazır olduğunu söylediğinde ben de üstümü giyinip yola çıktık.

       Birkaç saatin sonunda neyseki o soğuk taşlı yollara varmıştık , bu yolu hiçbir zaman tek başıma yürümedim , yürüyemedim... hiç cesaretim olmadı tek başıma ,  ben ona bu şekilde alışamadım ve alışmaktan korkuyorum , evet onu her dakika her saniye özlüyorum ama birgün fani dünyaya kapılıp onu burada görmeye alışmaktan çok korkuyorum ve bu yüzden asla tek başıma buraya gelmeye cesaret etmedim. Elimi sıkan oğluma bakışlarımı çevirdim "evet bebeğim" diye seslenince Berke bana gülüp "ilk defa gizli gizli ağlamadığını görüyorum anne ." Diye tekrar gülünce zoraki bir gülümsemeyele Berke'ye bakıp " bu konuda sana söz verdiğim için sözümü tuttum." Dediğim de Berke gülüp "teşekkür ederim anne." Dedi ve soğuk taşlarda ilerlemeye devam ettik.
     Dakikalar sonra gönlümü sıkıştıran o soğuk mermerlerle elim buluştu , o soğukluk içimi dondurmuştu, beynimi uyuşturmuştu ama kalbim bu soğuğa rağmen sıcacık ve ona olan aşkla deli gibi atıyordu . Bu kalp başkasının olmayacak kadar ilk defa birine kendini kaptırdı , ölmüş olsa bile bu taşa her dokunduğumda ilk günkü gibi hislerim filizleniyor.  Berke babasının fotoğrafının olduğu yere gidip en içtenlikle fotoğrafı öptü , o kadar içten o kadar özlem doluydu ki gözlerim bu görüntüye daha fazla dayanamadan yaşla dolmuştu bile . "Baba merhaba , bak biz geldik ve sana söz verdiğim gibi sana en sevdiğim oyuncağımı getirdim ." Dedi ve bana kısa bir bakış attıktan sonra devam etti ; uzun uzun oyuncağını ve okulunu anlattı sonra Deniz'i ve onun doğum günü partisini nasıl mahvettiğini ... hepsini bir bir usanmadan anlattı. Dakikalarca onu dinledik hiç usanmadan , Berke diğer çocuklardan farklıydı belki de annesinin kaderini yaşadığı için ama yinede oğlum şanslıydı ben onun kadar şanslı olamadım...

HATA-2-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin