20)"Olması gereken buydu."

176 14 0
                                    

    Onun yanında kalbim o kadar hızlı atıyordu ki duracakmış gibi..

Zaten onu affetmek için çok basit bir şeyler bekliyordum..

Sudan bir sebep için yelkenleri suya indirebilirdim..

Zaten söyledikleri karşısın da yelkenler suya inmişti..

"Affet beni!"

Bu kelimeyi bir kez daha duyduğumda kalbim beynime bir uyarı sinyali gönderdi..

"Off ya!  Bakma öyle yüzüme şapşal. Gel buraya."dedim ve ona sıkıca sarıldım..

O beni ihtiyacım olan hiç bir anımda yanlız bırakmamıştı.

Şimdi onu nasıl böyle yüz üstü bırakabilirdim ki?  Üstelikte bana ihtiyacı varken.. Zaten benim de ona ihtiyacım vardı Semanur'da gitmişti..

"Seni seviyorum." sanırım bunu ondan bu kadar net ilk kez duymuştum..

"Ahh.. Tabi ya bir de o var."

"Yüzüme yavru kedi gibi bakmayı kes, şaka yapıyorum.. Ben de seni seviyorum.."

Evet sonunda bir barış ilan edildi.. Hafta sonunu Kocaeli'de geçirdikten sonra evlerimize geri döndük.

Aradan 2 ay kadar daha geçti. Artık şubatın başlarındaydık. 15 tatile çok az kaldı. Finallerin bitmesini bekliyorduk. Bora her sabah işe gitmeden önce beni okula bırakıyordu.  Alp'in ise bana olan takıntısı gün geçtikçe artıyordu. Sanki Bora'yla beni gördükçe hırs yapıyordu..

Bora'yla 15 tatil için planlarımızı yaptık. Semanur'un yanına Londra'ya gitmeye karar verdik.

Tüm bunları kantinde çayımı yudumlarken düşünüyordum.. Yanıma gelenin Alp olduğunu fark ettim.

"Deniz, oturabilir miyim? "

"Bilemiyorum Alp, başıma yine bir işler açmayacaksan otur.."

"Saçmalama Deniz  lütfen ben senin başına isteyerek hiç bir şey açmam."

"Her neyse ya otur hadi."

"Tüm yaptıklarımı telafi etmek isterim o yüzden izin ver bugün çıkışta seni bir yerlere götüreyim. "

Kıskançlıktan (Ona ne oluyorsa artık.) Bora'nın arabasının tekerleklerini indirdiğini, Bora ile beni defalarca birbirimize düşürdüğünü, sarhoş gelip sitenin içinde naralar attığını unutmamı istiyordu.. Hem de yanlızca bir okul çıkışı aktivitesiyle.

"Hayır Alp. Seninle hiç bir yere gelemem üzgünüm. Bora'yla kötü olmak istemiyorum. Şu an seninle aynı masa da oturduğumu görse bile kıyametleri kopartır.Eğer yaptıklarını  gerçekten telafi etmek istiyorsan Bora ve benim gözüme girmeyi dene."

Masadan kalktığım an karşımda Bora'yı gördüm. Bu da beni hep böyle zamanlar da yakalıyordu. Bir kez olsun bir kızla sohbet ederken yakalamadı beni.. Derin bir nefes aldım..

"Hoş geldin hayatım. Bugün senin toplantın yokmuydu?"

Bora tam kaşlarını sinirle kaldırmış bana bakarken yanımıza Alp geldi ve elini Bora'ya uzattı.

"Sadece dostça el uzatıyorum."

"Dostça! Yeni planların ne bilmiyorum ama bunu o sinsi beynine sok,  seni benim olanın yanında bir daha gör- me - ye- ce- ğim! "

"Sakin ol Bora. İlk okul terk değilim ben burası üniversite. Yanlızca yaşattıklarım için özür dilemek istemiştim. Gerçekten pişmanım."

"Güzel o zaman şimdi buradan uzaklaşabilirsin." Dedikten sonra sinirden sıktığı dişleriyle bana döndü.

"Yanlızca özür dilemeye gelmiş, ben de ona zaten gerekeni söyledim. En az senin kadar sert bir tavırla.''

''Sana güveniyorum Deniz. Toplantıyı akşama erteledik seni almaya geldim.''

''Yaklaşık 1 saatlik bir dersim daha var, ve çok önemli final öncesi son ders.''

" Hadi ya  iyi ben bekliyim o zaman seni burada.''

"Gelebilirsin istersen. Bugün diğer sınıflarla birleştik 200 kişiyiz anfide. Seni fark etmezler bile."

'' Yok hayatım çok sağol ama ben ders kaldıracak kafaya sahip değilim şuan."

"Tamam hadi öptüm seni,  bekle beni burada."

Tam anfiye girdim ki mesaj..

-Aşkım ne yapıyorsun?

-Bora'cım ders dinlemeye çalışıyorum.. Sen ne yapıyorsun?

-İyi ya ne olsun, canım sıkıldı benimde..

Sonun da ders bitti...

"Bora, sizin mekana mı gitsek acaba?''

''Olur hayatım gidelim.''

''Tamam anahtarı alayım?''

''Ne alaka acaba?''

''Ee senin yüzünden, kaç aydır araba kullanamıyorum..''

''Tamam tamam al da sus.''

''Aşk olsun ya,  sustum tamam..''

"Tamam bir şey demedim."

"Gerçekten özlemişim araba kullanmayı..''

İçeriye girdiğimiz de dikkatimi çeken ilk şeyin Melis'in konuştuğu çocuk oldu. Alp miydi o ? Yok artık..

''Sen bizi mi takip ettin, bu sefer gebertirim seni.''

'' Yoo Melis davet etti beni.''

''Melis kim bu ? Ne zamandır gruba yabancı birini alıyoruz?"

''Sen Deniz'i aldığından beri,  ayrıca ben Alp'i gruba almadım. Alp benim kuzenim..''

  Yok artık ya..

Neyse ki Melis konuşmayı kesti de söze Alp girdi.

''Bora bir dk. dışarıda konuşalım sen de gel Deniz yüksek sesten konuşamıyorum da duyamıyorum da.''

'' Konuşalım da bitsin.''

Biz dışarı çıkarken Bora yumruklarını ve çenesini sıktı. Gerçekten sinirliydi..

''Bora- Deniz. İlk başta kafam karışıktı. Deniz seni gerçekten çok beğendim. Ama bir şey hissetmedim sana karşı. Aslında ben Semanur'u çok beğendim ve ondan hoşlandım. Aramızı yaparsın diye sana yakın davrandım.Ama sen beni arabada öpünce, sandım ki bana karşı bir şey hissediyorsun utandım sana söylemeye. Ama şimdi anlıyorum ki sen o gün Bora'yı kıskandırmak istemişsin. Ee siz de barıştığınıza göre gerçeği söylemem gerekti.''

''Yuh ya nerden bağladın be oğlum, az kalsın gözlerini oyacaktım Deniz'e bakıyorsun diye."

"Alp, yani ne biliyim ya bir şey diyemiyorum. Ama biliyorsun ki Semanur benim kuzenim ve benim için çok değerli üzülsün hiç istemem. Zaten şuan da Londra'da..''

"Sen merak etme Deniz, o beni bir kabul etsin ben onu hiç üzmem..Hem bak bunlar da üçümüzün biletleri. Gidiyoruz 9 gün sonra..Semanur'un  yanına..''

'' Keşke bize de sorma zahmetin de bulunsaydınız Alp bey!''

''Hadi ama Deniz. Yapmayın biliyorum siz de gidecektiniz.''

"Evet. Ama baş başa..''

♘♞♘♞♘

''Hoş geldiniz Deniz. Süpersiniz ya.Ee bu niye burda.''

'' Bu derken.Alp diyecektin herhalde.''

''Alp evet.Hoş geldin sen de hadi buyrun.''

Bora'nın kulağına hafifçe eğildim ve mırıldandım..

''Bu Alp,  Semanur'u gerçekten seviyor baksana içine düşecek kızın..''

''Haklısın galiba.Bu sefer elimden ucuz kurtuldu ama Sema'yı üzerse canına okurum.''

''Aynen ben de ama şimdi yatıp dinlenelim sabah ta erken kalkar biraz gezeriz. İyi Geceler.''

"Bir Kez Olsun Gülümse "Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin