Türkiye'ye döndüğümüz de Emre ve Ebrar'ında evlilik kararı aldıklarını öğrendik.Ama onlar bizim gibi zamana bırakmayıp 1-2 ay sonra evleneceklermiş.Ebrar'ın okuma aşkını bildiğim için şaşırdım tabi ki biraz haliyle..Ama aşkın gözü körmüş demek ki.. Son 2 seneyi evliyken okuyacakmış..
Her neyse ikisini de çok seviyorum.Çok mutlu olurlar inşallah.
★★★★★★
Bir haftadır yeni bölümünü beklediğim, beklerken de çıldırdığım ve bir türlü vazgeçemediğim 'Kalbini Aya Ver' adlı kitabı wattpad ten açıp baştan sona tekrar okudum..Sanırım Kumsal'ı baya bi özlemişim..
''Aşkım, napıyorsun burada? "
''Wattpadten kitap okuyordum hoşgeldin.''
''Tahmin edeyim 'Kalbini Aya Ver.''
Çıldırtıyorsun beni artık.Beyza'ya söyleyelim de sana kitabın sonunu söylesin.''
''Saçmalama ya olur mu öyle şey..''
''Hazırlanda çıkalım çocuklar barda bekliyorlar.''
''Çıkmasak mı aşkım ya?''
''Çıkacağız Deniz. Evlilik haberini duyunca çılgına döndüler bir an önce bizi görmek istiyorlar..''
''Tamam da ne giysem ki şimdi? ''
''Bir oda eşyan var Deniz. Seç birini düğüne gitmiyoruz ya. Her zaman ki mekanda olacağız.''
''Offfff. İyi tamam bekle burada giyinip geliyorum.''
Bora'yla uyumlu olmaya karar verdim. Siyah pantolon , koyu mavi kazak üzerine de siyah deri ceket giymiş. Koluna siyah kalın kayışlı kemer takmış.
Ben de siyah dap dar bir kot giydim. Üzerine koyu mavi bir kazak ve siyah deri ceket.. Siyah kalın kayışlı saat.. Eyelinerımı çektim. Saçlarımı saldım zaten dümdüzdü.Ve odadan çıktım..
''Vay canına. Bir insan deri ceket ve siyah kotla ancak bu kadar çekici ve güzel olabilir.''
''Abartma Boraa.. Her zaman ki çekiciliğim işte.''
''Orası öyle tabi ama bugün bir farklısın.''
''Farklı değilim. Yanlızca seninle aynı gibiyim..''
''O da var.Hadi çıkalım.''
Siyah topuklu yarım botlarımı giydim ve çıktım. Sürücü koltuğunun yanında ki koltuğa oturdum ve kemerimi taktım..
''İşte geldik.''
''Görüyorum aşkım.''
''Wauw siz yine mi aynısınız ya?''
Sanırım bu Melis benim varlığıma git gide alışıyordu.
''Öyleyiz evet, naber Melis? ''
''İyi ya ne olsun sizi sormalı?''
''İyiyiz biz de kafa dağıtmaya geldik işte.''
Cenk söze girmese şaşardım zaten..
''Yanlışın var.Kafa dağıtmaya değil kutlama yapmaya geldiniz.''
''Bir de o var evet.''
Bar da pasta???
Yok artık ben kafayı çekeriz diye düşünmüştüm..
Pastalar kesildi, sıra dans pistinde...
''Beni bulaştırmayın.''
''Yaa Deniz gel işte.''
Ne yapmaya çalışıyordu ki bu Melis.
''Rahat bırakın Deniz'i, biz onunla sohbet edeceğiz.''
''İyi tamam ya..''
''Bora gitsek mi aşkım ya kötü hissediyorum gerçekten.''
''Neyin var? ''
''Halsizim ve başım ağırıyor.''
''Tamam bizimkilere söyleyeyim sen arabanın yanında bekle beni.''
Yanıma geldiğinde ben çoktan bende ki anahtarla kapıyı açıp arabaya binmiş, emniyet kemerimi takmıştım..
''Ne oldu hayatım?''
''İçimden bir parça koptu sanki..''
''Nasıl yani?''
''Birine bir şey oldu Bora. Buna neredeyse eminim. Benim bir parçam koptu.. Sevdiğim biri zarar gördü. Hemen eve gitmeliyiz.''
Eve geldiğimiz de anne ve babamı iyi görmek beni rahatlattı.
''Bora hadi gel bir şeyler içelim.''
''Olur bir kahveni içerim.''
Bol köpüklü, bol şekerli, iki kişilik Türk kahvesini ben yaptım.
''Wouw senin böyle becerilerin de mi var? Gerçi içmek te hálá tereddüt ediyorum ama.. Ölmem dimi?''
''O kahveyi içince ölmezsin ama şu bakır cezveyi tam şah damarına yersen ölebilirsin.''
''Vay canii. Şaka yaptım hemen kızıyorsun.Ellerine sağlık çok güzel olmuş.''
''Saol. Ama hatırlatırım Karasu da tüm yemekleri ben yapmıştım.Mutfak ta yapamıyacağım tek şey baklava açabilmek. Su böreği bile yapabilirim.''
''İyi valla. Biz şu evlilik sürecini hızlandırsak mı ne ?''
"Hani az önce 'erken ölmeye niyetim yok' havalarındaydın. Ne oldu?''
''Gözde hanım izinliyken babamın kırmaya çalışıpta beceremediği yanık yumurtalardan zehirlenmediysem daha da bir şey olmaz heralde bana.''
''Yok artık.Yazık size ya..''
''Gülme Deniz.Gebertirim seni.''
''Ölümden korkuyormusun Bora?''
''Yuh ya! Ölümden değil de senden korkuyorum. O nasıl bir konu değiştirmektir.''
''Ciddi bir cevap ver.''
''Kimi zaman evet ama kimi zaman da anneme kavuşacağım düşüncesine kapıldığım için hayır.''
''Peki mezarlıklardan.''
''Hayır içinde ben olmadığım sürece sorun yok. Sen?''
''Ben de mezarlıklardan korkmam ama kabirden korkarım. Yani ne biliyim hiç bilmediğin bir yer sonuçta..Kim korkmaz ki meçhule gitmekten? Yani meçhul demeyelim de işte ne biliyim..''
''Peki bu soruyu neden sordun?"
"Bilmiyorum.Sormak istedim..''
♘♞♘♞♘♞
Bora'yla yaptığımız konuşmanın üzerinden 2 gün geçti.Annem ve babamla bir pazar vakit geçirmek istedik. Film izlerken telefonum çaldı.Arayan Emre.
''Efendim abi?''
''Deniz...''
''Emre ne oldu?''
"Ne olmuş kızım?"
"Yok bir şey annecim.''
''Her şey yolunda mı tatlım?''
''Sorun yok baba.''
''Emre odama geldim ne oldu yine mi Ebrar'la kavga ettiniz.''
''Hayır.''
''O zaman niye ağlıyorsun? Sen hiç ağlamazdın ki.''
''Deniz...Deniz..Annem ve Babam...''
★Kısa bir bölüm oldu evet ama bir aksilik olmazsa bir kaç saatte yeni bölüm geliyor..Peş peşe 2 yeni bölüm..Yanlızca toparlamaya çalışıyorum kafamda. Yorumlarınızı mutlaka bekliyorum.. :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Bir Kez Olsun Gülümse "
Lãng mạn"Hayat,ağlamaya değmiyecek kadar kısa değil mi sizce de? " -Her zaman bir umut vardır... Yıllar sonra ailesinin gerçek ailesi olmadığını öğrenen bir kız.Ağlamayı aşkta unutan, aşkı Bora'da bulan.. Peki, ailesinin yaptıkları yanına mı kalacak ? Deniz...