33) "Senin yüzünden değildi."

97 8 11
                                    

Gördüklerimiz karşısında da şok olduk..Bora donup kaldı..

''Aslı Ay batırdığı 4 sirketten sonra o kadar  borca ve aşalanmaya dayanamayarak intihar etti.

Ölmeden 1 ay önce kadar oturduğu ev, araba ve şirkette ki hisselerini ortağı Bora ve Deniz Ata'ya borcu karşılığı devretti. Bıraktığı notta ise herşeyi itiraf etti.''

''Yok artık ya! Daha bir kaç saat önce konuşmuştuk.''

"Benim yüzünden Deniz.Üzerine çok gittim."

"Hayır hayatım tamamiyle saçmalıyorsun..Eğer öyle olsaydı 1 ay öncesinden sana bırakmazdı tüm varlığını.O yanlızca pişman olacağı çok fazla şey yapmış ve bunlara dayanamamış.."

Oysa ki ne kadar da garipti tüm bu olanlar..Suçluluk duymamaliydi bence..Yani bu çok saçmaydi.. Daha dün sesini duyduğum henüz tanısmadigim biri..Fotoğrafını bile yanlızca bir kez haberler de görmüştüm..Çok garipti..Tüm bu olanlar..

"Benim yüzünden Deniz. Görmedim fark etmedim. Fark etsem yardim etmezmiydim ? Ölmek zorunda değildi..Ben kör olmuşum.Muhtemelen bize bıraktıklarını da bana imza karşısında vermiştir.Onu bile fark etmemişim neye imza attığımi bile görmemişim Deniz..Hepsi benim suçum.."

"Saçmalıyorsun Bora. Hem de çok. Nereden bile bilirsin ki? Kadın herşeyi saman altından yürütmüş..Öyle olmasa bize taktığı borcun farkına varırdık.."

"Hayatım ölmüş insan hakkında biraz daha düzgün seç kelimelerini lütfen.."

"Haklisin ama kusura bakma eğer ki fark edilecek bir şey olsaydı şirketin batacağini görürdün.Keşke engelleye bilseydik ama o zaten kafaya koymuş belli ki."

♘♞♘♞♘

Aradan 2 ay geçmesine rağmen Bora yaşadığı pişmanlığı pekte atlatamadi.

Ama babam dan aldığım yarı borç yarısı da yardım olan parayla şirketi kurtardık. Her gece rüyalarım da aynı şeyi görmeye başladım.. Küçük bir kız çocuğu..Ben uçurumdan düşmek üzereyim sürekli ağlıyor ve küçücük eliyle düşmemem için beni çekiştiriyor..'Gitme anne gitme!  Anne bırakma beni! '

Her sabah biraz daha hatırladığım kadarıyla çizdim yüzünü o kızın.

'Bak Bora kızımın 5 yaşında ki hali.'dedim.

Bora gün geçtikçe korkuyordu.'Yapma böyle hayatım diyip duruyordu.'

Doktorum ise bana ve Bora'ya sürekli bunun hamilelik psikolojisiyle ilgili olduğunu söylüyordu.

Ama ben geçtikçe kötü hissediyordum kendimi...Her geçen gün.

Bir gün awm de yürürken yıllar önce den çok tanıdık bir yüzle karşılaştım.Yüz tanıdık geldi ama kim olduğunu bir türlü çıkartamadım.Soluklanmak için bir cafe ye oturduğumda izin isteyerek yanımda ki sandalye ye oturdu.

''Beni hatırladın mı? "

"Kusura bakmayın yüzünüz çok tanıdık geldi ama pek çıkartamadım.''

''Önemli değil ben seni tanıdım, hani karasu da bir ev  tutmuştun. Üzerinde bir kız Kuran kursu vardı. Bilmem hatırlarmısın? Orada sohbet anlatırdım ben. "

"Ahh evet. Esra hoca.''

''Evet. Goörüşmeyeli neler yapıyorsun Deniz.''

''Size bahsettiğim Bora'yla evlendim ve şu an bir miniğe gebeyim.Mimarliktan mezun oldum. Eşimle bir inşaat şirketini yönetiyoruz.''

''Çok sevindim Deniz'cim Allah hayırlı evlat versin inşAllah.''

"Çok saol Esra sen neler yapıyorsun ?"

"Aynı bildiğin gibi evlendim İstanbul'a yerleştim."

"Çok sevindim. Eğer buralardaysanız görüşürüz yine."

"Avcılar da oturuyorum. Ama engel değil tabi ki görüşmemize. Bir de yanlış anlamazsan sıkıntılı gördüm seni. Sebebini öğrenmemin bir sakıncası var mı Deniz'cim."

"Yok sorun değil. Acayip bir rüya görüyorum bu aralar. O na takıldı kafam. Tabi ki amel edecek değilim bir rüyayı hamilelik psikolojisine vuruyorum ama ne biliyim iyi hissetmiyorum işte."

"Bir de bana anlat. Ben de yorumlamak isterim."

"Olur." bir solukta anlattım rüyami..

"Bence de hamilelik psikolojisi. Ama bence bolca dua etmeli ve rabbine sığınmalısın ve sürekli olarak abdestli bulunmalısın. Unutma ki ölüm kötü bir şey değildir. Amelin iyi olduğu sürece. Ayrıca doğuma abdestli girmeye çalış. Biz doğum da abdestli ölenlerin şehit olduguna inaniyoruz."

"Haklisin biraz da olsa rahatladim tabii. Ama artik kalksam iyi olacak eşim isten gelmek üzeredir."

"Tamam Deniz görüşürüz al bak buraya numarami yazdım ne zaman istersen ara."

"Mutlaka arayacagim kendine iyi bak."

"Sen de, görüşmek üzere."

Bora'nin sana yardımcı tutacağım sözlerine daha fazla dayanamadım ve kabul ettim.Ancak bu aralar alinganligim ve kıskançlığım da üst düzey de olduğundan ne gelenleri beğendim ne de Bora'nin israrlarina kulak astım.En son ise Bora'yi elinde büyüten Semra abla da orta kararı bulduk. Tabi ki adi üstünde YARDİMCİ yani bana yanlızca yardim edicek. Bora her ne kadar tüm isi ona yiksa da kendi isimi kendim gorebilirim diye düşünüyorum.

''Deniz!!!!''

"Bora! Niye bagiriyorsun hayatım ya aklımı çıkarttın."

"Deniz beni gerçekten delirteceksin sen bir gün! Ya bir kere laf dinle ya bir kere! Sen 4,5 aylık Hamilesin yani yolun yarisindasin. Ne isin var elinde yaklaşık 7 kiloluk bir çamaşır sepetiyle."

"Bora yeter ama harbiden ya! Artik isime de mi karisiyorsun ? "

"Deniz lütfen hayatım ya.Bari Ayşe Rana'yi düşün ."

"Heee ben hic düşünmüyorum yani onu! Ben düşüncesiz bir anneyim öyle mi ?"

" Deniz! Nereye gidiyorsun? Ya Deniz! Tabi ki de öyle söylemek istememistim.Hey Allah'im sen buyuksun.."

"Off hayatım ya tabi ki de öyle demek istemedim.Maksat seni caydırmak.Tabi ki sen bu Dunya'nin en düşünceli annesi olacaksin. Yanlızca bu aralar hassassin biraz kabul et.."

"Belki biraz..Bora dinlenmeliyim..Uykum var gerçekten.."

"Tamam hadi dinlen sen..Ben de Semra sultanın yaptıklarını bir test edeyim..Kekler mi desem börekler mi desem ?"

"Canım çekmiyor Bora."

"Hadi ama hic mi ? Limonlu kek desem ? Arnavut böreği desem ?"

"Off ama ya! Bu haksızlık desem ? Belki bir dilim kek hic fena olmaz desem ?"

"Zafer benimdir! Hadi gel aşağıya inelim."

.........................

"Ya sen böyle bir şeyi bana nasıl söylemezsin?"

"Bir Kez Olsun Gülümse "Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin