9.

2K 68 509
                                    

Barış: HAYIR KONUŞACAĞIZ!!!

Yaprak: SENİNLE KONUŞMAK İSTEMİYORUM!!! NESİNİ ANLAMIYORSUN?!!!

Barış: kimdi o herif?!! he?!! sevgilin mi?!!! öpüştün mü onunla?!! yattın mı?!! n'aptın?!!!

Yaprak: HADDİNİ BİL!!!!

Barış: BEN HADDİMİ AŞMIYORUM!!! SEN BENİM DELİRMEME SEBEP OLUYORSUN!!!!

Yaprak: SENDEN NEFRET EDİYORUM!!! İNŞALLAH GEBERİRSİN!!!

tam kapıyı kapatacaktı ki; Barış eliyle kapıyı itti. kapı Yaprak'ın kafasına çarptı, Yaprak ise dengesini kaybedip yere düştü, üstelik birde kafasını sertçe duvara çarptı. Barış gözlerini büyüttü.

Barış: Ya... Yaprak...

Yaprak'ın gözleri kapandı, başından ise kan aktı. yetmezmiş gibi birde karnından kan akmaya başladı. Barış şok içerisinde onu izliyordu.

2 hafta önce.

Ali'nin bana söylediklerinden sonra kahrolmuştum. herkes gittiğinde rahatça gözyaşlarımı bıraktım. kafamı yan tarafa çevirdiğimde ise gördüğüm kişi ile şaşırdım. Yaprak durmuş ağzı açık bir şekilde izliyordu. o an içimden tüm bunları duymamasını diledim.

Yaprak arkasını dönüp gitmek isterken ona yetiştim ve kolundan tutup kendime çektim.

Barış: Yaprak, bir dakika...

Yaprak: bırak..

başı eğikti. cılız sesinden anlamıştım ağlamak istediğini. yutkundum.

Barış: sen... ne arıyorsun burda? hem nasıl buldun burayı?

Yaprak: ş.. şey.. dünkü röportaja müdür birkaç soru daha eklememi istedi. şirkete gittim ama orada olmadığını söylediler. öğrenip buraya geldim... sormak için.

Barış: duydun mu?

sustu. başı hâlâ eğikti.

Barış: Yaprak konuşanları duydun mu?

Yaprak: b.. be... ben... ben hiçbir şey duymadım. gitsem iyi olur.

Barış: lütfen gel konuşalım... sana çok ihtiyacım var...

bunu söyledikten sonra Yaprak dudağını yalayıp, düşündü. sonra çantasından küçük bir kağıt ve kalem çıkartıp bir şeyler yazdı. elime sıkıştırıp kalemi çantasına attı.

Yaprak: bu benim evimin adresi. eğer konuşmak istersen gelirsin.

hızlı adımlarla yanımdan uzaklaştı. bir süre ardından baktıktan sonra kağıttaki adresi okudum. şaşırmıştım açıkçası. demek ki bana kaldığı yeri söyleyecek kadar güveniyordu. yoksa bana mı öyle geldi? evime girmeden önce Tim'in tanışındığı eve baktım. belli ki burada sakin yaşam sürdüremem.

evde biraz takıldıktan sonra sıkıldığımı anlayıp ayağa kalktım ve montumu alıp dışarı çıktım. telefonum çalınca ekrana baktım. şirketten arıyorlardı ama hiç uğraşamam. kapatıp telefonu sessize aldım. biraz deniz kenarında gezdikten sonra cebimdeki kağıdı çıkarttım. acaba gitsem yanlış yapar mıydım? yok, en iyisi şimdi gitmemek. ama ona çok ihtiyacım var... biraz daha yerimde durup sonra gitmeye karar verdim.

evin önüne geldiğimde evi süzdüm. iki katlı, modern evdi. ışıklar yanıyordu, demek ki evdeydi. kapısına yönelip zile bastım. ne yalan söyleyim içimde bir heyecan vardı. kapıyı açtığında sanki beni beklemiyormuşçasına baktı.

Barış: şey... eğer konuşmak istersem gelebileceğimi söylemiştin... geldim işte.

Yaprak: tamam.. geç.

YENİDEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin