28) "Ömrüm"

119 10 1
                                    

Yine kapının çalınmasıyla açtım gözlerimi..Ama Bora yoktu yanımda.
Kalktım ve sabahlığımı geçirdim üzerime.

''Kim o? ''

Tok bir erkek sesi. "Oda servisi.''

''Bir ihtiyacımız yok gidebilirsiniz.''

''Aç Deniz.''

Bora..

''Manyakmısın?  Aklımı çıkarttın.''

''Korkma hemen sende.''

''Elinde ki ne?  ''

''Ufak bir hediye.''

''Ne hediyesi? Kime? ''

''Doğum günü hediyesi, ömrüme..''

''Yani bana.''

''Bugün senin doğum günün mü? ''

''Benden başka ömrün mü var?  Oyarım gözlerini Bora.''

''Şaka yapıyorum aşkım ya kızma hemen.Düğündü hazırlıktı balayıydı derken kaynadı senin doğum günün.O yüzden hediyeni ancak verebiliyorum.''

Kutuyu bana uzattı,  açtım..Çok harika bir kolye..Bakır rengi.Pırlanta ve elmaslarla süslü..Ara ara ufacık inciler..Muhtemelen çok eski ve çok pahalı bir kolye.

''Beğenmedin mi? "

''Saçmalama  bayıldım.Hayatım da gördüğüm en harika  kolye.Muhtemelen çok eski ve çok özel bir tasarım.Bayıldım buna aşkım çok teşeklür ederim.''

''Annemin kolyesi.Babam ona yaptırmıştı.Ama onun takması pek mümkün olmadı.Babam ona beğenip beğenmediğini sorduğunda  aynı senin gibi cevap vermişti.Bayıldım.O yüzden Allah nasip ederse gelinime de bunu takacağım.''

''Çok güzelmiş gerçekten hayatım gerçekten çok teşekkür ederim.Annenin hatırasına en güzel şekilde bakacağıma emin olabilirsin.''

''Buna zaten eminim.Sen benim ömrümsün.Öyle olmasa bunu sana hediye etmezdim.Hatıra olduğunu bil.Ama bu kolye artık senin yani emanet değil.Sana ait..Kasma  bir şey olur diye.Takmamı istermisin? ''

''Yok  kasaya kaldır.Pis pis takmak istemem bir duşa gireyim.Kahvaltıya giderken takmakta abes olur biraz.Ama akşam yemeğin de en şık kıyafetimin üzerine takıcam.Parıltısı km öteden fark edilsin diye.''

''Senin parıltının yanında fark edileceğini sanmıyorum ama.''

Bora'ya doğru bir adım attım.Parmaklarımın ucunda durarak ona sıkıca sarıldım ve öptüm..

''Sen benim sahip olduğum en güzel şeysin.Ben sana sahipken daha ne isteye bilirim ki? Sen benim ömrümsün.Sen olmasan ben nefes alamam.Gözlerim ve kalbim seni ararken yaşayamam.''

Beni öperek susturdu.Ama gözünde ki yaşı fark ettirmeden silemedi.Çünkü gözyaşı yanağıma düşmüştü.Kısık bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

''Bir  daha sakın böyle konuşma.Sandığın kadar basit değil o.Bazen insanın en sevdiği hayata gözlerini yumabilir ama geride kalanlar hayata eskisi gibi sarılmak zorundadır.Ben annem öldüğün de hayata küsseydim şimdi seni bulabilirmiydim.''

Baş parmağımla tek akan gözyaşını sildim.

''Ben duşa gireyim hayatım yoksa aç kalıcaz.''

''Deniz..''

''Efendim.''

''Allah bize unutma nimeti vermiş.Aksi durumunda acıları ilk gün ki gibi hissetseydik kafayı yerdik.''

''Hayatım lütfen artık her güzel konuşmamızın sonu acı dolu bitmesin.''

Boğazını temizledi ve güldü ''Senin  yüzünden.''

Ben de güldüm.

Duştan bornozla çıktım.

''Ne giysem şimdi ya? "

''Yine mi ne giysem derdi? "

''Alış buna hayatım.Bir oda eşyam değil bir fabrika eşyam da olsa duyacaksın bunu.''

''O zaman bir tane eşyan olsun hep onu giy.''

''Hah çok komiksin.Sonra ne de çıkarım ya ben insan içine..Çıkarsam da yanında kokuşuk bir kadınla gezerken cefasını sen çekersin.''

''Olsun öyle de güzel olursun sen bence. Tıpkı şimdi olduğu gibi.İstersen kahvaltıya böyle gel.''

''Bak senn..Benim kıskanç kocam bana kahvaltıya böyle gel diyor.Gelsem yani hiç utanmıcaksın eşini böyle götürmeye.''

''Tamam tamam düşüncesi bile kötü.Giyin hadi çıkalım.''

Üzerime yüksek  bel dizde biten bir etek giydim.Lacivert üzerinde kocaman çiçekler olan bir etek.Üzerime de kolsuz beyaz bir gömlek.Gömleğin uçlarını eteğin içine soktum.Ve eteğin altından güzelce düzelttim.Ayaklarıma da beyaz parmak arası şık bir sandalet giydim.Saçlarımı banyo da kurutmuştum zaten.Taradım ve serbest bıraktım.İncecik bir eyeliner çektim.Alyansımı ve tek taşımı parmağıma taktım.Boynuma da hiç çıkartmadığım incecik zincirli B&D yazan kolyemi taktım ve gömleğimin içine soktum.

''Hazırım.''

''Görüyorum.''

''Görüyorsan kalk o zaman.''

''Kahvaltı bitmiştir diye kalkmıyorum.''

''Dalga geçme Bora.Saat daha 9.''

''Tamam tamam. Hadi tut elimi çıkalım.''

''Tamam Babacım.Sıkı sıkı tutayım da kaybolmayayım dimi? ''

''Deniz.Baban arıyor.''

Birbirimize baktık ve kahkahalarımızı serbest bıraktık.Bora'nın elini tuttum ve odadan çıktık.Telefonu açtım.

''Efendim Babacım.''

''Nasılsınız kızım? ''

''İyiyiz babacım.Siz nasılsınız? ''

"Biz de iyiyiz.Görüşemedik bir kaç gün dür merak ettik sizi.''

''Kusura bakmayın hiç arıyamadık.Ama bir problem yok gayet iyiyiz.''

''Tamam kızım Bora'ya çok selam söyle.Çok özledik seni daha fazla durmadan gelin.Hadi görüşürüz."

Tam da bu arada otele girdik.Bora lobide ki kızlara sinir olduğumu bildiği için elimi bıraktı ve kolunu omzuma atıp beni kendine çekti.Ben de kolumu beline atarak ona sarıldım..Turizmci kızlar bu kadar güzel olmak zorunda mı ya??

''Tamam babacım.Bora'nın da selamı var.Sen de anneme çok selam söyle ve öp benim için.Hadi görüşürüz.''
dedim ve kapadım telefonu.

Otelin bahçesinde ki göl evlerin de kalıyorduk biz.Orası çok güzeldi.Ama odaya yemek isteyememek ve her yemeğe buraya gelmek kötüydü.Kahvaltımızı ettik ve tekrar odaya gidirek mayolarımızı giydik.Yüzme vakti..
Ben denize gideceğimizi sanıyorken Bora odanın arka kapısını açtı.

''Bugün havuza girelim.''

''Olur.''dedim ve Bora'nın yanına giderek bir adım dışarıya attım.Zaten havuza da bir adım kalmıştı..

Birden sırtım dan biri ittirdi ve kendimi havuzda buldum.

''Seni eşek.Sen beni nasıl havuza ittirirsin.Sen şimdi görünsün.''
Havuza atlamasıyla kafasından bastırdım.Çıkmasını engellemek istiyordum ama ne yapıp ne edip yine beni engelledi.

Anlaşılan koca bir gün havuz da geçecekti..

"Bir Kez Olsun Gülümse "Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin