✅Boş YILDIZI DOLDURMAYI unutmayalım lütfen🙂
Keyifli okumalar 📖Otele girdiğimizde Cenk Kurt'un orada olmasını hiç beklemiyordum. Uzaktan bana delici bakışlarla bakarken hızla gözlerimi gözlerinden çekip bize ayrılan masaya ilerledik. Adem kasıldığımı hissetmiş olacak ki bana merakla bakıp "ne oldu , Neden böyle gerildin? " dedi telaşla. Yalandan gülümseyerek "yok sadece çok kalabalık ondan. " diye saçma bir yalan uydurup Adem'in ilgisini kendimden çekmek için "eee şu önemli iş adamlarıyla tanışmayacak mıyım?" Dediğimde Adem gülerek "kiminle ilk tanışalım?" Diye sorunca kimseyi tanımadığımı fark ettim "Adem ben iş hayatına geç atıldım buradaki kimseyi neredeyse hiç tanımıyorum ." Dediğimde kısık tonda Adem şaşkınca yüzüme bakıp "Cemre şaka gibisin. Neyse gel ülkenin para rezervin kralı , en çok vergi rekortmeni olan büyük iş adamı Cüneyt Aksu ile tanışalım." Dediğinde . Bu ismi daha önce çok duyduğumu fark ettim. "Tamam." Dediğimde Adem önde ben de arkasında ilerledim. Geldiğimiz masayı fark edince gerildim çünkü Cenk'te o masadaydı! Keşke önce adamın kim olduğunu sorsaydım. Şansıma küfürler savurup masaya gittiğimizde herkesin bakışları bizdeydi ama en çok Cenk Kurt! Onunla bir daha karşılaşmayacağıma o kadar emindim ki şimdi kendi ayaklarımla onun masasına gidiyorum . "Merhaba Cüneyt Bey...Merhaba Ahmet Bey..." diye sırayla herkesle tokalaşan Adem'in arkasından bende o kişilerle tokalaşıyordum. En son Cenk'e geldiğimde elimi hiç mi hiç uzatmak istemiyordum. Zoraki elimi uzatıp kısaca yüzüne bakıp "Merhaba Cenk bey." Dediğimde Cenk gözlerini gözlerime dikmiş ciddiyetle "Merhaba Cemre hanım." Dediğinde hızla elimi elinden çekip uzaklaştım. Kesin bilerek geldiğimi düşünüyordur . Zaten her bakışım , davranışım ona batarken şimdi daha çok kötü olmuştu her şey. Cüneyt denilen vergi rekortmeni adamın ilgisi direk bendeydi , bizim şirketin ismini daha önce duymuş ve başında benim olmama çok şaşırmış ! İçimden 'demire hiçbir şey zarar vermez , kendi pası dışında . İnsana hiçbir şey zarar vermez kendi zihniyetinden başka ' diye bağırmak istiyorum. Ne yani bir kadının yönetici olması ne kadar tuhaf olabilir ki? Cüneyt denilen adam konuştukça sinirlerim bozuluyordu gerçekten bu kadar iş tecrübesi olmasına rağmen bu kadar cahil olması beni germişti , zaten Adem de başka masaya gitmiş beni ayrı bir girdaba sokmuştu. Cenk hiç konuşmaya dahil olmadan sadece dinliyordu sonra o da izin isteyip masadan ayrılınca biraz olsun içim rahatlamıştı . "Bu sene kaç ihale alabildiniz?" Diye soran Cüneyt'e dönerek "6 ." Dedim kısaca. Eğer Cenk ihaleyi bize vermekten vazgeçmeseydi 7 olacaktı. "İyi bir rakam kutlarım." Dediğinde zoraki gülümsemeyle "teşekkür ederim."dedim sadece. Sonra çaktırmadan etrafıma baktım Adem yoktu resmen , nerede bu adam? En iyisi onu aramak. Masadakilere dönerek "izninizle." Dedim ve oradan hızla ayrıldım. Adem'in en son gittiği masaya giderek kısaca oradakilerle tanışıp Adem'i sorduğumda bana balkona çıktığını söylediklerinde onlara teşekkür edip söylenilen balkona ilerledim. İçerisi o kadar doluydu ki içim daralmıştı. Balkon girdiğimde kimseyi göremedim bomboştu ,daha sonra en köşede arkası dönük olan çocuğu görünce sevinçle oraya yöneldim. Gölgelenmiş omuza sertçe vurup " her yerde seni arıyorum !" Diye yalandan kızdığımda arkasını dönen kişiyi görünce şaşkınlığım görülmeye değerdi. Cenk Kurt! Allah'ım beni arşa yükseltte bu rezillikten kurtar. "Bu kadar arandığımı bilseydim hiç kaybolmazdım." Yüzündeki alaycı bakışlar beni ezerken zorlukla yutkunup "özür dilerim , bee-ben sizi Adem zannettim. " Dedim kekeleyerek. Cenk'in bakışları o kadar rahatsız edici ki 'hata yapamazsın!' Der gibi bakıyordu. "Önemli değil Cemre hanım. Bu arada nasılsınız?" Diye sorunca yüzümü ondan çevirip manzaraya doğru dönerek "iyiyim , siz?" Diye sorduğumda kısaca duraksayıp "yüzüme niye bakmıyorsunuz ?" Diye sorunca gerilmiştim , ama istifimi bozmadan "siz böyle istemiyor musunuz?" Dedim kısaca "ne istiyormuşum ? " diye şaşkınlıkla sorunca histerik bir gülüş dudaklarımdan çıkmıştı. " Perşembe akşamı , size bakışlarımdan dolayı ihaleyi iptal etmiştiniz . Sizi artık gördüğüm her yerde bu şekilde davranacağım." Dedim içimden geçen öfkeyi dile getirerek. Cenk bey hiçbir şey demeden benim gibi manzara dönerek "aslında tek sebep o değil, bu ihaleyi size vermemenin bir çok nedeni var" Dediğinde yüzümü ona çevirdiğimde " o nedenleri söylemiyeceğim , etik değil." Dedi kısaca. "İhaleyi kişisel sorunlara odaklı piyasaya sürecekseniz kendiniz yapın daha iyi." Dedim öfkeyle. Cenk yüzüme dahi bakmadan "kişisel değil!"dedi kelimeyi bastıra bastıra. "Neyse ne! Aslında sizi bile bile ihaleye katılmak aptallıktı." Deyip yanından geçip gideceğim sırada kolumu tutup "ne yani beni en baştan beri biliyor muydunuz?" Diye şaşkınca sorunca kolumu elinden çekip yüzüne doğru "Berke'yi kurtardığınızdan beri tanıyorum sizi."Diye kestirip attım ama o hala önemden çekilmeyerek " ondan sonrasını bahsettiğimi biliyorsunuz ." Diyerek üsteleyince sıkkınlıkla puflayıp "evet biliyordum.Bu denli ölmüş kocamı dert edeceğinizi bilseydim emin olun asla bu işe kalkışmazdım. Ama yinede size minnettarım Berke'yi bulup bana kavuşturdunuz bir ömür bu iyiliğinizi asla unutmayacağım . " Dediğim de Cenk boş gözlerle bana bakınmakta yetindi. Ben de bir şey demeden yanından ayrıldım. Buraya gelmeden önce bir şeyler olacak demiştim ! Akşam akşam canımı sıkmıştı yine. İhaleyi vermemeyi muamma nedenlere bağlıyor . Artık şu lanet ihaleyi kafamdan atmalıyım yoksa çocuktan bir farkım kalmayacak . Doğruca kendi masama gidip kürsüye çıkan gereksiz insanları dinlemeye başladım. Buradakilerin hepsinin gözünde hırs dışında bir şey yok. Arkadaş gibi gözükseler bile hepsi birbirinin rakibi ve zerre sevmiyorlar. Para , şöhret ve kibir! Bunlar bu duygularla besleniyor. Ha hepsi mi böyle diyecek olursanız ? Hayır. Ama çoğunluk böyle. Bu yüzden Adem geldiği gibi çıkacağım.
Neredeyse yarım saat olmuştu ve Adem ortalıklarla gözükmüyordu . Telefonumu çıkarıp Adem'i aradım uzun bekleyişten sonra açtı "Cemre ben seni arayacaktım ama çok kötü bir şey oldu ." Diye korkuyla gelen ses ile içim daraldı artık ani kötü haberlere gelemiyordum "ne oldu ?" Dedim telaşla , sesimin yüksek çıkmaması için elimden geleni yaptım "Cemre , kız arkadaşım... merdivenlerden yuvarlanmış bacağını alçıya aldılar." Dediğinde daha kötüsünü beklediğim için tuttuğum nefesi geri verdim " şimdi nasıl?" "Şimdi iyi gibi ama sen orada kaldın , özür dilerim haber vermeden çıktım hemen." Dediğinde ,sakince "önemli değil lütfen takma kafana bunu, şimdi sevgilinin sana ihtiyacı var. Bir şey gerekirse çekinmeden ara." Dedim son olarak ve vedalaşıp kapattım. Bir günüm ne kadar berbat edilir onu izliyorum şu an! Adem de olmadığına göre ben artık gitsem iyi olacak.
Toparlanıp kapıya geldiğimde güvenlik yanıma geldi hemen ; "arabanızın plakası nedir efendim?" Dediğinde "arabam yok taksi çağırabilir misiniz?" Diye rica ettiğimde güvenlik biraz şaşırsada toparlanıp "efendim bu saatlerde burada taksi bulunmuyor , aslında genel olarak taksi olmuyor burada. " Dediğinde şok olmuştum "ne saçmalık bu ben nasıl gideceğim ? Hiç mi gelemez ?" Diye şansımı zorlarken karşımda ki adam mahçupça "en az 1 saat beklemeniz gerek." Dediğinde tadım iyice kaçmıştı . "Tamam bekleyeceğim." Dediğim sırada arkamdan gelen tok ses "gerek yok taksiye hanımefendiyi ben götürürüm." Diyen sese öfkeyle döndüm , ne cüretle? "Cenk bey taksime neden müdahale ediyorsunuz ve kimden izin aldınız ?" Dedim burnumdan soluyarak. Cenk bir şey olmamış gibi "bu adam size yalan söyledi sırf çıldırmayın diye. Burası dağ başı en az 2 saatten aşağı buraya taksi gelmez! Zaten uzaklığından dolayı da taksiler asla gelmiyor." Dediğinde Cenk'e güvenip güvenmemek arasında kalmıştım. Ah Adem ne berbat bir yere getirdin beni , taksi bile geçmiyor ! "Teşekkür ederim ama yine de ben kendi şöförümü çağırırım ." Dedim ve kestirip attığımda Cenk karşıma geçip "sizi yemem." Diye alayla yüzüme bakınca kaşlarımı çatarak "ne münasebet ." Diye çıkıştığımda muhteşem gülüşüyle bana bakıp " e hadi, " Dediğinde hala arada kalmıştım. Şüpheyle arabaya bakmaya devam ediyordum , Oktay veya Berk'i arasam kaç saatte buraya varırlar ? Kolumda hissettiğim el ile yerimde sıçradım "özür dilerim ama gündüz rüyanızdan uyanıp artık arabaya binin Cemre hanım. " diyen Cenk'e sinirleniyordum bu adam sürekli beni eziyor. Kaba halleri bana her defasında Akın'ı hatırlatıyor . Akın'ın o tavırlarından çok çekmiştim... şşşş Cemre artık Cenk'i görünce Akın'ı hayal etmeyeceğim . "Cenk bey mecbur olmasam bu teklifinizi kabul etmem ama .."lafımı yarıda kesip "Cemre hanım bir anda neden aramız bu kadar gerildi anlamadım. Ben iş arkadaşı olmasak bile normal arkadaş olabiliriz sanmıştım ..." dedi ve cümlesini bitirmeden ön kapıyı açarak "buyurun." Dedi sadece. Gidip arabaya oturdum , bu adam çok tuhaftı sanki kendinden bile gizlediği şeyler vardı . Bir anı diğer anına çok ters. Kısa sürede araba hareket etmişti , yol boyunca ona değil camdan dışarıyı seyrettim zaten o da konuşmadan sigarasını içiyordu. "Eşiniz öldükten sonra mı bu şirketin başına geçtiniz yoksa önceden de söz sahibi miydiniz ?"diye soran Cenk'e göz ucuyla baktım , gözlerini yola dikmiş sol elinde sigara diğer eli direksiyonda. Aslında Akın sigarayı ayda yılda bir içerdi anlaşılan Cenk sürekli içiyor. Bakışlarımı tekrar yola sabitleyip "eşim öldükten sonra. Aslında isteyerek geçmedim , eşimin ailesi istediği için . " Dediğimde sohbet biter sandım ama o merakla sormaya devam ediyordu "bu işi anlıyor gibisiniz ?" Dedi ya da sordu o da emin değil. "İlk işe başladığımda hiçbir şey anlamıyordum sağ olsunlar Oktay ve Berk sayesinde işi iyice kavradım." Dedim kısaca. Cenk kısaca gülüp "Defne'ye çok benziyorsunuz." Dedi sessizce . "Defne kim? " Dediğimde bana dönerek "karım." Dediğinde gözlerini gözlerime dikerek vereceğim tepkiyi ölçüyordu. Ufak çaplı şok yaşasamda bunu belli etmeyerek " evlisiniz demek." Diyebildim sadece. Gözlerini gözlerimden çekerek "evet , 4 yıldır evliyiz." Dedi. Onun evli olması beni huzursuz etmişti , sanki Akın beni bırakıp başkasıyla evlenmiş gibi bir hissiyat oluştu kalbimde. Ona aslında çok şey sormak istiyorum ama cevaplar mı bilmiyorum. "Benim hakkımda merak ettiğiniz bir şey yok sanırım." Dediğinde sanki içimi okumuş gibiydi. Kısaca gülüp "meraklı gözükmek istemem." Dediğimde o da güldü "ben de soruyorum meraklı gibi mi duruyorum?" "Hayır ..." "bekliyorum" dedi ve kısaca bana bakış attıktan sonra yola bakmaya devam etti. "Kaç yıldır bu şirket başındasınız? Bildiğim kadarıyla kurucusu başka biri." Diye sorunca bana dönmeden cevaplamaya başladı. "Uzunca bir sene İtalya'daydık. Sonra buraya geldiğimde Defne'nin babası şirketi üzerime devretti." Dediğinde şaşırmıştım. "Nasıl yani eşinizle uzun süredir tanışıyor musunuz? Yani babası size çok güvenmiş sanırım." Diye sordum merakıma yenik düşerek. "Evet en az 10 yıldır tanışıyoruz." Dediğinde sadece başımı salladım. "Eşim de İtalya da eğitim görüp gelmişti." Dediğimde istemsizce Akın konusu tekrar açılmıştı. Bunu fark edince hemen toparlanıp dışarıyı izledim. "Akın çok şanslı biriymiş..." dedi sadece. Evet o çok şanslıydı ta ki biri onu öldürene kadar. "Onu çok seviyordum ve hala da çok seviyorum. Ömrümün sonuna kadar bu şekilde devam edecek." Dediğimde Cenk ciddiyetle yüzüme baktı. Bakışlarında anlamlandıramadığım bir üzüntü vardı , belki de bu halime üzülüyordu ama benim acımaya ihtiyacım yoktu. " Oğlunuz kaç yaşında babasız kaldı ? Diye sordu kısaca "6 aylık " Dedim sadece. Sertçe yutkunup bana baktı " sizin için çok zor bir süreç olmuş." Dedi sadece " evet çok zordu hem de çok..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATA-2-
Teen FictionHATA kitabının ilk serisinde Cemre beklenmedik bir şekilde eşini kaybeder , yaşadığı bu korkunç kabusla hayat oğlu sayesinde kendini tekrar yaratma şansı verir. Artık eskisi gibi olmayacağına karar veren Cemre hayatına emin adımlarla ilerlerken ne g...