Gitmek gerekiyor tüm şehirden,ölümüne savaştığın anılardan,içinde olmadığın yüreklerden gitmek gerekiyor!İşte o zaman rahatlıyor insan..Ben 'gitmeyi' bile başaramayan bir zavallıyım.Ölümden birçok kez dönmeme rağmen hala canımı yaka biliyorsun ya sana diyecek bir şey bulamıyorum.Kalbim var ya çürümeye başladı,bedenim var ya her türden yarayı kaldırmaya gücü tükendi.Sen bunu göremezsen bile tükendi,bitti!.Sadece zaman istiyorum.Biliyorum beni asla istemeyeceksin.Bu da en çok nedense kalbimi yakıyor!Kızıl alevlerde bırakıp gittin sen!.
Acıyla kavrulan yüreğimi ona tam döndüm.Bakışları ihanet ederek yüreğimi parçaladı,hiç düşünmeden hemde.Dolmuş gözlerimi onun gözlerinde sabitleştirdim.Neydi bu korkum,nedendi ağladığım?Bana neden öyle baktığını da çözmüş değilim desem yeridir.Anlamaz o,verir cezayı sonra arkasını dönüp gider değil mi?O gece bıraktığı gibi,o gece konuşmadığı gibi!
Dolmuş ve inatla dökülen gözyaşlarımla konağın içine bakındım.Kimse meraklanmamış hatta Mehmet Ağa istifini bile bozmamıştı.Bıyıklarında bulunan bir el bıyıklarını düzeltiyordu,şaşırdım doğrusu.Bakışlarımı Emine xanıma getirdiğimde düşmüş omuzlar beklerken dik,çökmemiş bir kadınla karşılaştım.Ne oluyor burada,neden herkes sakin ve şaşırmamış?Şaşırmadıklarına şaşırdım.Etrafı böyle izleye dururken polisin sesiyle irkildim.
"Bizimle kora kola gelmeniz gerekiyor aynı zamanda eşinizde."dedi
'Eşiniz' dediği gibi başımı onlara çevirdim.Eşi mi?Tabii ya ben onun eşiyim.Tek bir şey anlamış değilim neredeyse onunla bir,bir buçuk ay evliyiz ama hala onun eşi olduğumu kabullenmiş değilim.Her kim 'Eşi' dediğinde kendimi saymıyorum.Ee o kadar çektiriyor ki beyimiz insan acaba bu davar 'Benim mi kocam?' diyesi var.İçimden kendime sabırlar çekerek Hazar Ağaya yaklaştım.Yabancı tüm heybetiyle polisin elinden kurtulup polise dik omuzlarla dönmüştü:
"Xayırdır komiser?"dedi sert mizacıyla
Polisin tek kaşı havada Hazar Ağa'ya bakması beni korkuttu.O bilinmez korkudan kaçmak için bakışlarımı kaçırdım.Etrafta dolaştırırken bakışlarımı yine umursamaz bir konakla karşılaştım.Allah aşkına burada ne oluyor biri bana anlatsın lütfen.Yetti be her an onu beni bitireceği zamanı beklemek.Bende insanım,insan bu kadar bekletilmez ki.
Kan beynime fışkırmıştı.Sinirle polise döndüm.Hazar ağanın arkasında korkakça beklemektense doğruca polisin karşısına çıkıp gerçekleri öğrenmek daha mantıklı değil miydi?Yabancının arkasından çıkıp yanında durdum.Hazar Ağa şaşkınca sakallı yüzüyle bana döndü.Polisinde bakışlarını üzerimde toplamıştım,daha doğrusu tüm konağın gözlerini üzerimde toplamıştım.Burada bir kadın asla yabancı bir erkeğin önüne böyle çıkmaz hatta hiç çıkmaz!Bu yaptığımı herkes şaşkınlıkla izlerken bileğimin tutulup geriye çekilmesiyle artık sıkılmıştım.Hazar Ağa'ya yüzümü sert bir tavırla döndüm.Başımı 'Hayır' dercesine salladım.O kadar yakındık ki birbirimizin nefeslerini soluyorduk.Gözleri kocaman açılmış,kaşları çatılmış ve dişleri birbirleri üstünde sıkıştırılmıştı ama durmak yoktu.Ben burada meraktan öleyim kimse tek laf etmesin en iyisi kendim öğrenmek o zaman.Başımı saçlarım onun yüzüne değecek şekilde hızla çevirdim.Konuşmamda yüksek seslilik olmasa bile polise ne kadar ciddi olduğumu göstermiştim.
"Komiser bey neden bizi götürürsünüz?Ben bunu şuan öğrenmek isterimde!"dedim az titreyen yüreğimle.
Ceylan kalbi taşıyorum,ne edeceğim belli olmayan,kaçıp kaçmamak arasında kalmış bir kalbi taşıyorum.Titrek bir yapıya sahip,küçük ama her acıyı içinde bulunduran bir yere sahip.Kan kırmızısı ama her an siyaha bürünebilme korkusu taşıyan bir kalp.Böyle bir kalbim var, bilmem o ne zaman anlar bunu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK ÖMRÜ (TÖRE) {TAMAMLANDI}
RomanceBurası sandığımdan daha ıssız; Önümde yürüyebileceğim bir yol arkamda beni yutacak bir deniz. Hangisine gideceğimi şaşırmış bir martı gibiyim: Balığa mı yoksa simide mi?.Siz olsanız hangisini seçerdiniz?AŞKA mı yoksa o aşkın uğrunda ÖLÜME mi?Önümü d...