12.Bölüm/Asıl Olan

10.7K 411 261
                                    

Umursamam!..Umursamam seni!..Al götür acılarımı,sesim çıkmaz!Al götür kalbimi,yerinde olmasa da kanamaz!..Böyle bir şeyle karşıma çıktığını düşündükçe canım yanmadı!Yanmadı çünkü ölü bir şeyin yanması kişiye acı vermez!.. -İnan ki çok acı verdi!- ..Beni sevmediğini her dakika hareketlerinle,hakaretlerinle dile getirmen zorunlu mu?Beni ayaklar altında çiğnemen hoşuna mı gidiyor?Ya peki beni öldürmen?..Ömrüm yetmiyor,acılarım ve sen beni her zaman bitiriyorsunuz!Anla halimi yüreğim acı çekiyor ve haykırıyor!Duy Artık!...

olduğum yerde yere düşmüş sessiz sessiz ağlıyordum.Ağlıyorum ama ağlamam bana şifa olmuyor,içim açılmıyor!Yaralı bölgemi unutalı çoktan olmuştu.Ben sadece bıçak saplanmadığı halde kanayan ve verdiği acıyı tüm bedenimde gezdiren kalbime ağlıyordum.Ağlamam sessizdi evet ama o bunu nasıl duyamadı?O 'kuma' getirmiş olduğu kızın yanında olup beni yerden kaldırmayışı da çok koydu.Hani bazen çok kötü ama çok kötü bir şey olur ve içinizde o acıyla birlikte bir boşluk ve derinlik hissedersiniz ya içimde öyle garip bir şey de vardı.Sanki içimden bir şey kopmuş ve ben o boşluktan kurtulmak için debeleniyordum!..Ayağa kalkmam hiçbir şey değildi belki!...

***

Toz duman içinde gözlerimi açtım.Benim arabanın hızı yavaştı ama karşıdaki manyağın hızı vardı.Telefona eğilip açmam mı bir hataydı yoksa diğer arabadaki her kimse canıma kastı olduğu belliydi.O hızla çarpmak ne ya?Allah'tan hava yastığı açılmıştı yoksa diğer dünyaya gidiciydim.

Kafama aldığım hafif darbeyle arabadan sersemleşmiş gibi çıktım -kafayı tutuyom tabi- Çıktığım gibi ilk yaptığım arabama çarpan kişinin arabasını tekmelemek.Sabırlar çekerek arabama döndüğümde arabanın önünün mahvolduğunu gördüğümde delirdim.Farlar kırılmış,azda içe çekilmişti ön.Hala başımı tutarak çarpan kişinin şoför koltuğunun kapısına geldim.Önceden de dedim ya etraf toz duman içeriyi göremiyordum bu yüzden içeridekinin bayılmış olma ihtimalini yerleştirdim düşünceme.

Bir nebze arabama çarpan dengesiz için meraklandım ama bende umursamazlık çok olduğu için hiç oralı olup kapısını açmadım.Belki korkumdan çıkmıyordur diyede düşündüm.Arabamın parçalandığı yerin diğer tarafına geçip beklemeye koyuldum.

Bir on dakika bekledim.Toz duman dağılmıştı ve arabanın içini az görür oldum.Gerçekten de bayılmıştı,başı omuzuna düşmüştü ve saçları yüzünü kapatıyordu.Bu bir kadındı.

"Ama bu?Kadın mıydı bana çarpan?"diye 

şaşkınlığımı hareketlerimle dile getirmiştim.Ama bu kısa bir süreliğine idi sonra şaşkınlığıma sinir oturdu.

"Al işte kadın kullanıcının zararı!Hey Allah'ım.Anlamam, bu kadınlara neden ehliyet verirler?"

Tüm sinirimi bu sözlerimle coştururken çarpan kişinin hafif başı oynarken gördüm.Yaslandığım yerden ellerim yardımıyla hışımla ayrıldım.Onun kapısının önüne geldim.Kapıyı açmayacaktım ama kızın o haline acıdım,kapıyı onun için açtım.Kız başını tutarak etrafına bakıyordu 'Ben neredeyim?' diye söyleniyordur şimdi.Başını bana döndüğü gibi gördüğüm gözler ve yüz karşısında dona kaldım.

"Bu...Bu...Bu nasıl olur?"diye fal taşı gibi açmış olduğum gözlerle kızı izledim.

Beni gördüğüne önce şaşırsa da sonradan aklı başına gelince gülümsedi.Gördüğüm gülümsemeye tepkisiz kalarak ona gülümsedim. Mardin'e geldiğimden beri İstanbul'daki yaşamımı unutmuştum.Sağ ayağını dışarı attı,bende az geri çıktım.Büyük bir sevinçle arabadan çıktığı gibi bana sarıldı;

"Çok özledim"diye boynuma iyice doladı ellerini

Kaşlarım istemsizce çatıldı çünkü şuan İstanbul'da değil Mardin'deydik burada böyle rahatlık olmazdı.Ama yinede onu kırmamak için yavaşça ellerini boynumdan çektim.

KELEBEK ÖMRÜ (TÖRE) {TAMAMLANDI}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin