Bölüm 16

1K 66 0
                                    

✅BOŞ YILDIZI DOLDURMAYI ES GEÇMEYELİM LÜTFEN ⭐️EMEĞE SAYGI 😊
Keyifli okumalar ❣️

Arabayla son hızla ilerlerken arabaya binerek hata yaptığımı anladım çünkü Akın arabaların arasında makas ata ata gidiyordu ve kalbim ağzımda atıyordu. "Düzgün kullan şu arabayı!" Diye bağırdığımda korkudan titreyen sesimi duymazdan gelen Akın'a öfkeyle baktım "şunu yapmayı kes! Öldürmek mi istiyorsun bizi?" Dediğimde Akın kısaca yüzüme bakıp "en azından kurtulmuş olurum senden." Dediğinde şok olmuştum. "Bu kadar mı nefret ediyorsun benden?" Sesim oldukça cılız çıkmıştı "evet ! Senden ve o bitmek bilmeyen acı dolu hayatından ..." sesi öfke doluydu. Elimi koluna koyup bana bakmasını sağladım "o duymak istemediğin hayatın merkezinde sen varsın! Ve er yada geç olan bitenleri hatırlayacaksın lütfen bu kadar kırıcı olma." Dediğimde gözlerim tekrar dolmuştu. "Ağlamayacaksın dimi?" Yüzünde gram duygu yoktu ! Bu adama ne oldu böyle ? "Eskiden anlaşamasak bile ağladığımda buna izin vermezdin ama şimdi..." Sesim çıkmıyordu bile ! Akın yüzüme bakıp "senin yerinde Defne olsaydı evet ! O ağladığında asla dayanamam." Dedi soğuk sesiyle. Kalbim aldığım bu darbeyle binbir parçaya bölünmüştü , evet onun hayatında bir kadın var ve onu seviyor ? Ben ne yapacağımı şaşırmış durumdayım! "Biliyor musun Akın , aklına biri girmiş , değişmişsin!" Dedim kısık tonda . Akın sıktığı dişleri yüz hatlarını geriyordu. Arabayı kenara çekip "in arabadan ! " Dedi öfkeyle . Şaşkınlıkla yola baktım neredeyse taksinin bile geçmeyeceği boş bir otobandı ! "Ne saçmalıyorsun nasıl inerim buradan?" Diye sinirle sorduğumda Akın kolumu sıkıp " Yemekte ağzının içine güldüğün Sinan'ı ara gelip seni alsın !"'diye öfkeyle yüzüme bağırdığında şaşkınlıktan diyecek bir şey bulamamıştım "hadi in , yoksa seni zorla indiririm ." Dediğinde bu adamın şaka yapmadığına emin olmuştum. "Bari işlek bir yerde indir, taksi bile bulamam ben . Kıyafetime bak ! Akın lütfen." Diye yalvaran gözlerle ona baktığımda Akın öfkeyle kasılıyordu "sana 5 saniye veriyorum." Dedi ciddiyetle. Zorlukla yutkunup arabadan indiğim gibi yanımdan gazlayıp gitmesi bir oldu ! Şaşkınlıkla yanımdan geçip giden arabanın arkasından baktım ... yaşadığım şoku atlatıp etrafa baktım vızır vızır geçen araba dışında bir halt yoktu ! Emniyet şeridinden dikkatlice yürüdüm belki ileride taksi falan bulurum ama bulacakmışım gibi de gözükmüyor. Gözlerim yaşla dolarken burada başıma bir şey gelmemesi benim kurtuluşum olacak. Akın nasıl olurda bu denli vicdansız olur , aklım almıyor! Çıkılmıyor o çukurdan işte ! Dirhem dirhem erisemde, an be an ölüyorum ama çıkamıyorum işte. O çukurun kendisi beni zorla dibe batırıyor ... Serin yaz rüzgarı tenimde yavaştan esip içimi titretiyordu , arkamdan duyduğum binlerce korna sesi beni daha çok korkutuyordu. Bir anda yanımdan yavaşça geçen arabaya  gözüm takıldı , şöför kafasını bana çevirerek pis bir sırıtışla "bayan buyrun gideceğiniz yere götüreyim." Diye pis pis gülerken yaşadığım şokla iliklerime kadar dondum , haftalar önce yaşadığım o iğrenç olay aklıma gelince başım döndü , elimi arkamda bulunan uyarı levhasına dayayıp kendime gelmeye çalıştım zaten o pislikte korkup hızla yanımdan uzaklaştı. Elim ayağım boşalırken Akın'a olan öfkem büyüyordu. Şimdi yanıma gelirse onu tokatlardım. Gözlerimi kapatıp bana çalınan kornaları duymazdan gelip biraz toparlandım, tekrar yanımda hissettiğim araba ile korkuyla ayaklanıp arabaya baktım , araba farındaki yüksek ışık gözlerimi kamaştırsada bana doğru gelen adamın  Sinan olduğunu anlamıştım . "Cemre ? Uzaktan gördüğümde senin olmayacağını sandım ama ... inanmıyorum!" Sinan'ın telaşlı sesi ile hızla ayaklandım , bu adamı sevmesemde Hızır gibi yetişmişti. "Kalk hadi." Diyerek kolumu tutup bana destek olup arabaya bindirdi. Kısa sürede oda arabaya binerek arka koltuktan aldığı suyu uzatarak "iç şunu. İyi misin?" Sesinde ki telaşın yarısını Akın'da duysaydım içim belki bu kadar acımazdı. Suyu açıp içmeye başladım , soğuk su genzimi yakan ateşi söndürürken biraz olsun beni kendine getirmişti.  "Cenk'in arabasına bindiğini gördüm ve sizi takip ettim çünkü Cenk oldukça öfkeliydi , iyi ki takip etmişim ." Diye soluk soluğa anlatırken yüzümü ıslatan yaşlara inat ona gülerek baktım "beni burada indirip gitti." Diyebildim sadece. Sinan öfkeyle sessizce küfürler savurdu. "Tamam sen iyi misin?" Diye sordu tekrar sakince "evet biraz daha iyiyim." Dediğimde Sinan sakince bana bakıp arabayı gazladı. Yol boyunca tek bir kelime konuşmadık ne o ne ben ! Sinan eskiden beri bana bu kadar ilgili ama ben asla buna bugün verdiğim gibi hiçbir zaman böyle taviz vermemiştim ama şimdi kollarında ağlamak istiyorum. "Sakin bir yere gidelim , eve gitmek istemiyorum." Dediğimde Sinan şaşırsada rotasını hemen değiştirdi.
Kısa sürede sakin bir mekana geldik , ikimizde aynı anda inerek mekana baktık "şimdilik en iyisi burası." Dediğinde ona içtenlikle gülümsedim. "Tamam ama kimse olmasın." Dediğimde Sinan anlayışla başını sallayıp "üst katı boşaltırız." Dedi ve birlikte üst kata çıktık. Sinan mekan sahibi ile görüşürken ben de tembel adımlarla denize manzaralı olan küçük ama oldukça rahat koltuklara yayılarak oturdum. Kısa sürede Sinan yanıma gelip "tamam 2 saatliğine burası bize ait." Dediğinde ikimizde keyifle gülümsedik. Gözlerim ve bedenim yorgundu ama ben bugünü tamamen unutmak istiyorum ve yıllar sonra kendime verdiğim sözü unutacaktım. "En ağır viskiden istiyorum." Dediğimde Sinan şaşkınlıkla büyüyen gözleri gülmeme neden oldu "ne ! İçemez miyim?" Diye sorduğumda Sinan gülerek "yok içebilirsin ama çok ağır olur kaldıramazsın. En iyisi küçük şeylerden başlayalım." Diyen Sinan'a itiraz etmedim çünkü zamanında şarap ile sarhoş olan biri olduğum için küçük şeyler beni hayli hayli mahvederdi.
      Önümüze dizilen şarap şişesinden Sinan tek tek içip en beğendiği masada bırakıp diğerlerini topladılar . "En hafifini seçtim." Diye göz kırpan Sinan'a çatık kaşlarla bakıp "bu geceyi unutmam gerek. Otobanda arabadan atıldım hem de bu kıyafetlerle ... rezalet geceyi hatırlamak istemiyorum." Dediğimde çoktan içmeye başlamıştık. " Cemre söylesene bu adama neden bu kadar taktın?" Diye soran Sinan'a gülerek baktım "çünkü o Akın!" Dediğimde Sinan'ın ciddileşen yüz ifadesi sırıtmama neden oldu "ne o şaşırdın mı? " sorumla toparlanan Sinan bardağı tek dikişte bitirip sertçe yutkunarak " kocan yaşıyor demek ? Yaşıyor ve başkasıyla evli ama en önemlisi seni yanında istemiyor... tuhaf gelmiyor mu bunlar sana?" Diye samimiyetle soran adamdan gözlerimi çekip denizin muhteşem görüntüsüne odaklandım "bazı şeyleri söylemiyor olmam , hissetmediğim  anlamına gelmiyor Sinan. Onun adını duyunca titreyen yaralı bir kalbim var . Gerisi kimin umrunda..." Dediğimde boşalan bardağım çoktan dolmuştu. " Peki biz bu adama ne diye hitap edeceğiz ?" Diye esprili şekilde sorduğunda istemsizce kahkaha atıp ona döndüm " Cenk ismi toplumda ki ismi , Akın ismi ise kalbimdeki ... ona Akın diyeceğim o her ne kadar bunu istemesede." Şarabı içtikçe dönen başım beni mutlu hissettiriyordu. "Bu şarap başımı döndürüyor ." Diye güldüğümde Sinan bana alayla bakıp "bu en hafifiydi ! En ağır viskiyi içseydin şimdiye uyuyordun demek." Dediğinde ikimizde kahkahayı bastık . "Biliyor musun seninle bu kadar anlaşacağımızı hiç tahmin etmezdim." Diye yayık yayık söylediğimde Sinan tek kaşını keyifle kaldırıp " Mükemmel bir dostluk hep kavgayla başlar ." Diye basit bir cümle söylediğinde alayla gülüp " Akın için sana katlandım yalan yok." Diye doğru söylediğimde Sinan iyice yayılıp mavi gözlerini gözlerime dikerek "Biliyordum zaten. Ben de sana yardımcı oluyorum işte."  Kadehini kaldırınca bende kaldırıp bardağına tokuşturdum "yeni dostluğumuza ." Dedik ve bardağı bir dikişte içtik.
     Dakikalardır şarabımızı içip hayatımızın kötü hatıralarını yad ediyorduk. Sinan zamanında bir kıza çok aşık olmuş ama o kadın onu kullanıp terk etmiş , kızı öyle anlattı ki onu hâlâ sevdiğine bahse varım. İyice kararan havaya inat ay güneş gibi parlıyordu , elimle yüzümü ovuşturup kararan bakışlarımı tazelemeye çalışıyordum . "Eve nasıl gideceğiz?" Bu basit soruma Sinan enerjik bir ifadeyle "ben sarhoş değilim." Diye güldüğünde bende güldüm "tabii ya burada en çömezi benim." Sesim giderek inceliyordu , uyku gözlerimi zorlarken beynim uyumamam için diretiyordu. Bakışlarımı Sinan'dan çekip İstanbul'un muhteşem manzarasına odakladım. Masamıza aniden inen darbe ile yerimden sıçradım . Bakışlarım hızla masamıza vuran kişiye döndüğünde Akın'ın öfke dolu bakışlarıyla  zorlukla yutkundum. "Cenk ne yapmaya çalışıyorsun? " diye bağıran Sinan'a , Akın öfkeyle bakıp "eğer hemen buradan ayrılmazsan seni parçalarım ." Diye tıslayarak konuşan Akın beni korkutmuştu. "Tekrar kızı yarı yolda bırak diye mi?" Diye diklenen Sinan'a karşı koymak için ayaklansamda nafile , başım içtiğim içkilerden dolayı dönerken konuşacak gücü kendimde bulamıyordum. "Sinan sana 5 dakika veriyorum." Diye tekrar bağıran Akın kolumu tutup beni aniden kaldırdığında yaşadığım şokla ağzımdan acı bir tiz firar etmişti. "Bırak kızı!" Sinan tekrar bağırıp Akın'ın üstüne yürüsede olay büyümesin diye Sinan'a doğru elimi kaldırıp "bırak iş büyümesin. Sen git ." Diye zar zor konuştuğumda Sinan itiraz etti  ama ben artık yeni Akın'ı kestiremediğim için Sinan'ın canını riske atamazdım "lütfen ." Dediğimde Sinan beni arayacağını söyleyerek hızla yanımızdan ayrıldığında Akın'ın öfkesi içime işliyordu. "Yürü gidiyoruz!" Diye yüzüme bağırdığında bu adamın hoyrat hareketleri canımı acıtıyordu "insan gibi davranmayı denesen olmaz mı ?" Başım döndüğü için iki elimle Akın'ın koluna yapışmıştım "daha ayakta duramıyorsun gelip bana güzel davran mı diyorsun ? " kolumu tutup çekiştirdiğinde kolumu elinden çekip "canımı yakıyorsun." Diye inleyerek konuştum. Kolumu aniden çektiğim için elbisemin ince askısı inmişti , derin olan göğüs dekoltem iyice açıldığından Akın gözlerini arsızca vücudumda gezdirip yanıma geldi. Benden önce davranıp askıyı yukarı çekerek " doğru düzgün kıyafet giysedin şaşırırdım ." Dediğinde ses tonu normaldi. "Neden geldin? Bırakıldığım yere tekrar bırakman için mi ?" Diye zorlukla sorduğumda Akın'ın yüzünde oluşan mahçupluk beni şaşırtmıştı "cevap versene !" Diye yüzüne bağırdığımda Akın yine koyu bakışlarla yüzüme bakıp " evine götüreceğim . " dedi sadece. Histerik bir gülümseme dudaklarımdan firar etmişti ," yeni mi aklına geldi ? O yolda tecavüze dahi uğrayabilirdim." Dediğimde sesim yaşadığım o tatsız olayla kısık çıkmıştı. "Tamam hata yaptım , şimdi telafi etmeye çalışıyorum." Akın buydu işte , bir anda parlar ve mahveder sonra bir şey olmamış gibi mahvettiklerini kendince toparlamaya çalışırdı " eğer bana yaşattıklarının birazını içinde hissetseydin , dağılırdın! Seni ne kadar özlediğimi göremiyorsun , seni hâlâ ilk günkü gibi sevdiğimi anlamıyorsun! Bizim birbirimize ait olduğumuzu ne zaman anlayacaksın ?" Göz yaşlarım yanaklarımı ıslatırken sesim güçsüzdü . Akın boş bakışlarla bakıyordu sadece , "Benim zaten hayatımda biri var Cemre ..." devam etmesin diye elimi kaldırıp  "o kadını ne kadar seviyorsun ?" Diye sordum , basit bir soruydu belki ama cevabı canımı bir hayli yakacaktı "çok.." dedi sadece. Gözlerim yaşadığım acıyla su gibi acısını akıtırken yüreğim aldığım bu cevapla zehirlenmiş bir çiçek gibi soldu . Bakışlarımı ondan çekip yere indirdim "Peki ben , oğlum . Biz ne olacağız ? " sordum kısık tonda " hayatını nasıl öncesinden devam ettirdiysen kaldığın yerden öyle devam et." Sesi ciddiydi "hiç bizi düşünmüyorsun?" Sesim titresede oldukça kararlıydım " artık yeter gidiyoruz ."
"Soruma cevap vermedin!"
"Saçmalıklara verecek bir cevabım yok. Zaten sarhoş olmuşsun ne dediğinin de farkında değilsin."
"Ben her şeyin farkındayım, birazda sen ol!" Kolumu çekiştirip beni kapıya çoktan getirmişti "kes ve yürü!" Diye tısladığında beni yönlendirmesine izin verdim. Arabaya binip oturduk "evime bu halde gidemem." Dediğimde Akın sabır dilercesine yüzüme bakıp arabayı sürdü.  Uykum geliyordu ama uyumakta istemiyordum. "Uyu bence yol uzun." Akın'ın erkeksi sesiyle bakışlarımı ona çevirdim , keskin yüz hatları , dağılmış saçları ve o kara bakışlar ... hiçbir güç onun Cenk olduğuna inandıramaz o Akın ama kalbi ve duyguları aynı değil tek acı fark bu. Gözlerim daha fazla dayanamayıp kapanmıştı .

Burnuma dolan yoğun parfüm kokusuyla gözümü araladım , Akın beni kucaklamış bir yere taşıyordu. Gözlerim fal taşı gibi açılırken Akın hala uyuduğumu sandığından normal bir şekilde boş koridordan ilerliyordu. Gözlerimi o beni fark etmeden tekrar kapatıp bu güzel anın tadını çıkardım . Akın nefes alıp verirken inen göğüsüne başımı koydum bilerek , onun yaşadığını hissetmek apayrı bir duygu ayrı bir sevinç... kalbiminin ritmi kalbimle senkronize atıyordu bu anın yıllardır özlemini çekiyorum . Kapının açılma sesini duyduğumda gözlerimi sıkıca kapattım , uyandığımı anlamaması gerekiyor. Akın beni yatağa doğru uzatıp eliyle ayakkabılarımı çıkarıp tekrar üzerime doğru eğildiğini nefesinin yüzüme değmesinden anlıyordum , "seninle ne yapacağım Cemre ? Beni alt üst ettin ... nerden çıktın böyle bir anda! Hayallerimde kalsaydın ya." Sesi fısıltısıydı ama duyduğum itiraf ile küçük dilimi yutacaktım. Kalbim düzensiz atan ritmi hızlanırken nefes almayı unutmuştum , üzerimden kalksa derince soluyacaktım ama hâlâ üzerime eğilmiş beni inceliyordu. Yaşadığım sevinç ve özlem beni yakarken bu adamı sevdiğim için kendimi özel hissediyorum. Üzerimde oluşan hafifleme ile kalktığını anlamıştım bu yüzden dikkatlice gözümü araladım , arkasını dönmüş gömleğini çıkarıyordu. Derince nefes alıp verdim sanki aylardır buna muhtaçmışım gibi. Akın'ın bana hissettirdiklerini seviyorum , sanki her şey mümkünmüş gibi , sanki yaşamaya değermiş gibi... Gözlerimi hızlıca kapattım çünkü bana doğru geliyordu , ne yapacağını kestiremediğim için kaskatı kesilmiştim , ondan  en ufak bir yakınlık görsem her şey yoluna girecek ama bu iş yavaş yavaş ilerleyecek artık buna eminim. Sağ tarafımda oluşan hareketlenmeyle tüylerim şaha kalktı , Akın resmen yanımda uyuyacaktı. Belimde hissettiğim eli bir anda beni kendine çekip başını boynuma gömmesiyle hayat benim için durmuştu soluklarımız birbirine karışırken onun üzerimdeki etkisi yıllar geçmiş olmasına rağmen değişmemişti. Gözlerimi aralayıp üzerimde uyuyan adama baktım , benim hareketlendiğimi fark eden Akın aniden kafasını kaldırıp korkuyla yüzüme baktı , yüzümdeki gülümseme genişlerken o hâlâ şaşkınlıkla bakıyordu sanırım uyanmamı beklemiyordu. "Se-sen uyumuyor muydun?" Diye kekelediğinde , hayır anlamında başımı sallayıp kolumun üzerine yükselerek yüzümü onun yüzüne yaklaştırıp "neden hâlâ direniyorsun?" Diye sorduğumda Akın öylece yüzüme baktı , "Saklamaya çalışma , nafile. Sevda , badem gözlerinden uyku gibi akıyor. " Dediğimde Akın'ın çatılan kaşlarını görmezden gelip yıllardır özlemini duyduğum dudaklarına yapıştım.
Öpüşün öpüşüme karışsaydı , yüzün yüzüme ...
    Gecen gündüzüme karışsaydı , hüznün kaderime.
    Baharlar açardı kalbimde yazlar ve kışlar bir de tenin tenime karışsaydı , cennet ve cehennemden kime ne ?

Bölüm Sonu ♥️

♦️➡️ Vote & yorum yaparak HİKAYEME destek VERİRSENİZ çok mutlu olurum 🥰

HATA-2-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin