11.

1.3K 88 22
                                    

odada oturmuş uyuyan Yaprak'ı izliyordum. pişmanlığımı değil, ne kadar şerefsiz olduğumu düşünüyordum. karımla bebeğime zarar verecek kadar şerefsizim ben.

ağlamak istediğimi biliyordum ama haykırarak. bunu yapamazdım çünkü Yaprak uyuyor. onun mışıl mışıl uyuyan uykusundan uyandıramazdım. ben dalmışken Yaprak uyandı.

Yaprak: ah...

ettiği sesle kendime geldim ve yatağına yaklaştım. ağlamaktan sesim çıkmıyordu. var gücümle konuşmaya başardım.

Barış: Ya... Yaprak'ım..

Yaprak gözlerini tam açmış beni gördüğünde bana iğrenerek bakıp yüzünü çevirdi.

Barış: yapma bunu... gel konuşalım..

Yaprak: git.

Barış: gidemem...

Yaprak: git seni görmek istemiyorum.

Barış: Yaprak özür dile...

Yaprak: SUS!!! sus konuşma!!! git lütfen!!! git yalnız kalmak istiyorum!

Barış: gitmiyorum. benimle konuşana kadar şurdan şuraya gitmem.

Yaprak: neyi konuşacağız? senin yüzünden bebeğimi kaybettiğimi mi?

gözleri dolmuştu. benimkiler de..

Barış: ben... çok pişmanım...

Yaprak: sanmıyorum. eğer sen pişman olsaydın, o gün beni öylece bırakıp gitmezdin. sen de beni bırakmasaydın biz birkaç saat önce kavga etmeyecektik ve belki şu an koltukta oturmuş bebeğimizin cinsiyetini düşünüyorduk. daha neyi anlatacaksın?

şaşırmıştım. haklıydı. neden şaşırdım ki? başımı eğdim. yutkundum.

Barış: tamam, giderim. sadece... seni o an başkasıyla gördüğümde... kendime hakim olamadım... bir an beynime sızan sinirle..

Yaprak: O ZAMAN GİT BEYİN NAKLİ YAP BARIŞ!!!! EĞER KAFANDA BİR SORUN VARSA, GİT İYİLEŞ!!!! TIMARHANEDE YAT, İLAÇ İÇ, BİLMİYORUM YAP BİR ŞEYLER AMA BUNU ASLA  BAHANE YAPMA!!!

kafasını çevirdi başka tarafa. ben ise bir süre ona baktıktan sonra iç çekip çıktım. duvardan destek alarak sandalyeye doğru yavaş adımlarla yürüdüm ve resmen çöktüm sandalyeye. ağlamak istiyordum ve daha fazla kendimi tutamayınca yaşlarım süzüldü yanaklarımdan.

Yazardan.

Yaprak  elini karnında gezdiriyordu. ağlamak istiyordu. ağlıyordu bile.

Yaprak: (ağlayarak) bebeğim... canım bebeğim benim... özür dilerim anneciğim... seni koparıp aldılar benden, özür dilerim...

bir hafta sonra Yaprak taburcu olmuştu. olanları atlatmak onun için çok zordu. gerçi bir tek onun için değil. her anne bebeğini kaybettiğinde aynı hisleri hissediyor. sen hamile kaldığını öğrenip mutluluktan havalara uçuyorsun. canında bir can daha taşıyorsun, artık sadece kendin için değil; o minik için de yaşadığını, nefes aldığını anlıyorsun. ama sonra birden kötü bir olay yüzünden senin tüm hayallerin yıkılıyor, seninle birlikte...

Barış bu hafta içerisinde Yaprak'ı bir saniye bile yalnız bırakmadı. ne kadar Yaprak onunla konuşmasa, yüzüne bakmasa, ondan nefret etse de, o asla vazgeçmiyordu, vazgeçmeyecekti.

Yaprak'ı evine getirip yatağa yatırdı. arkasına bol bol yastık sıkıştırıp, üzerini battaniye ile örttü.

Barış: bir şey istiyor musun?

YENİDEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin