Sarah ablanın bir tasarım atölyesi varmıs. Beni oraya götürdü.Çok hoş kıyafetler ve takılar tasarlamıştı.Hatta bana beğendiğim bir kolyeyi hediye etti.
Ofisine geçtik.Ofisin bir duvarı yanlızca camdı ve Marmara denizine bakıyordu.
Bana ne içmek istediğimi sordu ve sonra yardımcılarının birinden 2 tane icetea istedi.
"Sarah abla senin çocuğun var mı? "
8 yaşında bir kız gibi sormuştum bu soruyu.Gözleri doldu.Yanağına düşen bir damla göz yaşını elinin tersiyle sildi.Anlaşılan onun bu konu da bir acısı vardı.
"Özür dilerim seni üzdüm sanırım. Dedim."
"Yok tatlım hayır. Benim de bir kızım var tıpkı senin gibi beline kadar sap sarı saçları var. Onu benden kaçırdılar daha doğduğu ilk gün.Ve bir daha hiç çocuğum olmadı.Benimle aynı anda doğum yapan bir kadının kızı doğduktan bir kaç gün sonra ölmüş ama kimse ona ölenin kendi kızı olduğuna inandıramamış.O da benim kızımı kaçırmış.Ben yıllarca ölenin hep kendi kızım olduğunu sanıyordum. Ta ki geçen sene bu zamanlara kadar. Yıllar sonra vicdan azabı çeken bir hemşirenin her şeyi itiraf etmesiyle öğrendim gerçeği.O nu görmeye gittiğimde sahte ailesiyle çok mutlu olduğunu gördüm. Ama kızımı mutlaka bir gün geri alacağım."
Bu konuşma onu çok üzmüştü konuşurken göz yaşları hiç durmamıştı ben de üstelemedim.Bir hışımla kalktı.
"Hadi seni eve bırakayım."dedi.
Kapıyı açmasıyla 10 dk. beklediğimiz icetea ler üzerine döküldü.
Yardımcısı sürekli özür dilesede Sarah ablanın siniri gözlerinden okunuyordu.
Otoparka indiğimizde arabayı kumandayla açtı.
"Deniz yarım saat sonra bir toplantım var eğer eve gidersem yetişemem bana yardım edermisin şu ileri de ki avm den yeni bir kıyafet alayım üzerime."
"Tabi ki ederim vaktimde var daha akşama çok var."
"O zaman sıkılmazsan benimle toplantıya gel yarım saati geçmez bir kaç imza atıcam ve yeni katoloğu tanıtıcam hepsi bu kadar."
"Olur tabi çok isterim."
Benden yardım istediğine eminmiydi? Avm de bir butiğe girdi.Butiğin adı "Sarah Tasarım Butik" içeri deki herkes Sarah ablaya saygı gösteriyor.Hoşgeldiniz Sarah hanım falan diyordu..Ama onun sadece 2 cümlesi oldu.
"Özel tasarımlarımı getirin.Üzerimdekileri kuru temizlemeye verin."
Kabinden siyah kalem bir pantolon ve beyaz şık bir bluzle çıktı.Ayağında sivri burunlu rugan siyah bir ayakkabı.Sarı saçlarını sımsıkı at kuyruğu topladı.Çok şık görünüyordu.
Toplantı da muhteşem bir konuşmayla firma sahiplerini etkiledi ve 200 bin tl lik bir anlaşmaya imza attı.
Toplantıdan sonra tekrar avm ye gittik.Sarah abla kuru temizlemeden eşyalarını aldı.Ve söz yerindeyse alışverişin dibine vurduk.Muhteşemdi çok eğlendik. Elimde 10 a yakın çantayla eve geldiğimde annem çıldırmış bir vaziyette kapıda karşıladı beni.
"Deniz nerdesin sen!Bunlar ne! Sakın bana aklından geçenler doğru anne deme!"
Konuşmama fırsat bile vermeden beni odama gönderdi son sözü 2 gündür tanıyıp güvendiğin o kadınla bir daha görüşmeyeceksin oldu. Annemi ilk defa böyle görmüştüm.Normalde çok sakin bir insandır.Ama Sara abladan hoşlanmadığı da belliydi.Peki neden?
Aldıklarımı dolaba yerleştirdikten sonra uyuyakalmışım.
Annem ve babamın bağırma seslerine uyandım.
Annem sürekli olmaz hakan olmaz! diye bağırıyordu.
Babam ise "Bağırma Sevil sakin ol. Sen ilaçlarını aldın mı bugün? Lütfen onu da anlamaya çalış bunu ona daha fazla yapamayız!" Derken sakinleştirici bir ses tonu vardı.
Hem ne ilacı? Annem ilaç mı kullanıyordu? Neyi kime yapamazlardı artık? Neler oluyordu?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Bir Kez Olsun Gülümse "
Romance"Hayat,ağlamaya değmiyecek kadar kısa değil mi sizce de? " -Her zaman bir umut vardır... Yıllar sonra ailesinin gerçek ailesi olmadığını öğrenen bir kız.Ağlamayı aşkta unutan, aşkı Bora'da bulan.. Peki, ailesinin yaptıkları yanına mı kalacak ? Deniz...