Barış hastaneden taburcu edildi. eve gelip eski hallerine geri dönerler. zaten kızlar yakalanmıştı, Ece'de ortadan kayboldu. birkaç gün sessizlik oluşacaktı. o birkaç gün uzatıldı sekiz aya. Aslan artık yürüyebiliyordu, kesit kesit bir şeyler söyleyebiliyordu. Yaprak ile Barış'ın arası eskisi gibiydi.
diğerleri hakkında pek konuşulacak bir şey yoktur herhalde. Ali kendine yeni sevgili bulmuştu. araları baya iyiydi. kızın ismi Kardelen idi. kendisi gibi o da gamzeli, fedakardı, cesurdu. ikisi birbirlerini iyi bulmuşlardı.
Sinan yine eskisi gibi kızların akıllarını çalmaya devam ediyordu. eski taktiklerini kullanarak kızların zayıf noktalarını buluyormuş. her zamanki Sinan işte. Gökhan sevgili konusunda pek başarılı sayılmazdı. Merve ile ayrıldıktan sonra her şeyin farklı olduğunu söylüyordu. üstelik birde kendi küfür ve kıskançlığıyla baya işi zordu.
Oğuz ise herkesten daha hızlı çıktı. o olaydan iki hafta sonra İrem'e evlenme teklifi etti, evlenir evlenmez İrem haftaya hamile olduğunu öğrendi. doğuma bir ay kalmıştı. ikiz bebekleri olacaktı; kız Nur, erkek Serkan.
Barış Yaprak'tan ikinci çocuk istemişti bu arada. Yaprak ısrar etse de Barış amacına ulaşmıştı. Yaprak ise altı aylık hamileydi şu an. Aslan onun karnına her baktığında şaşkınlığını koruyamıyordu. onun bu halleri ise Barış ile Yaprak'ı güldüyordu. kısacası her şey yerle yerindeydi.
Ece, en yakınındaki kişilerini de kaybettikten sonra bir süreliğine göze gözükmemeye çalışıyordu. tabii tüm bunların intikamını alacaktı ama yalnız başına bunu yapamazdı. bir depoya saklanıp plan kurarken, içeri giren birkaç siyah kılıkta adamları görünce silahını eline alıp onlara doğrulttu.
Ece: kimsiniz siz?!!
adamlardan hiçbiri ona cevap vermedi. sonra içeri siyah takım elbiseli adam girdi, elindeki tesbihini sallayarak.
X: korkma, benden sana zarar gelmez.
Ece bu sefer silahı ona çevirdi. çevirdiği anda etrafındaki adamlar kendi silahlarını çıkartırken önündeki onlara işaret etti durmaları için.
Ece: kimsiniz siz? nasıl buldunuz beni?
X: benim adım Mikhail. seninle anlaşma yapmaya geldim.
Aslan, Barış'ın boynundaki kolyeye yapışmış çekiştiriyordu.
Barış: oğlum oyuncak mı o? sen büyüdün de oyuncak mı istiyorsun?
Aslan anlamsız bakışlarla bakıyordu.
Barış: onu bana senin büyük annen verdi. doğum günüme hediyeydi. biraz büyü, ben de sana vereceğim.
Yaprak içeri elinde tabaklarla geldi. Barış hemen ayağa kalkıp elindeki tabakları aldı.
Barış: hayatım niye yoruyorsun kendini? sana ayağa kalkmak yasak demedim mi ben?
Yaprak: Barış abartma, daha altı aylık hamileyim. iki ay sonra ne olacak tahmin bile edemiyorum.
Barış: iki ay sonra seni kucağımda taşıyacağım.
Yaprak'ın dudaklarına buse kondurur. Aslan bağırmaya başlar.
Barış: kıskanma lan!
Yaprak: ay yerim ben seni, yerim yerim!
Aslan'ı kucağına alıp sevmeye başlar. Barış ise gülümseyerek onları izler. içeri koşar adımla gelen İrem, arkasından da ondan daha hızlı koşan Oğuz geldi.
Oğuz: ya iyi de sultanım, doktor dedi ki kalkmak yasak! sen ne diye yine zıplandın?
İrem: ay Oğuz, beynimi şişirdin ya, beynimi şişirdin! sus iki dakika!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN
Acakkendime yeni hayat kurdum. her şey yolunda. geçmişimi unuttum... karşıma o çıkana dek her şey güzeldi... şimdi ise iki yol arasında kalmışım; ya hayatta kalmak, ya da ölmek...