Yaprak'tan.
gözlerimi açtığımda kendimi hastane odasında buldum. etrafı süzdüm, gözlerim net görmüyordu. ışığın altında yattığım için gözlerimi kırpıştırdım. ayak ucumda duran hemşireye döndüm. karnım aşağı inmişti.
Yaprak: n.. noldu bana?
hemşire: kıpırdamayın, dikişleriniz açılır.
Yaprak: n.. ne dikişleri? bebeğim nerde?
hemşire: doktordan daha net bilgi alabileceksiniz. geçmiş olsun.
hemşire çıktı. bilmiyorum neden ama gözlerim doldu. kendimi eksilmiş gibi hissettim, yarım kalmış gibi. her yerim yanıyordu. kapı açılınca bakışlarımı gelen kişiye diktim.
Yaprak: Barış bebeğim nerde?
Barış benden gözlerini almayarak kapıyı kapattı ve yanıma yavaş adımlarla yaklaştı. ağladığı belliydi. gözyaşları hâlâ gözlerindeydi. gözlerinin kenarları kıpkırmızı, gözlerinin beyazlığında kızarmış damarları görebiliyordum.
Yaprak: Barış.. noldu? he?
Barış eğildi kollarını yatağa dikerek. yutkundu.
Barış: Yaprak'ım.. bak meleğim...
Yaprak: Barış! son kez soruyorum! bebeğim nerde?!!!
Barış kafasını eğdi ve gözyaşlarını tutamayıp serbestçe bıraktı. yaşları beyaz çarşafı ıslandırdı.
Barış: yok, yok... gitti.. kaybettik...
hiçbir şey anlamamıştım. kesit kesit konuştuğu için bir şey anlaşılmıyordu.
Yaprak: Barış açık konuş nolur. noldu?
Barış: (ağlayarak) geldiğimde kanlar içinde...
buna inanmak istememiştim. lütfen şaka olsun diye diledim içimden. ama onun gözyaşları ciddiydi.
Yaprak: ha.. hayır... hayır... olamaz... olamaz... ya.. yalandır bu, yalan söylüyorsun...
Yazar.
tüm hastaneyi Yaprak'ın ,,hayır" çığlığı almıştı. hatta tüm hastaneyi değil, tüm şehri...
•••
Yaprak taburcu olunca onu sürükleyerek eve getirmiştiler. Barış onu kucağına alsa bile sanki ölüyü taşıyordu.
en ağırı Barış'ın üzerine düşmüştü. daha doğmamış, kokusunu içine çekememiş bebeğinin kaybı yetmezmiş gibi birde sevdiğini bu halde görmek onu mahvediyordu. sanki tüm dünya dursun istiyordu. zamanı geri almak istiyordu ama bunu yapamıyordu.
diğeri de yıkılmıştı. İrem'in hamile olduğu onun bile umrunda değildi. arkadaşının, hatta kardeş dediği kızın bebeği ölmüşken kendisini düşünemezdi o. Nur'un içinde öfke gittikçe artıyordu.
Nur: gelsin o Ece sürtüğü, çıksın karşıma!
bir tek o değil; hepsi intikam almaya hazırlardı. erkekler yumruklarını sıkarken, kızlar içlerindeki öfkeyi büyütüyorlardı. ama tüm bunlar ne Barış'ın, ne de Yaprak'ın umrundalardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN
Randomkendime yeni hayat kurdum. her şey yolunda. geçmişimi unuttum... karşıma o çıkana dek her şey güzeldi... şimdi ise iki yol arasında kalmışım; ya hayatta kalmak, ya da ölmek...