Bölüm 11

1.1K 68 2
                                    

Müzik: Feridun Düzağaç ~Alev alev
✅BOŞ YILDIZI DOLDURMAYI ES GEÇMEYELİM LÜTFEN ⭐️EMEĞE SAYGI 😊
Keyifli okumalar 🎶

    Batan güneş ışığı her zaman bana hüzün verir ama bugün içimdeki hüzün huzura dönmüştü. Batan günışığı Cenk'in gözlerine dolmuştu sanki , bakışları özlem doluydu caddeye bakarken. Ona o kadar dalmışım ki bana bakıp buna anlam verememesini bile fark edememişim. Bakışlarımız kesişince hızlıca bakışlarımı çektim , "eşiniz hâlâ İtalya'da mı?" Diye konuyu dağıtmaya çalıştım. "Evet , yarın gelecek. Onu çok özledim ." Dedi gülümseyerek "ben de eşimi çok özledim keşke onu istediğim zaman görme şansım olsaydı." Dediğimde Cenk bey hüzünle bana bakıp "Defne'yi kendimden bir an olsun uzak hayal edemezken sizin bu yaşadığınız durum çok büyük bir acı."dedi kısaca . Gözlerinde gerçek hüzün tohumları yeşermişti ama benim acımı sadece sevdiğini kaybeden anlar. Acı dolu isyanımı bastırmak hiç kolay değil , her anımda beynimde sadece onun adı ve yüzü ama şimdi sanki tam karşımda oturmuş gibi ; ona sarılıp doyasıya kokusunu içime çekmek istiyorum ama karşımdaki kişi yabancı sadece .  "Hangi üniversiteden mezun oldunuz Cenk bey?" Diye ortaya basit bir konu attım "biraz düşünüp bana dönerek Boğaziçi üniversitesi " dedi kısaca.  Akın'da Boğaziçi mezunuydu ama bu sefer şaşkınlığımı belli etmeyerek gülümsedim zorlukla , bu kadar çok aynı yön ve tesadüf beni deli edecek gibi . "Peki siz?" Diye sorunca beynimdeki düşüncelerden sıyrılıp "İstanbul üniversitesi." Dediğimde, güldü. "Ülkenin en muazzam üniversitesinde okumuşsunuz , şanslısınız." Dediğinde tepkimi ölçmek adına yüzüme baktığında bir tepki vermedim , veremedim çünkü hâlâ az önceki tesadüfün şokundaydım. "Cemre hanım kalkalım mı?" Diye sorduğunda başımı sallayarak "tabii ki . " dedim ve önceden davranıp kasaya giderek hesabı ödediğim de Cenk bey bu duruma bozulmuştu "artık daha hızlı olmalısınız ." Dedim ona doğru göz kırparak o da bu konuda artık daha çevik olacağını ekleyerek taşlı sokakta ilerlemeye başladık .  Bu boş ve karanlık sokakta ilerlerken içimi kaplayan huzurun nedenini bir türlü anımsayamıyordum ; evet huzurluyum ama eskisine göre neden bu kadar huzurluyum? Cenk beyi tanıdığımdan beri kaybettiğim mutluluğu bulmuşum gibi . "Cemre hanım siz gerçekten yetenekli bir kadınsınız , sadece iş hayatı olarak değil hayatın her konusunda. Bunca zorluğa rağmen hayata hala sımsıkı sarılıp bir şekilde yolunuzu çizmeye devam ediyorsunuz ne diyeyim tebrik ediyorum sizi." Dedi ciddi bir tonda . Dudaklarımdan çıkan histerik gülümsemeye karşı koyamadım, bakışlarını bana çevirince ben de ona dönerek "bu hayatta ki tek dayanağım oğlum. Eğer o olmasaydı ben şimdi yoktum. " Dediğimde Cenk bey yine düşüncelere dalıp gitmişti. Evet bakışlarında ki acıma ifadesini artık çok iyi anlayabiliyordum , "bana acımanıza gerek yok." Dedim ciddiyetle. Cenk bey şaşkınca bana bakıp "ne acıması? " diye sorunca bakışlarımı ondan çekip "bana acıdığınızı görebiliyorum ; gerek yok." Diye kısaca açıklama yaptığımda elini omuzumun üstünde hissedince bakışlarım tekrar ona kaydı , yüzünde taşıdığı ifade beni kötü hissettirmişti keşke bu kadar açık sözlü davranmasaydım. "Cemre hanım ben sizin bu dik duruşunuzu kıskanırken nasıl olurda  benim size acıdığımı düşünürsünüz!"Dediğinde yüzü gergin , ses tonu baskındı. "Belki de siz acırken tam tersini hissettiğinizi düşünüyorsunuzdur! Bakışlarınızı görebiliyorum Cenk bey , bunu yalanlayamazsınız." Dedim dik bir şekilde. Cenk bey elini saçına geçirip arkaya doğru taradıktan sonra elini cebine sokarak eliyle arabasını gösterip " buyrun." Dedi sadece . "Benim kendi arabam var teşekkür ederim." Dedim . Cenk etrafına bakıp "nerede arabanız ? Bindiğinizden emin olayım bari." Dedi iki elini beline yerleştirerek. "Arabamı arka caddeye park ettim . Siz lütfen gidin beklemeyin boşuna." Dediğimde Cenk bey  kaşını çatarak "öyle şey mi olur ? Bakın saat geç oldu , gelin sizi bindireyim sonra ben giderim zaten."Diye diretince sinirlerim zıplamıştı , "Cenk bey her anımda yanımda olacak değilsiniz ya , bırakında arabama tek başına gideyim lütfen siz yorulmayın. Teklifiniz için teşekkürler. ,Bu arada cevabım için size geri dönüş yapacağım ." Diyerek bir cevap beklemeden hızla tenha sokaktan arabamı park ettiğim caddeye yürüdüm .  Bir yanım ona güven derken öteki yanım tanımadığın bir adama nasıl güveneceksin diye bas bas bağırıyordu! Evet Cenk beyde farklı bir enerji var , Akın'ı kaybettiğimden beri ilk defa bir erkeğin bana bu denli yaklaşmasına izin veriyorum ve bu beni korkutuyor ! Aşkıma ihanet etmek beni çok korkutuyor.
    Deli düşünceler arasında arabama ulaştığımda etrafta tek bir insan bile yoktu , gündüz dopdoluydu aslında. Kolumdan çantamı çıkarıp dolu çantanın içerisinden arabanın anahtarını ararken arkamda duyduğum ıslık sesiyle dona kaldım , vücudum terlerken çokta tekin bir yerde olmadığımı biliyordum. Elimde ki çantanın içini daha hızlı bir şekilde ararken dibimde duran karartı ile kanım çekilmişti. Bakışlarımı yerden kaldırıp etrafıma baktım ; 3 tane serseri iğrenç bakışlarıyla beni süzüp derin derin nefes alıp veriyorlardı. Korkudan elim ayağım kesilmişti , ne yapacağımı bilemez halde arabanın arkasına yürüyeceğim sırada aralarından biri önümü kesip " bugün çok şanslıyız , senin gibi güzelini ilk defa görüyoruz ." Dediğinde hepsi bir ağızdan gülerken yüzümün bembeyaz kesildiğine emindim. " kesin sesinizi de defolun gidin buradan! " diye bağırdığımda onlar duymamış gibi daha çok gülüp üzerime doğru yürünce bende istemsizce arkaya doğru adımlarımı hızlandırdım. "Abla zorluk çıkarmadan bırak işimizi halledelim." Diyen adama gözlerim korkuyla dönerken sırtımdan akan soğuk terler ayakta durmama engel gibiydiler . Başım hiç bu kadar büyük bir belaya girmemişti kaçacak bir yerim dahi yok ! Gözlerim yaşla dolarken birinin beni kurtarması için Allah'a deli gibi dua etmekten başka çarem yoktu. Aralarından biri arabayla kendi arasına beni iyice sıkıştırıp eliyle koluma dokunacağı sırada hızla koluna vurup yüzüne tokat yapıştırdığımda diğer arkadaşı bu hamleme karşılık bana sert bir tokat geçirince aldığım sert darbeyle başımı arabaya çarptığımda  acıyla inledim. "Gidin başımdan , hepinizi mahvederim!" Diye avazım çıktığı gibi bağırmam hiç işe yaramamıştı ; saçlarımda hissettiğim el ile neye uğradığımı şaşırdım. Saçımı olabildiğince sert çekip beni arabanın üzerine atıp üzerime doğru eğilen adamlara karşı koyacak gücüm yoktu , biri iğrenç öpücüklerini boynumda doldururken diğerleri sesim çıkmasın diye ağzımı kapatıp ellerimi tepemde bağlayarak deli gibi gülüyorlardı . Gözlerim yaşla dolarken midem bulanıyordu ; kendimi kurtarmak için çırpınmam asla işe yaramıyordu , gözlerimi kapatıp kaderime biçilen bu ağır ölümü beklerken bir anda üzerimde oluşan hafifleme ile kendime geldiğimde biri bana doğru bağırıp "Cemre arabana gir hemen !" Bu da neyin nesi ? Gözlerimde ki yaşı silip hızla sirkelenip etrafıma baktım ; Cenk ! Adamları acımadan döverken öte yandan bana bağırıp arabama girmem için yalvarıyordu . Girdiğim şoku atlatıp yerde duran çantamı alarak hızla anahtarı bulup içine girdim , arabanın içinde bulundurduğum silahı hiç düşünmeden çıkararak arabadan tekrar inip o adamlara doğru doğrultarak "eğer hemen burayı terk etmezseniz hiç birinize acımam!" Diye avazım çıktığı kadar bağırdığımda hepsi birer çil yavrusu gibi etraftan kayboldular . O serserilerin gitmesiyle silah elimden kayıp yere düşerken ben de bir anda yere doğru yığılacağım sırada Cenk kolumdan tutup beni ayaklandırıp korkuyla yüzüme bakarak "iyi misin ? Cevap ver !" Ses tonundaki korku o kadar büyük ki ne yapacağını kestiremiyordu! Elimi omuzuna atıp eğildiğim yerden doğrulup onun korku dolu yüzüne dönerek "iyiyim ." Diyebildim sadece ama o sesimdeki acıyı fark etmiş asla iyi olduğuma emin olamamıştı . Beni hızla yolcu koltuğuna bindirip kendi de şöför koltuğuna binerek hızla tenha sokaktan çıktı. Yaşadığım şoku atlatmak hiç zor değil , elim ayağım hâlâ titriyordu. Gözlerimden akan yaşı silerken Cenk telaşla bana bakıp hızlıca arabayı sürmeye devam ediyordu "hastaneye gitmeyeceğiz dimi?" Diye sorunca "evet oraya gidiyoruz , başın yaralanmış." Dedi büyük bir telaşla. "Cenk lütfen beni sakin bir yere götür ."Dedim ağlamaklı sesimle. "Cemre polise şikayet edeceğiz!" Dedi bastırarak. Yaşadığım olay , Cenk'in baskısı beni iyice daraltmıştı "Cenk lütfen..."diyebildim sadece , Cenk arabayı kenara çekip elini çenemin altına yerleştirip yüzümü yüzüne çevirerek korku dolu bakışlarıyla "Cemre şikayet etmezsek bu adamlar aynı şekilde devam ederler , bırak gidip polise söyleyelim."Diye sakince konuşmaya devam ediyordu . "Cenk istediğimiz gibi şikayet edelim bir şey değişmeyecek , ben sadece buradan ayrılmak istiyorum." Dediğimde Cenk derince oflayarak tekrar direksiyona dönüp arabayı sürmeye başladı. Nereye sürdüğünden hiç fikrim yoktu sadece ağlayarak yolu izlemekle yetiniyordum. "İyi misin ?" Diye sorduğunda hıçkırıklarımı bastırıp "evet biraz daha iyiyim." Dediğimde Cenk arabayı 2 katlı lüks bir evin bahçesine park ederek hızlıca benim bulunduğum arabanın kapısına yaklaşıp kapıyı açarak elini bana uzatıp "hadi gel ," Dediğinde merakla etrafa baktığımı fark edince "benim evim. " dedi kısaca . Elimle göz yaşımı silerek arabadan onun yardımıyla inip tekrar onun yardımıyla evine kadar girdik. Salona geldiğimizde direk koltuğa oturup etrafa takıldı gözlerim ; evin tamamı beyaz hakimdi , ev sanki dergiden çıkıp gelmiş gibiydi. "Sen burada bekle ilk yardım çantası alıp geliyorum ... şey bu arada istediğin bir şey var mı?" Diye sorduğunda hayır anlamında başımı salladım . O hızla üst kata çıkarken bende kafamın sağındaki acıyı elimle hissetmeye çalıştım ; parmaklarımın üzerinde gördüğüm kan ile gözlerim tekrar doldu , fazla duygusal olmak sinir bozucu!
Merdivenlerden gelen ayak sesiyle bende toparlanıp gözlerimi tavana dikip derince soluyup göz yaşlarımın akmaması için direndim ama nafile , içimdeki korku sönmeyene kadar göz yaşlarım akmaya devam edecek . Cenk salonun ortasında ki sehpayı bana kadar çekip üzerine oturup bana döndü "kafanı çevirebilir misin ? " Dediğinde istediği gibi yaparak çevirdim. "Biraz yanabilir ..."dedi ve ıslak pamuğu yaranın üzerinde gezdirip önce temizledi . Tekrar başka bir pamuk çıkarıp üzerine oksijen suyu dökerek nazik dokunuşlarla yarayı temizlerken arada canım acıyor mu diye yüzümü inceliyordu . Acımasına rağmen hiç bir tepki vermeden Cenk'in işini bitirmesini bekledim . Cenk olmasaydı şu an ne durumda olurdum bilmiyorum. "Teşekkür ederim Cenk , yani keşke seni dinleseydim ..." diyebildim sadece. Cenk elinde ki pamuğu bırakıp gözlerime bakarak "bunun için teşekküre gerek yok , kim olsa aynı şekilde yardım ederdi. Seni uyardım ama dinlemedin yine de içim rahat etmediği için peşinden geri geldim , iyi ki de gelmişim... hadi dön az kaldı şu bandı yapıştırıp bitiriyorum." Dediğinde bir şey demeden kafamı çevirdim o da bandı yapıştırıp çantayı toplayarak "geçmiş olsun." Dedikten sonra doğruca salonun üzerinde bulunan kapıya yöneldi . Bende tekrar önüme döndüğümde gözüme ilişen fotoğrafla yerimden kalkıp oraya ilerledim. Fotoğrafı uzaktan baktım ; Defne ve o ... Defne siyah saçlı , hafif esmer ve yeşil gözlüydü ve oldukça yakışıyorlardı birbirlerine. Derince soluyup tekrar yerime oturdum içimde oluşan kırıklıkları görmezden gelerek.
Elinde iki kupa ile içeri giren Cenk'i görünce oturmamı dikleştirdim ,"lütfen rahat ettiğin gibi otur." Diyen Cenk'e gülerek baktım "böyle iyiyim , sana da gece gece iş çıkardım." Dediğimde öfkeyle bana bakıp " isteyerek yapıyorum ve zoruma da gitmiyor." Dediğinde mahçupça ona dönerek "yine de sana iş çıkardım ." Diye diretmeme sıkılmış yanıma yayılarak uzandı "off Cemre neden bu kadar irdeledin ... yani bu iş değil. Seni her türlü o pisliklerden korumam benim görevimdi , iş değil!" Dedi gözlerime ciddiyetle bakıp tekrar kupasına döndüğünde bu sefer uzatmayarak onu onayladım . Sıcak kahveyi yudumlarken o da yan dönmüş beni inceliyordu , sağ profilden onun bakışlarını göremesemde bana bakması beni inanılmaz heyecanlandırmıştı ve rahat olamıyordum bir türlü. "Nasılsın ? Biraz olsun rahatladın mı?" Diye soran Cenk'e hafifçe dönüp "evet , sayende..." Dediğimde Cenk yanıma iyice yaklaşarak benim gibi dirseğini bacaklarına dayayıp kafasını bana çevirdi , ne yapmaya çalıştığını anlayamadığım için sadece elimdeki kupayla ilgileniyormuş gibi yaptım. Sağ yanımda saçlarımın arasında hissettiğim parmaklarıyla irkildim , "korkutmak istemedim sadece yaran iyi mi diye kontrol edecektim." Diye kendini savununca ona doğru dönüp kendim saçımı arkaya atarak bakmasını sağladım. Göz ucuyla terlemiş yüzüme bakıp tekrar yaraya ufaktan göz atıp elinin tersiyle anlama dokunup "iyi ateşinde yok , yaran da kanamamış. " Dediğinde utangaç bakışlarımı ondan çekerek önüme döndüğümde o biraz olsun benden uzaklaşmayarak hala beni incelediğinde iyice kendimi kasıyordum. "Neden kızardın ?" Diye gülerek sorduğunda daha çok yanaklarım yanmıştı tıpkı yeni aşık olmuş çocuklar gibi . "Ne-ne kızarması ?" Diye kekeleyip yalandan yanaklarıma dokunduğumda Cenk daha çok gülüp "utangaç olduğunu bilmezdim." Dediğinde iyice utanmıştım. Bu kadar üzerime gelmesi beni terletiyordu , Allah'ım şimdi canımı al şu an müthiş bir zaman. Daha fazla duramayıp bir anda yanından kalkıp ona bakmayarak "tuvalet ne tarafta ?" Diye sorduğumda "gel götüreyim ." Dediğinde bir şey demeden arkadan onu takip ettim . Merdivenlerin altından girdiği koridorun başında durarak eliyle sağ tarafı gösterip "burada." Dediğinde yüzüne bakacak cesaretim yoktu , neden böyle bir heyecana kapıldım anlamıyorum . O gayet arkadaşça davranırken ben bu durumu oldukça büyütüyordum. "Teşekkür ederim." Dedim . Yanından geçip gidecekken eliyle kolumu tutup durmamı istedi. Önce kolumu tutan eline sonra boş bakışlarla yüzüne baktığımda sorgulayıcı bakışları vardı üzerimde. Yapmak istediği şeye karar verememiş gibi arada kalmıştı sanki. Yüzümü incelerken oldukça ciddi ve düşünceliydi. Onun bakışlarıyla benim bakışlarım kesişince aniden kolumu bırakıp yalandan gülerek toparlandı "şey bu gece burada kalacaksın bu yüzden yukarıda sana yatak hazırlayacağım." Dediğinde itiraz etmek için konuşacağım sırada o benden önce davranıp "itiraz istemiyorum , aklım sende kalır evine tek gidersen." Dediğinde bu durum hoşuma gitmemişti "yarın eşin gelecek ve böyle bir anda , bu şekilde tanışırsak hoş olmayacaktır . " diye diretmemi duymazdan geldi "Defne yarın akşam 8 de gelecek. O gelene kadar sen gitmiş olursun zaten." Dedi ve bir şey dememi beklemeden yanımdan ayrıldı. Bu şekilde karar vermesi hoş değil ama ona karşı çıkamazdım bugün benim hayatımı kurtardı , ona minnettarım . Tuvalete gidip yüzümü yıkadım , kızaran yanaklarım biraz olsun düzelmişti ama başım çatlıyordu . Uyumadan bir ilaç içsem iyi gelecek.
      Tuvaletteki işimi halledip merdivenlerden yukarı çıktığımda odadan çıkan Cenk beni fark edince gelmemi bekledi . "Burası senin odan , direk git uyu biraz toparlanırsın. İstediğin bir şey olursa lütfen çekinmeden iste." Diye kısaca konuşunca ona hafifçe gülümseyip "teşekkür ederim. Ben bir ağrı kesici alabilir miyim?" Diye ricada bulunduğumda Cenk başını olumlu şekilde sallayıp "içeri geç hemen getiriyorum ." Dedi hızla aşağıya inince bende odaya girdim. Oda oldukça genişti ; kendisine ait banyosu bile vardı. Yatağımın üstünde duran gecelik takımını alıp banyoya gittim üzerimdeki kıyafeti çıkarıp takımı giyerek yüzümü tekrar yıkayıp banyodan çıktığımda Cenk odada durmuş beni bekliyordu. "Ah , ilaç getirdim ." Dedi elindeki ilacı gösterip. Elinde olan ilacı alıp "teşekkür ederim." Dedim sadece. Cenk bana bakıp "üstündeki oldu mu ? Eşimin ama hiç giymedi." Dediğinde gülerek baktım "önemli değil düşünmen yeterli. Üstüme tam oldu." Dediğimde beni kısaca inceleyip "iyi geceler" diyerek odadan ayrıldı . O gidince sürahiden su alıp ilacı içtim , daha sonra  direk yatağa girip uyudum . Beni yarın yepyeni bir gün bekliyor.

🦋🦋🦋

Sabah telefonuma gelen mesaj bildirimiyle uyandım ; uykulu gözlerimi zar zor açıp etrafa baktım ilk defa böyle yabancı birinin evinde kalıyordum. Telefonu alıp mesaj atan kişinin Oktay olduğunu görünce es geçemedim ; "bugün ki toplantımız öğleden sonra saat 3'e ertelendi haberin olsun." Gelen mesaj beni sevindirdi dinlenmek için bolca zamanım olacaktı.
      Banyoya girip rutin işlerimi halledip salonuna inip inmemek arasındayım,  ya o hâlâ uyuyorsa benim yüzümden uyanırsa? Odamda biraz daha oyalanıp yatağı düzeltip kendi kıyafetlerimi giyerek gecelik takımını kirli sepete attım. Daha fazla oyalanmak beni sıktığı için yavaş ve sessiz hareketlerle salona indim. Salonda kimseyi göremedim ama mutfaktan cam kırılma sesi gelince korkuyla oraya girdim. Cenk kocaman sürahiyi kırmış ve toplamaya çalışırken elini kesmişti. "Cenk iyi misin?" Diye telaşla yanına gideceğim sırada Cenk bana durmamı söyleyip "her yer cam uzak dur ben geliyorum oraya." Dedi ve o da dikkatle yanıma geldi. Parmağındaki yara derindi bu yüzden üstündeki tişörtü parmağına tampon yapıp kanın azalmasını bekledi , ama fazla gelen kan beni endişelendirmişti "Hastaneye gidelim , çok kan akıyor." Dedim telaşla ama o gayet rahat bir şekilde "daha öncede kestim sakarım bildiğin . Beş dakika böyle sıkarsam kanı durur o zaman sararım . "Dediğinde "ilk yardım çantasının yerini söyle getireyim bu şekilde saramazsın." Dediğimde gülerek bana bakıyordu "fazla mı telaşlandın?" Diye sorduğunda gözlerimi elinden çekip yüzüme gelen saçı kulağımın arkasına yalandan gülerek yerleştirdim "yok sadece kan beni korkutuyor ..." Dediğimde Cenk sadece bakmakla yetinip "ben çantayı getiririm ,sen sadece sar." Dediğinde kabul etmiştim. Kısa sürede çantayı kolunun altına sıkıştırarak gelmişti hemen ayaklanıp çantayı alıp oturmasını bekledim . O oturunca karşısına gelerek "durdu mu kanaması?" Diye sorduğumda başını olumlu şekilde sallayıp "az öncekine göre fazla kanamıyor." Diye açıklama yapan Cenk'e göz ucuyla baktım gözleri hep üzerimdeydi sanırım telaşlanmama şaşırmıştı. "Ben pamuğu hazırlayayım ." Diyerek gereken malzemeleri hazırladım o da parmağına sardığı tişörtün ucunu parmağından açıp yaralanmış parmağı bana uzattı. Yarası derin değildi ama kesik büyüktü , pamuk yardımı ile yarayı temizleyip daha sonra oksijen suyu ile yaranın etrafını temizledikten sonra parmağı sıkıca sardım. "Biraz sıktım ama 20 dakika sonra falan gevşetiriz." Dediğimde o bana ciddi yüz ifadesiyle bakıyordu "tamamdır , geçmiş olsun." Dedim bu sefer yüzüne bakarak o da hemen boğazını temizleyip yarasına bakıp hafiften gülerek "teşekkür ederim." Dediğinde ben çantayı toplamakla meşguldüm "önemli değil , dün bana yaptıklarından sonra bu yaptığım bir hiç." Dedim ve çantayı ona uzatarak "bunu al istersen ben de mutfağı toparlayayım." Diye öneride bulunduğumda Cenk hayır anlamında başını sallayarak "olmaz bir yerini kesersin." Diye tepki gösterince "elimle değil süpürge ile alacağım." Dediğimde Cenk biraz düşünüp "yani buna hayır diyemeyeceğim karım gelecek akşama evi bu halde görse kıyamet kopar." Dediğinde oldukça komikti. "Merak etme o iş bende." Dedim , o da odasında kıyafetini değiştireceğini söyleyince ben direk mutfağın yolunu tuttum. Hemen köşede olan süpürgeyi alıp tek tek kırık camların üstünden geçip toparladım . Bu sırada mutfak tezgahında bulunan telefon çalmaya başladı , telefona göz ucuyla baktım "Defne" yazıyordu. Ekrandaki isimle dona kaldım ,inşallah karısı erkenden gelmemiştir. Telefonu alıp hızla Cenk'in yanına gittim . Telaşla kapıyı çalmadan direk odasına daldım , Cenk'i yarı çıplak bir halde yakalamıştım yaptığım hatayı fark edince inanılmaz utanmıştım. Cenk benim direk odasına girmemi beklemediği için o da şaşkınca bana bakıp bir açıklama yapmamı bekliyordu . Utangaç adımlarla biraz yanına doğru gidip elimde ki telefonu ona uzattım ama bakışlarım yerdeydi. "Özür dilerim bir anda odana girdim , eşin ısrarla arayınca öyle bir anda şey oldu..."saçmalamama daha fazla izin vermeyen Cenk elimdeki telefonu alıp "teşekkür ederim ." Dediğinde göz ucuyla ona baktım sırtını dönmüş karısını arıyordu. Gözlerim istemsizce esmer vücuduna takılırken sırtında gördüğüm yara ile beynimden vurulmuşa döndüm.

BÖLÜM SONU 🥰

➡️CEMRE artık yavaş yavaş sırrı çözecek mi dersiniz yoksa olayın üstüne gitmeyecek mi?

Not:➡️VOTE SINIRI DEVAM ETMEKTEDİR.(100)
Yorum yapmayı es geçmeyin 😇😇😇

Destekleyen herkese şimdiden teşekkürler 😊 Tüm okuyucularıma kocaman kalp kalp ❣💕😁

HATA-2-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin